Anayasa, hem devleti hem de vatandaşları çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemekle görevlendirmiştir. Devletin önemli bir kısmını oluşturan yerel yönetimler, belirli bir coğrafi alanda yaşayan topluluğun temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamasını temin eden ve çevresel yönden sorunları gideren, ihtiyaçları karşılayan, etkin, verimli ve isabetli çözüm mercileri olarak önemli bir fonksiyona sahiptir. Çevresel hizmetler Anayasa’nın 127. maddesinde belirtilen “il, belediye ve köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak” ifadesiyle yerel yönetimlere yüklenen görevlerdir. Bu görevler yasama organı tarafından il özel idarelerine 5302, belediyelere 5393, köylere 442 saylı kanunlarla verilmiştir.
Türkiye’de çevre konusunda çözüm bekleyen konular arasında nüfus artısı, çarpık kentleşme, sanayileşmeye bağlı olarak meydana gelen hava-su-gürültü ve görüntü kirliliği, katı atıklar, yeşil alanlarının azlığı, tarım topraklarının sanayiye açılması, doğal ve tarihi çevrenin bozulması ve tahribi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunlar merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin çözmek zorunda oldukları konular arasındadır. Temel politikalar merkezi yönetim tarafından belirlenirken bu politikaların hayata geçirilmesi genel olarak yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilmektedir. Yerel yönetimler çevre konusunda yerel düzeyde en yetkili ve sorumlu birimlerdir. İl özel idareleri, belediyeler, köyler, büyükşehir belediyeleri ile mahalli idare birlikleri yerel düzeyde çevresel hizmet sunacak en etkili örgütlerdir.
Belediyelerin çevreye yönelik sunduğu hizmetler; imar, kanalizasyon ve su, ulaşım gibi kentsel altyapı hizmetleri; coğrafi ve kent bilgi sistemleri, temizlik ve katı atık, çevre ve çevre sağlığı, ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar ile defin ve mezarlıklar, kültür ve tabiat değerleri ile tarihi dokunun ve kent tarihi açısından önemli alanların korunmasını gibi doğrudan çevreye yönelik hizmetler; konut, kültür ve sanat, turizm ve tanıtım gibi sosyal hizmetler olarak sayılmıştır.
Yine belediyelerin içme-kullanma ve endüstri suyu temini, atık su ve yağmur suyunun uzaklaştırılması ve gerekli tesislerin kurulması, kaynak sularının işletilmesi, gayri sıhhi müesseseler, iş yerleri ile umuma açık eğlence ve istirahat yerlerinin ruhsatlandırılması ve buraların halk sağlığına ve çevreye olumsuz etkisi olanlarının kentin belirli yerlerinde toplanması, moloz döküm alanlarının, akaryakıt-odun-kömür ve hurda depolarının ve satış yerlerinin ve bu tür faaliyetlerin çevre kirliliği oluşturmaması için gereken tedbirleri almakla görevli olduğu belirtilmiştir. Diğer taraftan belediyelerin isteğine bırakılan konut alanları, teknoloji parkları, sanayi-ticaret ve rekreasyon alanları gibi her türlü sosyal donatı alanlarının oluşturulması, eskiyenlerinin onarılması, kentin tarihinin ve kültürel dokusunun korunması, deprem riskine karşı kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilecekleri belirtilmiştir. Belediyelerin çevre koruma açısından görev ve sorumluluk alanında bulunan yerlerde bu hizmetleri sunarken gerekli düzenlemelere ve emirlere uymayan tesis, işletme ve alıcı ortama kirletici bırakan kuruluşlara veya bireylere ceza verme yetkisi vardır. Belediyelerin sağlık açısından olumsuz sonuçlar doğurabilecek iş yerlerini ruhsata bağlama ve iş yeri açma izin belgeleri yönetmeliğiyle üretime başlayacak iş yerlerinin gerekli koşullarını belirleme yetkisi bulunmaktadır.
Dolayısıyla belediyelere hem çevreye yönelik hizmet sunma görevi verilirken hem de çevreyi koruma görevi verilmiştir.
12. 11. 2012 tarih ve 6360 sayılı kanun ile Türkiye’de Aydın’nın da dahil olduğu büyükşehir belediye sayısı otuza ulaşmıştır. Büyükşehir belediyelerin sundukları çevreye yönelik hizmetleri; Çevre düzeni planına kapsamında 1/5000 ile 1/25000 arasında her ölçekteki nazım imar planlarını yapmak ve onaylamak; büyükşehir belediyesinin yetkisinde bulunan yerlerdeki meydan, cadde, bulvar ve ana yolları yapmak; coğrafi kent bilgi sistemleri kurmak; sürdürülebilir kalkınma ilkesine çerçevesinde çevrenin, tarım alanlarını ve su havzalarını korunmak; ağaçlandırma yapmak; sağlığa ve çevreye olumsuz etkisi olan gayrisıhhi işyerlerini kentin belirli yerlerinde toplamak; inşaat malzemeleri, hafriyat, moloz, kum, çakıl ve hurda depoları ile odun ve kömür satış depolama alanlarını belirlemek ve çevre kirliliğini engelleyecek şekilde önlemler almak; katı atık yönetim planını yapmak; katı atıkların yeniden değerlendirilmek, depolanmak veya bertaraf etmek ve bunun için gerekli tesisleri kurmak; birinci sınıf gayri sıhhi müesseseleri ruhsatlandırmak ve denetlemek; yiyecek ve içecek maddelerinin analizlerini yapmak için laboratuvarlar kurmak; büyükşehirlerin tamamına hizmet eden sosyal donatılar, hayvanat bahçeleri, kütüphane, dinlenme tesisleri gibi yerler yapmak; kanalizasyon hizmeti sunmak; mezarlık alanları belirlemek ve defin hizmeti vermek; toptancı halleri ve mezbahalar yapmak şeklinde sayılmıştır.
İlçe belediyelerinin sunacağı çevresel hizmetler; katı atıkları toplayarak aktarma istasyonuna taşımak; iş yerlerini, 2. ve 3. sınıf gayrisıhhi müesseseleri, umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve denetlemek; otopark, spor, eğlence ve dinlenme yerleri ile parklar yapmak; sağlık, eğitim, kültür tesislerinin bina onarımlarını bakımlarını yapmak; doğal, kültürel ve tarihi varlıkları korumak; defin ile ilgili hizmetleri yürütmek; afet riski taşıyan veya tehlike oluşturan binaları tahliye ederek yıkmak olarak yasada belirtilmiştir. 6360 sayılı kanun sonrasında yerellerde İl Özel İdareleri kapatıldı, İl Özel İdarelerinin görevlerini Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlıkları (YİKOB) yapmakla yükümlü kılındı. YİKOB’un görevleri; kamu kurum ve kuruluşlarının yatırım ve hizmetlerinin etkin olarak sunulmasını ve koordinasyonunu sağlamak; kamu kurum ve kuruluşlarına rehberlik etmek ve denetlemek; 112 acil çağrı merkezlerini koordine etmek; merkezi idarenin adli ve askeri teşkilat dışında kalan birimlerinin hizmet ve faaliyetlerini değerlendirip sonuçları ilgili bakanlıklara göndermek; Maden Kanunu, Jeotermal Kaynaklar Doğal ve Mineralli Sular Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile il özel idarelerine verilmiş her türlü görev, hak ve yetkileri kullanmaktadır.
Aydın’ın da içinde olduğu Büyük Menderes Havzasının en önemli su kaynağı olan Büyük Menderes Nehri şu anda Türkiye’nin en kirli 3’cü nehridir. Büyük Menderes Nehrini endüstriyel ve kentsel atıksular, jeotermal santraller, tarımsal ilaçlar, zeytin karasuyu, maden atıkları kirletmektedir. Büyük Menderes Nehri suyunun geldiği son nokta tarımsal sulamada kullanılmaması gereken kirlilik seviyesi olan 4’cü sınıf su durumudur. Tüm bu kirliliklere bağlı olarak bugün Büyük Menderes Nehri atık alan ve atık taşıyan kanalizasyon kanalı haline gelmiş olup bu durum havzada yaşamı tehdit etmektedir. Aydın’da nüfus başına en fazla ölümler, hastalıklar, kanserler, kronik hastalıklar, anomalili ve zihinsel özürlü doğumların görüldüğü yerleşim yerleri Büyük Menderes Nehrine en yakın konumda bulunan ve nehir kirliliğinden en fazla etkilenen yerleşim yerlerindedir.
Büyük Menderes Havzası Türkiye tarımsal üretiminin yüzde 15’ni karşılamaktadır. Aydın ili 24 tarımsal ürün üretiminde Türkiye’de ilk 10 İl arasında yer almaktadır. Aydın tarım alanları yıllardır kirli ve zehirli Büyük Menderes Nehir sularıyla sulanması nedeni ile bugün havzada yetişen tarımsal ürünler sağlıklı ürün niteliğini kaybetmiş, ağır metal deposu haline getirilmiş, havzada hastalık ve ölümlerin artış nedeni olmuşlardır.
Büyük Menderes Havzasının birinci sınıf toprakları kirlilik dışında kentsel ve endüstriyel yapılaşmaya ve istilaya, birbirine paralel otoban ve otoyollar yapımına açılması sonucu yok olma tehlikesi ile de karşı karşıyadır.
Büyükşehir Belediyeleri Yasasına baktığımızda Büyük Menderes Havzasının Aydın ili bölümü içinde yer alan çevre, tarım ve su kaynaklarının korunmasından; sağlığa ve çevreye olumsuz etkisi olan gayri sıhhi işyerlerinin Büyük Menderes Havzasında nereye kurulacağına karar verilmesinden; kentsel ve endüstriyel atıksuların arıtılmasından; kirletici unsurların laboratuvar analizi çalışmalarının yapılmasından Aydın Büyükşehir Belediyesi sorumludur. Yasalar bu şekilde olmasına rağmen bugün Büyük Menderes Nehrini kirleten kentsel atıksuların yüzde 50’den tek başına Aydın Büyükşehir Belediyesi sorumludur.
Dünyada yüzölçümü başına en fazla jeotermal enerji santralinin (JES) kurulduğu il Aydın’dır. JES’ler kurulum ve faaliyetleri sırasında toprakta, yerüstü ve yeraltı sularında, havada, tarımsal ürün ve gıdalarda ağır metal-kimyasal madde-radyoaktif kirlilik yapmakta, Aydın’da ekonomik-ekolojik- sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Aydın’da JES’lerin taşıdığı diğer önemli nokta yerleşim yerleri içinde veya yakınında, birinci derece fay hatları üzerinde kurulmuş olmalarıdır. Aydın’da JES’lerin kendileri deprem sebebi olmak yanında herhangi bir depremde kurulmuş oldukları yerleşim yerlerine yakınlıktan dolayı çok ciddi sağlık, ekonomik, çevre problemlerine sebep olmaları büyük olasılıktır. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’dekine benzer JES kurulumu ve faaliyetleri yoktur. Büyükşehir Belediyeleri Yasasına baktığımızda 2’ci derece gayri sıhhi müessese kabul edilen JES’lerin Aydın’da ruhsatlandırılması ve denetlenmesinden, afet riski taşıyan veya tehdit oluşturan binaların tespit ve tahliye ederek yıkılmasında İlçe Belediyeleri sorumludur.
Büyükşehir Belediyeleri Yasasına bakıldığında, Büyükşehir Belediyelerin olduğu illerdeki çevresel hizmetlerden hem merkezi hem de yerel yönetimlerin sorumlu oldukları görülmektedir. Burada önemli olan bu yönetimlerin bir eşgüdüm içinde çevresel kirliliklerin tespiti ve telafisi konularında hareket etmeleri, çalışmalarıdır. Fakat Aydın’daki uygulama ve faaliyelet sonuçlarına baktığımızda Anaysanın Büyükşehir ve İlçe Belediyelerine vermiş olduğu çevreyi koruma ve çevreye yönelik hizmet sunma görevlerini Aydın’daki belediyelerin yerine getirmedikleri, getirmemek dışında bu konularda herhangi bir kaygı ve endişe içinde olmadıkları da görülmektedir.
Trend Haberler
Nazilli’de okul yangını: Gece başlayıp sabaha kadar cayır cayır yandı
Genç mühendis kansere yenildi
Aydın'da feci kaza! 27 yaşında hayatını kaybetti
Aydın’da feci ölüm: Süt sağarken akıma kapılarak can verdi
Kuşadası'nda zamlara karşı çare sobalar oldu
Aydın'da acı ölüm: Hız tutkusu sonu oldu