Aydın İl sınırları içerisinde bulunan en önemli akarsu Büyük Menderes Nehri’dir. Bu nehri besleyen diğer önemli yan dere ve çaylar ise; Çine Çayı, İkizdere, Dandalaz Çayı, Akçay, Karpuzlu Çayı, Tabakhane Deresidir.
Türkiye’nin endüstriyel ve tarımsal anlamda en önemli üretim bölgelerinden olan Büyük Menderes Nehri’nin ana su kaynağı olduğu Büyük Menderes Havzası başta kirlilik olmak üzere su kaynaklarına ilişkin bir çok problemle karşı karşıyadır.
Hızlı sanayileşme ve şehirleşme sonucunda oluşan sanayi ve evsel atıklarla hatalı kullanılan suni gübre ve pestisitlerden kaynaklanan tarım kirliliği, nehir ekosistemini ve havza verimliliğini olumsuz etkileyerek sürdürülebilir tarımı, çevre ve insan sağlığını tehdit etmektedir.
Büyük Menderes Nehri’nin kirliliğinde en büyük payı Uşak ilinde bulunan deri sanayi ve evsel atık suları almaktadır. Denizli ili tekstil sanayi ve evsel atık suları ile kirliliği bir kat daha arttıktan sonra zaten kirlenmiş olarak Aydın İl sınırları içerisine giren Büyük Menderes Nehri, özellikle evsel atık sular ve jeotermal akışkanlar, zeytin karasuyu vasıtası ile kirletilmeye devam edilerek Ege Denizi’ne kadar olan yolculuğunu tamamlamaktadır. Büyük Menderes Nehrinden beslenen Bafa Gölü’nde de tuzluluk ve kirlilik artmıştır.
Büyük Menderes Nehri’nin suladığı Büyük Menderes Havzasındaki ovalar Aydın, Söke, Yenipazar, Koçarlı, Karpuzlu, Çerkez ve Çine Ovası gibi yerel adlarla anılırlar. Bu ovalar tarımsal üretim açısından son derece önemlidir.
Aydın İli ondört tarımsal ürün üretiminde Türkiye’de ilk üç İl arasında yer almaktadır. Pamuk, incir ve zeytin havzada üretilen başlıca tarımsal ürünlerdir.
Tarımsal üretimin yanı sıra tekstil ve deri sanayi havzadaki önemli üretim alanlarıdır.
Aydın ilinde toprak kirliliğinin başlıca kaynakları; erozyon, toprakların amaç dışı kullanımı, arıtmaya tabi tutulmayan evsel ve sanayi atıkları, jeotermal akışkanlar, yanlış yapılaşmadan kaynaklanan bozukluklar, toprak sanayine hammadde temini nedeniyle oluşan kirlilik, arazi açma veya başkaca nedenlerden dolayı oluşan orman yangınlarından kaynaklanan kirlilik olarak sıralanabilir.
Havza nüfusu, su kullanımı ile atıkların yoğunlaşmasına neden olurken sulu tarım yapılan alanların genişlemesi yanında, tarımsal ilaç ve gübrelerin gereksiniminden fazla ve bilgisizce kullanımı ile artan nüfusa bağlı olarak büyüyen ve gelişen kentlerde sanayi ve evsel atıkların sulara boşalımı, yüzey ve yer altı suları ile toprak ve bitkilerde kirlenmelere yol açmaktadır. Sonuçta kirlilik doğal kaynakların fiziksel yapılarında ve kimyasal bileşimlerinde değişmelere neden olmakta, milyonlarca yılda oluşan ekolojik denge hızla bozulmaktadır.
Büyük Menderes Havzasında temel kirlilik kaynakları, toprak, hava ve su kirliliği olarak sıralanabilmektedir. Su kirliliğine neden olan faktörleri tarımsal ve endüstriyel faaliyetler, kentsel atıklar, jeotermal akışkanlar olarak toplamak mümkündür. Tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirliliğin içerisinde toprağın işlenmesi ve erozyon, yapay ve doğal gübreler, hayvan atıklarının oluşturduğu kirlilik, tarımsal mücadele ilaçlarından kaynaklanan kirlilik yer almaktadır.
Sanayi atıklarının neden olduğu kirlilikte ise kimyasal, fiziksel, fizyolojik, biyolojik ve radyoaktif kirlilik bulunmaktadır.
Dünyada yapılan çalışmalar kalkınma, çevre ve yoksulluk arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Her ne kadar yoksulluk ve çevre ilişkisinin yönü konusunda fikir birliği oluşmasa da etkileşim olduğu kabul edilmektedir.
Çalışmaların neticelerine bakıldığında; çevresel kaynakların kırsal hane halklarının gelirleri üzerinde etkili olduğu, ormanların korunması ve yoksulluğun azaltılması arasında etkileşim olduğu, çevresel bozulma ile yoksulluk arasında doğrudan bir ilişkinin olduğu sonucuna varılmıştır.
Adnan Menderes Üniversitesinden F. Çondur’un 2010 yılında Büyük Menderes Havzası’nda yeralan yerleşim birimlerindeki hane halkları ve işletmelerle yapılan çalışma sonuçlarına göre; hane halklarının sosyo-ekonomik yapıları, sanayi ve tarımsal üretim biçimleri-büyüklükleri ile çevresel kirlenme arasındaki ilişki olduğu, Büyük Menderes Havzası’nda kirlilik ve yoksulluk arasında ilişki bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Aydın ilinin başlıca problemleri; sosyoekonomik problemler, doğal kaynak problemleri, çevresel problemlerdir. Büyük Menderes Nehrinde oluşan kirlilikten dolayı sulama suyu olarak kullanılan nehrin suyu, tarımı olumsuz yönde etkilemektedir. Aydın’da tarımsal kirlenmeye yol açan ana nedenler ise kontrolsüz kimyasal kullanımı ve kirli suların sulamada kullanımıdır.
ADÜ ve Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalarda Büyük Menderes Nehir suları ile yapılan tarımsal sulama sonucu, Aydın ovaları topraklarında ağır metal kirliliği Büyük Menderes Nehir suyundan beş kat fazla, ova topraklarında yetişen tarımsal ürünlerde ağır metal seviyesi nehir suları ile sulanmayan topraklarda yetişen tarımsal ürünlerden iki kat fazla saptanmıştır.
Aydın’ın ekonomisi tarıma dayalı olmasından dolayı, bilinçsizce kullanılan gübrelerden kaynaklanan ve yer altı sularına sızan azot ve fosfor kirlenmesi, diğer birçok ilde olduğu gibi ilimizde de görülmektedir. Hayvancılık tesislerindeki çalışmalardan ortaya çıkan katı ve sıvı atıklar da toprak, topografya, hidrojeoloji, iklim gibi etmenlere bağlı olarak derine sızım veya yüzey akış ile su kaynaklarına karışarak özellikle azot ve fosfor kirliliğine yol açarlar. Aydın’da içme ve kullanma amaçlı kullanılan yeraltı sularında jeotermal kaynaklı karıştığı görülen bor ve arsenik kirliliği, hem insan ve hayvan sağlığı açısından hem de tarımımız bakımından tehlikeli işaretler vermeye başlamıştır. Ayrıca Aydın şehir merkezinde ve il genelinde değişik amaçlarla açılmış bulunan kuyularda amonyak, nitrit, nitrat bulunmuş tespit edilmiştir.
İlimizde yer alan jeotermal elektrik santrallerinin (JES) yer altından elde ettiği kaynak içerisinde bulunan yoğunlaşmayan gaz oranlarında en büyük pay CO2 gazına aittir. Bilindiği gibi CO2 sera etkisinin ilk sorumlusudur. Olması gerekenden daha fazla biriken bu gazlar, atmosferin gereğinden fazla ısınmasına sebep olur. JES’lerden kaynaklanan ikinci çevre sorunu yaratabilecek gaz ise H2S (hidrojen sülfür) gazıdır. Bölgedeki kükürt oranın artması tarım ürünlerini olumsuz etkileyeceği gibi, bu gaz bölgeye kötü kokular yaymaktadır.
Büyük Menderes Nehir suyu ile yapılan tarımsal sulama sadece sulanan toprakları, bu topraklarda yetişen tarımsal ürünleri olumsuz şekilde etkilememekte, bu topraklarda yaşayan insanların sağlığını ve geleceğini de olumsuz şekilde etkilemektedir. Aydın Tabip Odasının yaptığı çalışma sonuçlarına göre; Aydın’da nüfus başı en fazla ölümler, kronik hastalıklar, kanserler, genetik değişiklikler, anomalili doğumlar, zihinsel gerilikler Büyük Menderes Nehrine yakın yerleşim yerlerinde yaşayanlarda daha fazla görülmektedir.
Yoksullukla savaşım, yeryüzünün öncelikle çözülmesi gereken sorunların arasındadır. Yoksulluktan kurtulmanın ön koşullarından olan kalkınma, evrensel ve devredilemez bir haktır. İnsan için pek çok sorunun çözümü doğada bulunmaktadır. Doğal kaynaklar tükenirse veya kullanılamaz hale gelirse, bu olasılıktan yararlanılamayacaktır. Kaynakların eşitsiz dağılımı, yoksulların olumsuz koşul ve çevrelerde yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Yoksulluk ve çevre sorunları arasında bir etkileşimin varlığı açıktır. Bu etkileşimde, yoksulluk ve çevre sorunları arasındaki ilişki olumsuz yönde etkilenmektedir. Yoksulluk daha da artmakta, çevre sorunları da büyümektedir. Hangisinin önce başladığının belirlenmesi kolay görünmemektedir. Ancak ikisinin buluşması, her iki soruna da ivme kazandırmaktadır.
Aydın’da Büyük Menderes Nehir kirliği ve bu kirliliğe bağlı olarak Büyük Menderes Havzasındaki toprak ve tarımsal ürünlerde kirlilik her geçen gün artmakta, temel geçim kaynağı tarım olan halk hem yoksullaşmakta hem de sağlığını kaybetmektedir. Yoksullaşan ve sağlığı kaybeden halk da çevre kirliliğinin artışına sebep olmaktadır. Aydın’da yaşanan bu kısır döngü kırılmadan, Aydın halkının yoksulluğu sona ermeyecek, Aydın halkı erken yaşta kanser olmaktan ve ölmekten kurtulamayacaktır. Bu kısır döngünün kırılmasının yolu ise, Aydın’ın doğal kaynaklarının, Aydın halkı ile beraber, Aydın halkı için kullanılmasından ve korunmasından geçmektedir.