Ak Parti’nin Aydın’da neden bir türlü sıçrama yapamadığını sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği tarafa bakarak anlayabiliriz. Yeni İl Başkanı sayın Ahmet Ertürk, Ömer beyden aldığı bayrağı üst seviyelere çıkarma gayretinde olacağı muhakkak. Ancak sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği noktaya dikkatleri toplayabilirlerse… Dikkatlerini teksif etmeleri gereken yer neresidir? Bürokratik oligarşi. *** Bir iktidarın aynası nedir? Millet adına iş yapması gereken bürokrasi değil mi? Yani vatandaşın, devlet dairesine gittiğinde karşılaştığı muamele… Müteşebbisin bürokraside karşılaştığı güçlükler… Bunlar doğrudan iktidar partisinin… Dolayısıyla Ak Parti’nin karnesine yazılmayacak mı? *** Aydın’daki bürokratların ataması çoğunluk ya da oy birliği ile hayata geçtiğine göre… -Ki olması gereken de budur- Baştan ifade edelim ki yiğidi de öldürmeyelim: Elbette makamının hakkını veren bürokratlar vardır. Bunlar, bahsi diğerdir.. Ancak ne kadar mevcuttur Aydın bürokrasisinde…? Orası meçhul… *** Ak Partili etkili ve yetkili bir dostum, 6 ay önce şunu söylemişti: Bazı İl Müdürleri bizim haberimiz olmadan tayin oluyor. Bir bakıyoruz A ilindeki müdür Aydın’a gelivermiş… Bu durumdan haberdar oldu ki Cumhurbaşkanımız, il yönetimlerini güçlendirmeyi amaçladı “metal yorgunluğu” çıkışından sonra… *** Hâlâ vekâletle idare edilen il müdürlükleri var... Vekâlet, asalet gibi olmadığından; vekil, elini taşın altına koymuyor. Öyle ki, bir yılda aynı müdürlüğe 3-4 tane vekil müdür atanıyor. Böyle olunca da işler yürümüyor. Yakînen biliyorum ki, bir dostumun projesi için zamanın müdür vekili bir şey söyledi… Ona göre hazırlık yapıldı… Bir ay geçmedi başka bir müdür vekili geldi… O da başka bir şey söyledi… Yine olmadı; başka vekil geldi… Uygulama silbaştan… *** Bir bakıyorsunuz, bir il müdürlüğüne 5-6 düzene müracaat var... Tam kabul görüyor derken... Fetöcü çıkıyor… İş, yine başa dönüyor… *** (Şimdilik şahıs ve kurum ismi belirtmiyoruz. Çok alıngan oluyorlar. Doğrudan kendilerini neden aramamışız. Aranılsaymış, iş, hemen hallediliverilirmiş. Ancak, üzerine alınmayan olursa açıklanmayacak anlamına gelmeyecektir. Bu da böyle biline…). Bir projeniz var… Meselâ, bağımlılıkla ilgili… Bir tane çocuğumuzun kötü alışkanlığını tespit ederek onu, bataklığa düşmesine mani olmak istiyorsunuz… Uzmanlara yönlendirmek için çabalıyorsunuz… Hitap ettiğiniz saha da belli; mercii de… Projenizi hayata geçirmek için teşebbüste bulunuyorsunuz. O vakit Bürokratik Oligarşi başlıyor… Yazışmalar… Kırtasiyecilik…Aradaki özel kalem… Zaten en üst ile görüşme imkânı bulmanız zor… Şükür ki projeniz, alt kademeki yardımcılara havale ediliyor… Siz de seviniyorsunuz; iş halledilecek diye… Ama… Aması var… Siz, ülke menfaatine fayda getirici bir proje geliştirmişsiniz… Heyecanlısınız… Lider’in gösterdiği yolda koşuyorsunuz… İlle de engelli koşu yapacaksınız diye dayatılıyor… Neyse… Sonunda alt bürokratik engelleri aşarak ilgili müdür yardımcısı… Ya da şube müdürü… Vs., vs… Kim mes’ul ise… Ona ulaşıyorsunuz… O da, sizi, -kendi memuruna muamele eder gibi- yer göstermeden… Yüzünüze bakmadan -niye geldin; yine iş çıkarttın dertsiz başımıza dercesine- odasına lütfediyor… Kendi varlığını karşısındakine borçlu olduğunu unutarak… Kafa belli: Bir vekil arasın… Vekil telefonu ile işin yapıldığı bilinsin… *** Milleti küçümseme… Vatandaşa yukarıdan bakma zihniyeti… *** Böyle gelmiş, böyle gitmemeli… *** Ak Partili bir dostumuz… Hem de İl Yönetiminden.. Basit bir iş için ilgili başka bir bürokratı ziyaret eder… Sonuç: İl Başkanı arasın… Neden? Çünkü makamdaki varlığı, buna bağlı… *** Yani, “Halk için” düsturu değil… Vekil görsün/İl Başkanı bilsin ilkesi… *** Milletvekilini yaptığı bir işten dolayı arayan bir bürokrat, Aydın’a bir şey kazandırmaz… Sadece “sayın Vekilim senin bölgendeki şu, şu işi yaptım” diyerek zevahiri kurtarmak Aydın’ı kaybettiğimiz anlamına gelecektir. *** Hâlbuki sayın Cumhurbaşkanımıza doğrudan ulaşabilirsniz… Ancak, bürokratla millet arasında dağlar var… Yani Ergenekon’dan çıkış için yeniden demiri örselemek gerekiyor… *** Yeter ki ülke için bir çivi çakılsın diye çırpınan bir Lider’e rağmen Bürokratik Oligarşi’nin günahı kime yükleniyor? Tabi ki iktidara… İşini yaptıramayan vatandaş, ne düşünüyor? Ak Partili bürokrat iş yapmıyor… Sonuç: ortada… Sayın Cumhurbaşkanımızın Hz Ömerlere ihtiyaç var dediği bir zihniyete hakim kılmak nasıl olacak? Liyakat…Liyakat…Liyakat… Halkın içine çıkmayan… Aydınlı Sivil Toplum örgütlerini elinin tersiyle iten bürokratik anlayış, Aydın Ak Partisine başarı söyle dursun, mevcudu bile korut(a)maz… Atanan bürokratların takibini il yönetimi Aydınlı için yapmalı… Çünkü bunun hesabı seçimde: Sayın Mustafa Savaş’a… Sayın Mehmet Erdem’e… Sayın Abdurrahman Öz’ çıkacaktır Böylesi bir durumla Aydın’da Ak Parti’nin sıçrama yapması çok zor olacaktır… *** Sonuç: Vatandaş faturayı Ak Partiye kesiyor.. Genel Merkez de bedeli, Aydın il teşkilatına ödetiyor… Yapılacak iş belli… İşini yapan bürokrata sonuna kadar sahip çıkılacak… Bürokratik oligarşiye izin verilmeyecek… Bürokrat, tayin edildiği vazifede milletine hizmeti, Allah rızasını gözetecek… Halk’a hizmeti “Hakk’a” hizmet görecek… O vakit hem Aydın kazanır… Hem Türkiye… Tabiatıyla Ak Parti … Bu gibi başarılı bürokratlar da kalıcı olur… Bizden söylemesi… Vesselâm…