İklim değişikliği 21. yüzyılda insan sağlığı için en büyük tehdittir. DSÖ verilerine göre, insan sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkisi olan küresel CO2 emisyonunun yüzde 18’i enerji ve konut sektöründe kullanılan yakıttan kaynaklanmaktadır.
DSÖ’nün raporuna göre AB ülkelerinde hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkisi GSYİH’nın yüzde 3 ila yüzde 10’una tekabül etmektedir.
Ekosisteme ve çevreye zarar vermeyen sürdürülebilir ekonomik büyüme, son yıllarda ülkelerin temel önceliklerindendir. O nedenle yenilenebilir enerji, sürdürülebilir ekonomik büyümeye ulaşmada stratejik öneme sahiptir.
Ekosistemin insanlığa değerli hizmetler sunabilmesi, çevreye zarar vermeyen yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeyle mümkündür. Dolayısıyla, yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji kaynakları içindeki payı arttıkça, çevre kirliliği azalacak ve sonuçta insanların yaşam kalitesi artacaktır.
Yapılan araştırmalar ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına bugünden yapacakları yatırımların iklim değişikliğini önleyeceği ve gelecekte CO2 emisyonunda önemli azalmalar olacağı öngörülmektedir. Türkiye’de de yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile yerli enerji üretimi sağlanabilecek, çevre kirliliği en aza indirilebilecek ve sosyo-ekonomik açıdan büyük bir düzelme ve ilerleme sağlanabilecektir. En temel sağlık göstergesi olarak doğuşta beklenen yaşam süresi ile ölçülebilen sağlık, bir ülkenin refahının ve ekonomik kalkınmasının en temel göstergelerinden biridir. Sağlık, yenilenebilir enerji tüketimi ve sosyo-ekonomik faktörler arasındaki ilişkilere dayalı bilimsel literatür oldukça zayıftır.
Rekabet ve Düzenleme Politikaları Merkezi tarafından hazırlanan Stern Raporu (2007), iklim değişikliğinin sağlık ve ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koydu. Raporda, sera gazları artışına bağlı olarak ortalama sıcaklığın önümüzdeki 50 yıl içinde 2◦C ile 3◦C arasında artacağı ve suya erişim, gıda üretimi, arazi kullanımı, çevre ve sağlık açısından insan hayatını tehdit edeceği öne sürülmektedir. İklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkisini analiz eden çalışmalar, fosil yakıtlara bağlı elektrik üretiminden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının insan sağlığı üzerinde en yüksek etkiye sahip olduğunu, nükleer ve yenilenebilir teknolojilerin ise gözle görülür bir şekilde daha düşük bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Son zamanlarda yenilenebilir enerji, enerjinin neden olduğu çevresel kaygılara karşı koyarken enerji hacmini artırmak için verimli ve etkili bir çözüm olarak öne sürülmüştür.
Yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir kalkınma arasındaki yakın ilişki nedeniyle, yenilenebilir enerjinin iyileştirilmesi teknolojileri sürdürülebilir büyümeye katkıda bulunacaktır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması sonucunda çevre kirliliği azalacak ve bu da insan sağlığına olumlu etki yapacaktır. Sağlıklı bir nesil, ülkelerin gelişim sürecinde önemli bir rol oynayabilir.
Doğuşta yaşam beklentisi her ülkenin en temel sağlık göstergelerinden biridir ve ülkelerin sosyoekonomik gelişmişlik düzeylerini belirlemek amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır. Daha yüksek bir yaşam süresine ulaşmak için öncelikli olarak yaşam beklentisinin dinamiklerinin ortaya konulması gerekmektedir.
Erciyes ve Namık Kemal Üniversiteleri tarafından 2022 yılında “yenilenebilir enerji tüketiminin sağlık üzerinde etkisi” konulu ortaklaşa bir çalışma yayınlandı. Bu çalışma Türkiye ekonomisi için 1988-2018 dönemi zaman serisi analizi teknikleri kullanılarak yapılmıştır. Bu çalışmadan elde edilen uzun dönem tahmin sonuçlarında; işsizliğin ekonomik büyüme ve finansal gelişmenin sağlık kalitesini zayıflattığı, yenilenebilir enerji tüketiminin ise iyileştirdiği yönünde kanıtlar bulunmuştur. Ayrıca uzun dönemde işsizlik ile, finansal gelişme ve yenilenebilir enerji tüketiminden sağlığa doğru tek yönlü nedensellik, ekonomik büyüme ile sağlık arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi söz konusudur.
Türkiye sahip olduğu iklim ve coğrafyası nedeniyle yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitliliği ve potansiyeli açısından oldukça zengindir.
Bulunduğu matematiksel konum nedeniyle yüksek güneşlenme süresi ve önemli bir rüzgâr enerjisi potansiyeli vardır. Bununla birlikte, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarından arzu edilen düzeyde yararlandığı söylenemez. Dolayısıyla, enerji politikalarının oluşturulmasında temel amaç yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin artırılması olmalıdır.
Bu nedenle güneş, rüzgâr ve diğer çevre dostu yenilenebilir enerji kaynakları desteklenmelidir. Finans sektörü daha temiz ve çevre dostu teknolojileri benimseyen sektörlere teşvik sağlamak amacıyla kullanılabilir.
Bu sayede bir taraftan yenilenebilir enerji üretimi teşvik edilirken aynı zamanda sağlık kalitesi de artırılmış olacaktır.
Trend Haberler
Karacasu'da feci kaza: 2’si ağır 3 çocuk yaralı
Dualar Karacasu'da yaralanan çocuklar için
Beyaz Eşya Firması İflas Etti! Çok Sayıda Müşteri Mağdur Oldu
Karacasu'daki olayda ilginç gelişme: 4 saatte önce her şey normal diye tutanak tutulmuş
Başkan Gençay'dan ikametgah çağrısı
Yarın başlıyor! ATM'ye kartını takan bu yazıyla karşılaşacak