Söke ilçesi Bağarası-Çalışlı köyünde 2019 yılı itibarı ile kışın 300 bin, yazın 2 milyon insanın yaşadığı Söke ve Kuşadası ilçelerine içme suyu sağlamak amaçlı Sarıçay barajı inşa edilmektedir. Baraj DSİ tarafından Aydın Büyükşehir Belediyesi için yapılmaktadır.
Barajın yapıldığı Sarıçay çayının köken aldığı Beşparmak dağlarındaki Çavdar köyü mevkisindeki Sarıçay vadisi içinde hali hazırda faaliyette bulunan bir linyit kömür işletmesi, quartz ve feldspat maden ocakları bulunmaktadır. Bu kömür işletmesi ve maden ocakları hali hazırda atık ve atıksularını Sarıçay çayı içine bırakmaktadır. Çavdar’da bu kömür ve maden ocaklarının bulunduğu alan ve komşuluğunda önce MTA daha sonra özel bir şirket tarafından toplam 500’e yakın uranyum maden kuyusu açılmıştır. Bunun anlamı Çavdar ve etrafında bulunan linyit kömürleri ile quartz ve feldspat madenlerin uranyum madeni ile iç içe ve karışmış halde bulunduklarıdır.
Nitekim MTA'nın (Doğan Kantarcıoğlu) 2002'de bu bölgedeki Söke kömürleri için yaptığı analizlerde, Söke kömürlerinde yaklaşık 44 ağır metal tespit edilmiş.
Kömürün içinde bulunan ağır metal mikro elementlerin dünya ortalamasıyla eşleştirilmesinin sonucu Söke kömürlerinde; Uranyum 66 katı, Antimon 28 katı, Arsenik 22 katı, Molibden 21 katı, Bor 3 katı, Stronsium 3 katı, Vandanyum 2 katına yakın yüksek ölçülmüştür.
MTA’nın yaptığı araştırmanın anlamı Sarıçay barajında birikecek ve içme suyu olarak kullanılacak suyun dünya ortalamasından çok çok fazla ağır metal ve radyoaktif maddeler ile kirletileceği gerçeğidir.
Çavdar’da mevcut durum bu iken 2023 yılı Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı tarafından Çavdar’daki linyit kömür işletmesinin 5 kat daha fazla büyümesine sebebiyet verecek bitişiğindeki 19 parsel için acele kamulaştırma kararı verildi.
Bunun anlamı linyit kömür işletmesi tarafından Sarıçay çayına ve yapılmakta olan Sarıçay barajına bırakılan ağır metal ve radyoaktif madde miktarının mevcut durumdan 5 kat daha fazla ve uzun süreli bırakılacak olması gerçeğidir.
Beşparmak dağlarındaki linyit kömür, quartz ve feldspat, uranyum madenlerine ait ocak-kuyu ve işletmeler sadece yerüstü sularını değil, yeraltı sularını da kirletmekte, içme sularına karışmaktadır.
Beşparmak dağlarında Çavdar köyü etrafından köken alan Sarıçay çay suları kuzey yönünde akarak, Kisir çay suları ise batı yönünde akarak Büyük Menderes Nehrine ulaşmaktadır.
Dokuz Eylül Ü.’nin Beşparmak dağları eteklerinde kurulu olan ve Kisir çay suları kullanım alanında bulunan Sayrakçı, Karacahayıt, Yeşilköy ve Kisir köylerinde yaptığı çalışmada; artezyen kuyu sularında normale göre Arsenik 6100, Bor 85, Uranyum 3 kat daha yüksek ölçülmüş (A. Küçüksümbül,G.Tarcan/2021).
Greenpeace’in 2017 yılında Kisir köyü içme sularında yaptığı ölçümlerde ise Radon normalden 24 kat fazla ölçülmüştür.
Dokuz Eylül Üniversitesi’i ve Greenpeace’in yaptıkları araştırma sonuçları Çavdar köyü etrafında bulunan linyit kömür, quartz ve feldspat, Uranyum maden ocak ve kuyularının sadece Sarıçay barajına su sağlayan yerüstü su kaynaklarını değil aynı zamanda yeraltı su kaynaklarını, içme sularını da kirlettiklerinin ispatıdır.
Yapılan araştırmalarda Beşparmak dağlarından köken alan dere ve çaylardan sadece Aydın’ın Batı’sı ve Kuzey’i yönünde akan dere ve çay sularında değil, Aydın’ın Doğu ve Güney’i yönünde akan dere ve çay sularında da ağır metal ve radyoaktif madde kirliliği olduğudur.
Nitekim Ege Ü.’nin Beşparmak dağlarından köken alan Çine çayında yaptığı çalışmada; su örneklerinde Radon, çay sedimentinde Uranyum saptanmıştır. (M.Bakaç,1992). Muğla Ü.’nin Çine ve Dipsiz çaylarında yaptığı çalışmada ise; çay suyu, su içindeki balık ve tatlı su midyelerinde ağır metal kirliliği saptanmıştır (S.Dirican/2005,M.Barlas/2010).
Sarıçay barajı içme suyunda ağır metal ve radyoaktif madde kirliliği, sadece Çavdar köyü ve etrafındaki linyit kömür, quartz ve feldspat, Uranyum maden ocakları ve kuyularının sebep olacağı yerüstü ve yeraltı su kirliliği sonucuna bağlı olmayıp, bizzat Sarıçay barajının inşa edildiği bölgenin jeolojik özelliğinin yarattığı sonuçlara bağlı olarak da meydana gelecektir.
Sarıçay barajına su sağlayacak Sarıçay çayının köken aldığı Çavdar köyü ve etrafındaki yerleşim yerleri ile Sarıçay barajının inşa edildiği coğrafi bölge, Türkiye’nin en zengin 3’cü Uranyum ve Toryum yatakları olan K. Çavdar ve Demirtepe üzerinde bulunmaktadır.
Türkiye Atom Enerji Kurumunun 2014 yılında yayınladığı Çevre Radyoaktivite Atlas’ı verilerine göre; K.Çavdar ve Demirtepe Uranyum ve Toryum maden yataklarının bulunduğu bölgedeki topraklarda Toryum, K-40 ve Radon, sularda alfa ve beta radyoaktif parçacıkları Türkiye ve dünya ortalamasından fazla bulunmuştur.
Ege Üniversitesinin, K.Çavdar ve Demirtepe Uranyum ve Toryum maden yataklarının bulunduğu bölgede yaptığı çalışmada; topraktaki Uranyum, Toryum ve K-40 seviyeleri ile topraktaki Radon seviyesi arasında ilişki saptanmış. Bölgede Radon, normal seviyenin 3 katı yüksek ölçülmüş. Bu neticenin yağmurun yağması sonucu Uranyum’lu toprakların aşınması sonucu meydana geldiği belirlenmiş. Bölgede 100 ailenin 30’da kanser hastası bulunmuş. Akciğer kanseri yüzde 40 ile ilk sırada saptanmış (A.Pişkin, 2017).
Uranyum sadece yerkürenin derinliklerinde bulunur, yeryüzüne çıkmaz inancı doğru değildir. Uranyum yeryüzündeki tüm kayalarda ve topraklarda bulunmaktadır. Radon; Uranyum-238‟in bozunması ile ortaya çıkan Radyum-226‟dan oluşur ve Uranyum serisindeki yegane radyoaktif gazdır.
Uranyum, Radyum ve Radon’un toprak ve kayalardaki miktarı bölgeden bölgeye değişiklik göstermekte, coğrafi bölgenin jeolojik yapısıyla yakından ilişkili olarak çevreye yayılım göstermektedir. Kayaçlarda bulunan Uranyum‟un bozunması sonucunda zincirin bir parçası olan Radyum difüzyona uğrayarak daha üst katmanlardaki toprağa karışır. Yer altı suyunun yüzeye yakın kısımlarında bulunan +6 değerlikli uranyum içeren sekonder uranyum mineralleri sudaki pH’ın artmasıyla kolayca çözünebilir. Tüm bu nedenlerle Uranyum mineralleri genel olarak toprak, kaya, hava ve su gibi doğal çevrenin her yerinde değişen oranlarda dağılmış olmakla beraber insan, bitki ve hayvanlarda da düşük oranlarda bulunur.
Sarıçay barajının üzerine kurulduğu K.Çavdar ve Demirtepe Uranyum ve Toryum maden yatakları ile Sarıçay barajına su sağlayan Sarıçay çayının köken aldığı Çavdar köyü ve etrafındaki yerleşim yerlerindeki linyit kömür, quartz ve feldspat maden ocakları ve uranyum kuyularının hepsi, Beşparmak dağlarındaki Koçarlı-Çavdar-Kisir yerleşim yerleri arasındaki bölgede bulunmaktadır.
Bu bölge aynı zamanda Beşparmak dağlarında en fazla yağışların, sellerin, dere taşkınlarının, toprak erozyonlarının, can ve mal kayıplarının olduğu bölgedir. Nitekim Kasım 2023’de bu bölgeye yağan yoğun yağışlar, sel ve dere taşkınları sonucu 4 vatandaşımız ve onlarca hayvan hayatını kaybetmiş, çok geniş bir alanda toprak erozyonları meydana gelmiştir.
A.Pişkin’nin yaptığı çalışma sonuçları ışığında: Beşparmak dağlarındaki yağış ve seller sonucu çok geniş alanda sık sık toprak erezyonlarının meydana gelmesi; çok geniş, derin ve dağınık alanlarda kömür linyit, qurtaz ve feldspat maden ocaklarının, uranyum kuyularının açılması ve işletilmesi; Sarıçay barajın Uranyum ve Toryum maden yataklarının bulunduğu bölgede çok geniş ve derin toprak erezyonları meydana getirilerek kurulması işlemlerinin hepsi, Söke ve Kuşadası ilçelerinin içme suyunu sağlamak üzere inşa edilen Sarıçay baraj suyunun sürekli ve yoğun şekilde ağır metal ve radyoaktivite kirliliğine maruz kalacağını göstermektedir.
Sarıçay barajı inşasına başlamadan önce DSİ tarafından bölgede uzun vadeli mühendislik ve meteorolojik araştırmaların yapılmış olması büyük olasılıktır.
Fakat hem DSİ, hem de baraj inşasına izin veren kurumlarca onay öncesi bölgenin doğal ve jeolojik özelliklerine, bölgede yapılan bilimsel araştırma sonuçlarına, bölgede doğal dokuyu bozan maden işletmelerinin natürüne-lokasyonuna-sayısına-süreç içinde gelebilecekleri ve yaratacakları etkilere, baraj inşasının bölgede sebep olacağı ekolojik ve sağlık sonuçlarına yeterince dikkat edilmediği veya göz ardı edildiği anlaşılmaktadır.
Sarıçay baraj inşaatı geri dönülmez halk sağlığı ve maddi sonuçlara sebep olmadan önce, mevcut baraj inşaasına; bölgede detaylı bilimsel araştırmalar yapılıncaya, araştırma sonuçlarının halk sağlığına-bölge ekolojisi ve ekonomisine etkileri şeffaf bir şekilde değerlendirilinceye ve kamuoyu ile paylaşılıncaya kadar ara verilmesi tüm kesimlerin menfaatine olacağı kesindir.
Sarıçay baraj inşaasının bölgede sebep olacağı halk sağlığı, ekolojik, ekonomik sonuçları bir süredir Aydın kamuoyunda tartışılıp ciddi endişelere sebep olurken barajın sahibi konumundaki Aydın Büyükşehir Belediyesi ile, baraj içme sularının kullanılacağı Söke ve Kuşadası İlçe Belediye’lerinin suskunluğu anlaşılır ve kabul edilebilir değildir. Bir kişi veya kurumun suskunluğu, ya bilgisizliğinden ya ilgisizliğinden yada suç ortaklığından kaynaklanır.
Aydın halkı tüm bu konular hakkında Aydın Büyükşehir Belediyesi, Söke ve Kuşadası Belediyeleri tarafından detaylı bir açıklama beklemekte, belediye kanunlarının kendilerine verdiği görevleri yapmaya davet etmektedir.