Dolaylı vergiler, kısaca mal ve hizmet satın alınması ile ortaya çıkan vergilerdir. Bu vergiler, her türlü mal ve hizmet kullanımında bulunan gerçek veya tüzel kişinin, refah düzeyine, elde ettiği gelire bakılmaksızın aynı oranda ödenen vergilerdir. Dolaylı vergiler mal veya hizmeti satın alırken, malı ve hizmeti satın alanlara yansıtılarak tahsil edilen bir vergi türüdür. Mal ve Hizmet üzerinde alınan vergiler; Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, Özel İletişim Vergisi, Banka Ve Sigorta Muameleleri Vergisi ve Şans Oyunları vergisidir. Bu vergilerin mal ve hizmet üretimi, mal ve hizmet alım-satımı üzerindeki etkilerinden bahsetmek istiyorum. Türkiye vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payı, dolaysız vergilerin payından oldukça yüksektir. Verginin yansıtılması ve tahsili oldukça kolay olduğundan idareler tarafından tercih edilen tahsili ucuz ve kolay vergilerdir. Dolaylı vergiler, yansıtılan mal ve hizmetin satın alma bedelini artırmakta, yansıtılan bu vergi eğer yansıtılan mal ve hizmet üretiminde kullanılan mal ve hizmetlere yansıtılıyor ise bu mal ve hizmetlerin maliyetini, yansıtılan oranda artırmaktadır. Her ne kadar bazı dolaylı vergiler üretim yapan, mal ve hizmet alım-satımı faaliyetinde bulunanlar tarafında bir sonraki alım-satım-dağıtım zincirine devredilse de sonuçta tüketici üzerinde kalan bir vergidir. Çağdaş devlet yönetimlerinde, devletin kamusal faaliyetleri için gerekli olan finansmanın tedariki için toplumun gelir elde eden kesimlerin gelir ve kazançları üzerinde, verginin tabana yayılması ve gelir adaletinin sağlanması için dolaysız vergiler ile sağlanmakta ve vergide sosyal adalet ilkesinin gerçekleşmesine çalışılmaktadır. Dolayısıyla modern devlet anlayışlarında kamu hizmetlerinin sunumu için gerekli olan finansal kaynaklar genelde Dolaysız vergilerle sağlanmaktadır. Gelişmemiş yada gelişmemiş ülkelerde ise, dolaysız vergilerin tahsil zorlukları, sistemli bir mali mevzuat uygulaması ve denetimi olmadığından genel tüketim vergilendirilmekte, toplumun düşük gelirli kesimleri de ağır vergi yükleri ile daha da fakirleşmekte ve toplumdaki adil olmayan bir gelir dağılımı ortaya çıkmaktadır. Her ülkenin vergi sistemi içerisinde, dolaylı ve dolaysız vergilerin payını etkileyen faktörlerin, ekonomik, siyasal ve sosyal olduğunu söylemek mümkündür. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi arttıkça , bireylerin ve kurumların vergiye bakış açıları ve vergiye yaklaşımları pozitif anlamda etkileneceğinden, vergi gelirleri de artış eğilimine girecektir. Dolayısı ile toplumsal vergi algısı, sağlıklı ve etkin işleyen bir vergi sistemini doğuracaktır. Güçlü bir vergi algısı ve bilinci ile etkinliğe sahip vergi sistemi , yönetimlerin uyguladığı vergi politikaları ve çıkarılan vergi yasaları ile doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle, vergi sistemini etkileyen faktörler olduğu gibi, vergi sistemleri de ülkelerin sosyal, ekonomik yapılarını da etkilemektedir (Öncel ,vd,2002:5-8).

Dolayısı ile Ülkemizde toplam vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payının, gelir, kazanç ve servet üzerinden alınan dolaysız vergilere göre daha fazladır. Bu durumun nedeni, yasaların ve vergi sisteminin yetersizliği, servet ve kazançların çeşitli nedenlerle tam olarak vergilendirilememesi, veya denetim mekanizmalarının etkisizliğine bağlı vergi tahsilatlarının daha etkin yapılmaması nedeniyle dolaylı vergilerin tahsil kolaylığı ve ucuz olmasından dolayı tercih edilmektedir. Dolaylı vergilerin yüksek ve yaygın kullanımı halkın dar gelirli kesimini fakirleştirmekte, bireyler ve kesimler arasındaki gelir dağılımını olumsuz etkilemektedir. Tüketici harcamaları açısında bakıldığında, gelir olarak daha önce vergilendirilen kazancın elde kalan kısmı ikinci kez harcanırken vergilendirilmektedir. Adil bir vergi sistemi, adil gelir dağılımını birlikte gerçekleştirecektir.