Üniversite de profesör elinde bir fare ve kutu ile salona girdi. Salona dönerek: “Bu kutuya iki gün kimse dokunmasın!” dedi ve salondan çıkıp gitti. Öğrenciler ne olacağını merak ederek iki geçirdiler. İki gün sonunda tekrar dersi olan profesör geldi.
İki gün sonunda profesör salona girdi ve kutuya yaklaşarak açtı. Kutunun içindeki fare ölmüştü. Sınıfa dönerek farenin neden ölmüş olabileceğini sordu.
- Havasızlıktan…
- Açlıktan…
- Susuzluktan...
Her öğrenci olabilecek ihtimalleri saymıştı. Profesör kutuyu havaya kaldırıp içini öğrencilere gösterdi. Kutunun her tarafı kemirilmiş vaziyette idi.
Profesör, deneyin amacını açıkladı. Bu deneyde insanların merak duygusunun ve yasaklara olan tepkilerinin nasıl bir etkisi olduğunu gözlemlemeyi amaçladığını belirtti.
Deneyin başlamasıyla birlikte, öğrenciler arasında farklı tepkiler gözlemledi. Bazıları meraklarını dizginlemekte zorlanırken, bazıları fareyi görmemek için ellerini arkalarına koyarak öğrenmenin yasakladığı şeyi yapmamaya çalıştı. Farklı reaksiyonlar vardı.
Bu deney, sadece fare ve kutu gibi basit unsurların bile insanların davranışlarını nasıl etkileyebileceğini ve merakın ne kadar güçlü bir içgüdü olduğunu göstermişti.
Öğrenciler, dersin sonunda sadece deneyin sonucunu değil, aynı zamanda insan doğasının karmaşıklığını ve psikolojinin derinliklerini anlama fırsatı bulmuşlardı.