ZINDIKLAR
Durmuş Ali Kılınç
Hazret-i İbrahim –aleyhisselâm “Allah, bana bir oğul verirse, onu kurban edeceğim!” demişti. İşte bu sözü sebebiyle imtihana tâbî tutulmuştu.
İbrahim -aleyhisselâm-, Rabbinden gelen ilâhî emir üzerine Hacer Vâlidemiz’e, oğlu İsmail’i yıkamasını ve güzel kokular sürmesini; onu bir dostuna götüreceğini söyledi. Hazret-i İsmail’e de yanına bir ip ve bıçak almasını tembih etti ve;
“–Oğlum, Allah rızâsı için kurban keseceğim!” dedi.
Mina’ya doğru yol almaya başladılar. Bu sırada şeytan, insan kılığında Hacer Vâlidemiz’in yanına geldi ve O’na;
“–İbrahim, oğlunu nereye götürüyor biliyor musun?” dedi.
O da;
“–Dostuna götürüyor.” cevabını verdi.
Şeytan;
“–Hayır, kesmeye götürüyor…” dedi.
Hacer Vâlidemiz;
“–O, oğlunu çok sever!” diye mukabele etti.
Şeytan devamla;
“–Allah emrettiği için boğazlayacakmış!” deyince Hacer Vâlidemiz;
“–Eğer Allah -celle celâlühû- emretti ise güzel bir şeydir. Tevekkül ederiz.” dedi.
Şeytan, Hacer Vâlidemiz’i aldatamayınca İsmail -aleyhisselâm-’ın yanına gitti. Bu sefer de O’na sordu:
“–Baban seni nereye götürüyor biliyor musun?”
İsmail -aleyhisselâm-;
“–Rabbi’nin emrini îfâya..” dedi.
Şeytan;
“–Biliyorsun ki, seni kesmeye götürüyor!” diyerek vesvese vermeye çalıştı.
Bunun üzerine Hazret-i İsmail;
“–Defol mel’un! Biz, Rabbimiz’in emrini seve seve yerine getiririz!” şeklinde mukabele ile şeytanı kovdu. Onu taşladı.
Şeytan İsmail -aleyhisselâm-’ı da kandıramamıştı. Bu sefer İbrahim -aleyhisselâm-’a döndü;
“–Ey ihtiyar! Oğlunu nereye götürüyorsun? Şeytan seni rüyada kandırmış! O rüyalar şeytânîdir.” dedi.
İbrahim -aleyhisselâm-;
“–Sen şeytansın! Hemen yanımızdan uzaklaş!” dedi.
Eline yedişer tane taş aldı ve şeytanı üç ayrı yerde taşladı.
İbrahim -aleyhisselâm- oğlu Hazret-i İsmail’e bu işin hakikatini anlattı;
“–Ey oğlum, rüyamda seni kurban etmekle emrolundum.” dedi.
İsmail -aleyhisselâm-;
“–Babacığım, bunu sana Allah mı emretti?” diye sordu.
İbrahim -aleyhisselâm-;
“–Evet!” dedi.
Bunun üzerine İsmail -aleyhisselâm-;
“–Babacığım! Sen emrolunduğun şeyi yap! İnşâallah beni sabredenlerden bulacaksın!” dedi.
Canını fedâ etmeye hazır olduğunu bildirdi. O sırada İsmail -aleyhisselâm-, henüz yedi veya on üç yaşlarındaydı.
Rivâyete göre Cebrâil -aleyhisselâm-’ın heyecanlandığı ve yetişmekte sıkıntı çektiği üç yerden biri, İbrahim -aleyhisselâm-’ın Hazret-i İsmail’i kurban etmek üzere bıçağı boğazına dayadığı an oldu. O an Cebrâil -aleyhisselâm- bıçağı köreltti. Teslîmiyetleri dolayısıyla, Hak katından ilâhî bir lütuf olarak kendilerine cennetten getirdiği koçun kurban edileceğini bildirdi.
Böylece içli tekbirler arasında o koçu kurban ettiler.
Hazreti İbrahim aleyhisselâm ve Hazreti İsmail aleyhisselâmı kandıramayan şeytanın bugün kandırdığı insanlaşmış şeytanlar kurbanı sorguluyor. Be zındıklar siz kurbanı sorgulayacağınıza önce insanlığını sorgulayın.
Yorumlar