“Depremi durdurma şansımız var mı?”
“Yok”
“Trafik kazalarını tümüyle engelleme şansımız var mı?”
“Yok”
Soru düz mantık, cevap da düz mantık.
Oysa yüce yaratan insana düşünme, sorgulama ve mukayese etme yeteneği vermiş.
“Depremi durdurma şansımız var mı?” sorusuna “Hayır. Ancak trafik kazalarını en az kayıpla atlatmak için emniyet kemeri takma, hız limitlerine ve trafik kurallarına uymak gibi alınan tedbirler deprem için de alınabilir. Depremin yıkıcı etkisi en aza indirilebilir” diye cevap veremediğiniz sürece inandığınız Allah’a ihanet etmiş olursunuz.
*
Hiçbir partiyi ayırt etmeden söylüyorum.
Ülkede siyaset ‘zübük’ olunca, bürokrat da zübük oluyor, halkın sesi olması gereken bazı kalemini satan gazeteciler veya patronları da ‘zübük’ oluyor.
Ülkede siyaseti parası olan yapınca, paraya ve güce tapan bürokrat, kişisel geleceğini garanti almak için yıkama yağlama eylemini iyi yapan gazeteciler baş tacı oluyor.
Ülkede ‘çok seslilik’ zararlı bir şey gibi gösteriliyorsa,
‘Benden olsun da ne olursa olsun’ anlayışı prim yapıyorsa ‘liyakat’ yoksunu siyasetçiler, ‘liyakatsiz’ bürokratlar ve ‘karaktersiz’ gazetecilere gün doğuyor.
*
Ülkede ‘sorgulamak’ suç olunca,
* Kızılay gibi Türkiye’ye ait bir yardım kurumunun başına bile partili, çıkarcı, fırsatçı, bilgisiz, görgüsüz, fikirsiz ve yolsuzlukları ile gündemde olan Deniz Feneri davası ilintili bir kişi oturtuluveriyor.
* Sadece 2019 yılında vatandaşlardan toplanan ‘bağış’ tutarı olan 828 milyon liranın ve yine sadece 2019 yılında vatandaşın ödediği 3.7 milyar lira deprem vergisinin ne olduğunu sormak ‘suç’ kabul ediliveriyor.
* ‘Bizim vergiler ne oldu?’ diyene de ‘Her şeyi devletten bekleme’ deniliveriyor.
*
Mesela, ‘Kaç tane 10 lira ile Kızılay Başkanı’nın oturduğu yalının bir aylık kirası ödenir?’
Mesela, ‘Kaç tane 10 lira ile Kızılay Genel Müdürü’nün aylık maaşı ödenir?’
Mesela, ‘Kaç tane 10 lira ile tarikatlara verilen milyarlık ihaleler finanse edilir?’
Mesela, ‘Kaç tane 10 lira ile kaç tane lüks jip alınır?’
Mesela, ‘Kaç tane 10 lira ile Kurumsal Gelişim Direktörü’ne 16 bin 750 lira ve karısına 14 bin 484 lira maaş ödenir?’
Mesela, ‘Doğu Afrika da bulunan 985 bin nüfuslu Cibuti’ye kaç tane 10 lira ile 12 milyon dolarlık cami yapılır ve açılışına 700 bin liraya özel uçak kiralanıp gidilir?’
*
Deprem gibi felaketlerde ‘millet’ birlik ve beraberlik içinde olduğunu zaten gösteriyor.
Millet, STK’lar ve belediyeler aracılığı veya kendi imkanları ile deprem bölgesindeki insanlara yardım etmeye çalışıyor.
Birlik ve beraberlik içinde yardımını ve şefkatini esirgemeyen ayrıca vergisini ödeyen bu milletin, bu soruları sorması abes değildir.
Suç değildir.
Bölücük değildir.
Hainlik değildir.
*
Asıl abes olan depremden 3 dakika sonra Kızılay Başkanı’nın 10 lira yardım istemesi,
Vali’nin ‘Algı da süper gidiyoruz’ demesi,
Gazetecinin ‘Çadırınızı almışsınız, sobanızı da yakmışsınız, çay da demlenmiş, mutlusunuz değil mi?’ diyerek mağduriyetten çıkar sağlama çabalarıdır.
İşte bunlar zübüklük, liyakatsizlik ve ‘ne olursa olsun benden olsun’ siyasetinin sonucudur.
GÜN GELİR
Gün gelir, iç oğlanlar ‘padişah’ olur.
Hırsızlar ‘zengin’,
Metresler ‘eş’,
Eşekler ‘adam’ olur.
*
Odundan ‘kapı’, taştan ‘saray’ olur.
*
Gün gelir, Kezbanlar ‘destan’,
Onları destan yapanlar ‘mestan’ olur.
*
Gün gelir, hadsizlik ‘özgüven’,
Sevgi ‘yalan’, sevgi ise ‘dolan’ olur.
*
Gün gelir, çivisi çıkar dünyanın.
Konuşamayanlar ‘hatip’,
Şifa veremeyenler ‘tabip’,
Yazamayanlar ‘katip’ olur.
*
Ama yine öyle bir gün gelir ki,
Veremeyenler ‘alır’,
Gidenler ‘uslanır’,
Dönenler ‘yalvarır’.
*
Merdivenleri ‘koşarak’ çıkanların, gün gelir ayağı takılır.
*
Sevgisini vermeyen, gün gelir ‘kimsesiz’ kalır.
*
Aldatan bir gün ‘sadakat’ için,
Çalan bir gün ‘adalet’ için,
Döven bir gün ‘merhamet’ için yalvarır.
*
‘Piyon’ deyip geçme,
Gün gelir ‘şah’ olur.
Şah’a da fazla ‘güvenme,
Gün gelir ‘mat’ olur.
*
Öyle bir gün gelir ki,
Sen bakmazken
Her şey
hallolur.
DİN Mİ? BİLİM Mİ?
Deprem ile birlikte özellikle sosyal medyada gündeme gelen bu konu dikkatimi çekti.
Dini bilimin karşıtı gibi gösterenler ile bilimi dinin karşıtı gibi gösterenler var.
Her ikisini de yapanlar, diğer birçok konuda olduğu gibi kutuplaşırsa fanatikleşir ve bu tartışma sadece zarar verir.
*
Bence, bilim ile din arasında çatışma yoktur.
Çatışma, bilimden din üretmeye kalkışanlar ile dini bilim gibi görenler arasındadır.
Bilim insanın dünyevi refahına hizmet eder.
Din ise insanın toplumsal düzeni, ahlakı ve manevi yönüne hizmet eder.
*
Bilim ‘nasıl’ sorusunu açıklamada hünerlidir ancak ‘neden’ sorusunun yanıtını vermekte güçlük çeker.
George Washington Üniversitesi'nde İslami İlimler Uzmanı olan İranlı Profesör Seyyid Hüseyin Nasr şunu söyler, “Bir fizikçiye ‘Yerçekimi gücü nedir?’ diye sorarsanız size hemen formülünü söyleyecektir ancak bunun doğasının ne olduğunu sorarsanız bunun fiziğin konusu olmadığını söyleyecektir”
*
Aynı soruyu bir din adamına sorarsanız bağlı bulunduğu renk ve dinin kitabından bir izahat buluşturacak, mangalda kül bırakmayacaktır.
Bilim adamının bilmediğini ve anlamadığını öğrenmek isteği ile din adamının bildiğine inandığı şeyi öğretmek isteği arasındaki fark da budur.
Bilim adamı anladıktan sonra bilmek ister, din adamı bildikten sonra anlamaya çalışır.
*
Bugün özellikle Arap coğrafyasında ortaya çıkan ve maalesef ülkemizi de etkileyen otoriteye dayalı olan din anlayışı beraberinde ‘ahlak’ ve ‘vicdan’ yoksunu ‘kişisel çıkarların’ ön plana çıktığı bir nesil yetişmesine neden oldu.
Sosyal medya üzerinden özellikle deprem sonrası tartışmaya açılan bu söylemler sadece bizleri kutuplaştırır.
“Din mi? bilim mi?” derseniz ben “Ahlak ve vicdan” derim.
GÜNÜN FIKRASI
Temel’in oğlu Dursun ağlayarak eve gelir.
Temel:
“Neden ağlıyorsun?” diye sorar.
Dursun:
“Matematikten sıfır aldım” der.
Temel:
“Oğlum, öğretmen ne sordu?” diye sorar.
Dursun:
“İki kere iki kaç eder dedi. Ben 7 eder dedim” diye cevap verir.
Temel kızarak konuşur:
“Oğlum iki kere iki 4 eder. Bilemedin 5, bilemedin 6 eder. Yedi nerden çıktı?”
GÜNÜN TESPİTİ
“..dünyanın en gereksiz sorusu ‘para lazım mı’ sorusudur..”
BEN
“..normalde ‘yüksek sesli’ şarkı dinlemezdim.. sonra bir gün insanların çok fazla konuştuğunu fark ettim ve ‘sesini açtım’ tüm şarkıların..”
GÜNÜN SÖZÜ
“..bir insanın namazı, niyazı sizi aldatmasın.. dirhem ve dinarla ilişkisine bakın..”
KADINLAR ERKEKLER
“..zayıflayamayan kadınlar ‘gün’ yapıp diğer kadınları şişmanlatırlar..”