Ailece gittiğimiz yaz tatilinde Makedonya dağlarından Yunanistan'ın ovalarına süzülürken bir türkü dolandı dilime,
Bu türküyü en güzel söyleyen iki üstad Ruhi Su ve Suavi gibi olmasa de azıcık mırıldandım evlatlara "Drama Köprüsü Bre Hasan Dardır Geçilmez......." diye diye.
"Bre Hassan" kısmını biraz bastırarak söyleyince biraz gülüştüler arkada. Ama evlatların kulaklarında yer etti bu türkü.
Zaten Balkan topraklarında o yörenin türküleri söylenir değil mi?
Balkan Türkleri asla adaletsizliğe dayanamazmış.
Bir de sevdasına karşı gelinirse vururmuş kendini dağlara.
Yeter ki haksızlığa uğramasın o yürek.
Tam işte o zamanlarda eşkıyalık başlamış bu dünyaya.
Debreli Hasan'ın eşkıyalığı öyle yol kesip adam vurup haraç alan değil.
Haksızlığa karşı isyan edip Robin Hood misali çarpık düzene boyun eğmeyen eşkıyalık.
Aynı Yavuz Turgul'un Eşkıya filmindeki
Baran ( Şener Şen) misali eşkıyalık.
Hasan, Selanik'e bağlı Kayılar Kasabası'nın Debre köyünde doğmuş. (Tahmini olarak 1800'lü yılların sonunda)
Uzun askerlik zamanında komutanı tarafından haksızlığa uğrar, dayak yer.
Zulme dayanamayan Balkan delikanlısı öfkesine yenik düşer ve bir hata işler
İçten içe içerlenen Debreli Hasan çeker silahını vurur kumandanını.
Kaçar gelir memleketi Debre’ye.
Müfreze arkasında.
Duramaz memlekette.
Bilir ki yakalanırsa sonu yağlı urgan.
Pişman olsa da neye yarar, olan olmuştur bir kere.
Alır martinisini (silahını) eline, çıkar Balkan dağlarına.
Zulme uğrayana, yoksula, garibana yardım edeceğine, zenginden alıp fakire vereceğine and içer Hasan.
Orta boydan biraz kısa, kemikli ve şeftali kırmızı yanaklar,
Orta Asya tipi çekik gözler, parlayan kapkara göz bebekleri, dik başının tepe kısmı ustura tıraşlı, bıyıklar pala. Üzerinde bürümcük gömlek, köşeleri işlemeli kuşak, potur pantolon, ayağında mest pabuçlar, elinde yanke tüfeği. Hakiki adı Peady-Martini-Henry olan kısaca “Martini” dediğimiz tüfek.
Veee Hasan Eşkıya olur.
Yanında bir tek Kara Kedi dediği kızanı (arkadaşı) vardır. Debreli Hasan, o dönem milleti soyan, haksız yere milletin parasını alan, sırtından geçinen zenginleri soyar. Paraları halka dağıtır. Topladığı paralarla Drama Köprüsü’nü yaptırdığı söylenir.
Rivayet böyle olmasına rağmen, Drama ‘da böyle bir köprünün olmadığı görülmüştür. Drama Köprüsü’nün, Drama köyleri Nusretli ve Kozlu arasında bulunan bir su kemeri olduğu son yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır.
Gücü yetmeyip de evlenemeyen sevdalıların kavuşmasını sağlar. Bir keresinde evlenmek için İskeçe pazarına danasını satmaya götüren gence, yardım ederek danasını sattırmaz ve onu evlendirir.
Rum zenginlerinden Yargo Çorbacı’yı soyar.
Yargo, ”Bıktım şu dağdaki Hasan eşkıyasından bir türlü İzmir’e mallarımı götüremiyorum” diye söylenir. Etraftaki esnafın, “Be… Yargo, Balkanlarda Debreli’den kaçarken, İzmir dağlarında Çakırcalı Mehmet Efe’ye rastlarsın” diye söyledikleri bilindiğinden. Debreli Hasan’ın Çakırcalı ile aynı zaman diliminde yaşadığı tespit edilmiştir.
Birgün müfreze, Debre’de köye tuzak kurar ve arkadaşı, kızanı, Kara Kedi yakalanır. Drama Mahpushanesine gönderilir.
Ayrıca Debreli’nin, Drama Kozlu köyünde sevdalısı vardır.
Anlatılanlara göre Debreli, bu köyde bir kızla nişanlıymış. Lakin daha sonra dağa çıkınca, “Ben bu kızla evlenirsem ona kötülük yaparlar,” diye düşünüp evlenmekten vazgeçmiş.
Genç kız, uzun bir müddet onu beklemiştir.
Ta ki Hasan'dan haber gelene kadar.
Debreli, en sonunda kızcağıza
“Artık beni bekleme, n'olur başkasına varıp evlen, kendine bir hayat kur” diye haber gönderir.
Şimdi burada durmak lazım arkadaş.
Bizim Hasan her ne kadar sütten çıkmış ak kaşık olmasa da atta bir katil de olsa
Özünde kadına zulüm etmeyen, 'ya benimsin ya kara toprağın" demeyen, ona değer veren yufka yürekli bir delikanlı oluveriyor özünde.
Tıpkı kendini bırakıp başka birine giden karısının ayakkabısını içine el kapısında ezilmesin diye altınlar koyan Aşık Veysel gibi.
Nitekim sevdiği kız evlenir.
Hasan düğününe gizlice gelip yedi tane bilezik takıp döner dağlara. El kapısında mağdur olmasın diye.
Sevdasını yüreğine bastırıp onu mutlu görmek isteyecek kadar da yüreklidir Hasan
Debreli Hasan hakkında anlatılanların ortak özelliği,
Yunan çetelerinin baskısına karşı Türk köylerini savunmuş ve kahramanlaşmıştır.
Makedon dağlarının Debreli'si sonunda padişah affına uğrar veya başka bir rivayete göre mübadelede güvenlik güçlerinin elinden kaçmayı başarmış ve Türkiye'ye göç etmiştir.
Ömrünün son günlerini Samsun'un Bafra ilçesinde geçirdiği bilinmektedir.
Ancak mezarının yeri bilinmemektedir.
"Drama köprüsü Hasan dardır geçilmez
Soğuktur suları Hasan bir tas içilmez
Anadan geçilir bre Hasan yardan geçilmez.
At martinini Debreli(de bre) Hasan dağlar inlesin
Drama mahpusunda Hasan Karakedi dinlesin
Mezar taşlarını Hasan koyun mu sandın
Adam öldürmeyi Hasan oyun mu sandın
Drama mahpusunu bre Hasan evin mi sandın.
At martinini Debreli (de bre)Hasan dağlar inlesin
Drama mahpusunda Hasan dostlar dinlesin
Drama köprüsünü Hasan gece mi geçtin
Ecel şerbetini Hasan ölmeden mi içtin
Anadan babadan bre Hasan nasıl vazgeçtin.
At martinini Debreli (de bre)Hasan dağlar inlesin
Drama mahpusunda Hasan dostlar dinesin."
Sağlıcakla...