Adım Adım Armagedon Savaşı'na Doğru
Halit Tükenmez
80'li yılların sonu, 90'lı yılların başı idi Ozon Tabakası'nın delindiğini tüm dünya ahalisi duydu. Bilindiği gibi Atmosferdeki Ozon Tabakası güneşin zararlı ışınlarının dünyaya ulaşmasını önleyen bir tabaka idi, şimdilerde bu tabakadaki deliğin kapanmakta olduğu belirtilse de 90'lı yılların başında bilim insanları Ozon Tabakasının delinmesi nedeniyle önümüzdeki 50 yıl içinde Dünyada insanlar için yaşanabilir alanların azalacağını,bazı bölgeleri su basacağını,bazı bölgelerinde çölleşeceğini söylemişlerdi. Mesela bizim yaşadığımız bölgenin çöle döneceği söyleniyordu.
Dünyadaki bütün kutsal inanışlar, en azından 4 kutsal kitabın inananları insanlığın Dünyaya Mezopotamya'dan, yani Dicle-Fırat Havzası'ndan yayıldığına, haliyle yine orada son bulacağına inanırlar. Şimdilerde ise yine bilim insanları 2023-2030 arasında Dünyanın buzul çağına gireceğini, sadece Ortadoğu'da,yani İslam Coğrafyası'nda hayat kalacağını belirtiyorlar. Ne kadar gerçektir, bu bilim insanları ne kadar bilim insanıdır, İslam Dünyası'nın başını belaya sokmak için mi böyle tezler ortaya atarlar bilemem.
Hal böyle olunca kendilerini dünyanın efendisi olarak gören, Tevrat'ı tahrif ederek sonradan geliştirdikleri Talmud İnanışlarına göre Yahudi olmayan hiç bir ırkı insan olarak kabul etmeyen, Yahudi olmayan her kesin parasını, pulunu, malını, mülkünü velhasıl her türlü hakkını kendisine helal gören İsrailoğulları kendilerine yeni yerleşim yeri olarak Mezopotamya'yı yani Dicle-Fırat Havzası'nı seçtiler. Zaten bu bölge onlara güya Arzı Mevud'da yani Tevrat'da İsrailoğullarına vaat edilen topraklar sınırları içinde idi.
Hal böyle olunca kuruluşundan bu güne Amerika'yı yöneten halen de yönetmekte olan Hristiyan Siyonistler yani Evajelistler önümüzdeki süreçte Yahudi'lerle Müslümanlar arasında yapılacak bir savaşta (Ki bu savaşa, Armagedon Savaşı-Kıyamet Savaşı-Büyük Savaş gibi isimler veriyorlar ve bu savaşın İsrail ile Türkiye arasında olacağını öngörüyorlar) Yahudilerin galip gelmesi durumunda Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne ineceğine ve ilahi adaletin tecelli edeceğine inanıyorlar. Böyle inandıkları için de kendilerini Yahudilere yardımcı olmak zorunda hissediyorlar, daha doğrusu Yahudilere yardımcı olmayı dini bir vecibe olarak görüyorlar. Mesela bugün ABD ile Türkiye arasında dolar savaşına sebep olarak gösterilen Rahip Brunson bir Evanjelisttir. Ayrıca bugün ABD'de takriben 100 milyon civarında Evanjelist yaşamaktadır. Bu arada kendilerine Neo Con (Yeni Muhafazakarlar'da denilen ve Amerikan değerlerini dünyaya yayma mücadelesi veren ve bu konuda güç kullanma taraftarı olanlar ) da Evanjelistlerle işbirliği halindedir. İşin ilginç tarafı Neo Conların tamamı Yahudi ve Siyonisttir.
Aslında bu gün ABD'yi bir anlamda Yahudiler daha doğrusu İsrail yönetiyor desek çokta yanlış olmaz. Yani İsrail'i beyin ABD'yi gövde olarak ta düşünsek iyi bir fikir jimnastiği yapmış oluruz. Tabii Şeytan Üçgeninin üçüncü ayağını unutmamak gerekiyor. O da kim mi elbette İngiltere. Bir zamanların topraklarında güneş batmayan imparatorluğunun varisi İngiltere. Dünyadaki her melanetin arkasında İngiltere vardır ama nedense asla onlardan söz edilmez. Zira kendilerini saklamayı çok iyi becerirler. Bize ait olan 470 ton altının da emanetçisi konumundadır şu sırada. Biliyorsunuz 1915'te Çanakkale'de Türk Ordusu'na yenilince, 15 Mayıs 1919'da Yunan Ordusu'na İzmir'e çıkartma yaptırarak Ege Bölgemizi işgal etmesi için kullanmıştı. İngilizler maşa kullanmayı çok iyi bilirler. Tabii Gazi Mustafa Kemal öncülüğünde Türk Ordusu'nun Yunan Ordusu'nu İzmir'den denize dökeceğini hesap edememişlerdi.
Demem o ki arkadaşlar bu saatten sonra Dünya'da barış filan beklemiyorum. Zira bu güne kadar olduğu gibi 1'inci ve 2'nci Dünya Savaşlarını çıkarıp finanse eden Yahudiler bu gün de söz sahibi. Bütün insanlığa karşı içinde kin besleyen ve kendisini sürekli savaş halinde gören İsrailoğulları Türkiye ile Kıyamet Savaşı'nı yapmadan yerinde durmayacaktır. Bu nedenle her an en kötüsüne hazır olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Aynı zamanda Büyük İsrail Projesi'de diyebileceğimiz BOP halen işlemekte. Kuzey Irak'ta Barzani (Ki kendisi Yahudi Asıllıdır. Büyük Babasının ismi Solomon Barazani'dir.) eline fırsat geçtiğinde geçen yıl yapmaya çalıştığı gibi Irak'ı parçalamaktan çekinmeyecektir.
ABD'nin Kuzey Suriye'de Fırat'ın Doğusu'nda PKK'lı teröristlerden oluşturduğu güya 60 bin kişilik silahlı kuvvetler. Kişisel görüşüm buradaki silahlı güçlerin sayısı 150-200 binden aşağı değil. Zira 5400 tır silah ile bir milyondan fazla asker donatılabilir. Diyelim ki bu tırların bir kısmı tank-top-kamyon vs. gibi ağır silahlar getirdi, yinede rakam 200-300 binden aşağı düşmüyor.
Arkadaşlar rahat yaşama dönemleri geçti. Artık "VATAN" demek zorundayız. Şahsen ABD'ye karşı şu an yanımızda gibi görünen ülkelerin bile dostumuz olduğuna inanmıyorum. Zira tüm batı ülkelerinin, NATO ülkelerinin, İsrail'in, ABD'nin ve tabii Ermenistan ve Rusya'nın da 40 yıldır desteklediği bebek katilleri sadece 50.000 canımızı almadılar, Türkiye Cumhuriyeti Devletine'de 1,5 Trilyon Dolar zarar verdiler.
Bizim dış borcumuzun toplamı ne kadardı 450 milyar dolar. Demek ki ülkemizi bu günlere santim santim milim milim hazırlayarak getirmişler Arkadaşlar. Yaşadığımız sıkıntılı günlerin faturasını sadece bugünkü iktidara kesmek doğru olmaz. 10 Kasım 1938'den bugüne ABD ve diğer yabancı ülkelerle yapılan ve bana göre çoğu birer teslimiyet belgesi olan anlaşmaları iyi incelemek lazım. Geçenlerde sadece 1961'e kadar olan bölümüne göz gezdirdim. İnanın gözlerime inanamadım.
Sadece PKK'nın verdiği zarar 1.5 trilyon dolar'ya gümrük birliğinden çektiğimiz takribi 400 milyar dolar zarar ne olacak. Şahsen 10 Kasım 1938 tarihinden bugüne yapılan tüm uluslararası antlaşmaları, verilen maden arama ruhsatlarını, çıkarılan maden ve petrol yasalarını iktidarın askıya almasını, milli menfaatlerimiz doğrultusunda hepsinin yeni baştan düzenlenmesini isterim. Muhataplarımız karşı çıkarmış ne yapalım gerekirse 2'nci bir Kurtuluş Savaşı veririz. Gazi Mustafa Kemal'in dediği gibi kendi ülkemizde adeta esir gibi yaşamaktansa "Ya İstiklal, Ya ölüm" parolamız olur o zaman yine.
Sözümüz yine bitmedi Arkadaşlar. Söyleyecek daha çok sözümüz var. Ama sanırım yerimiz kalmadı. Selam ve Saygılarımla.
Yorumlar