Yaşadığınız ilişkide fedakarca davranışların yani alma verme dengesinin belli bir eşitliğe sahip olmaması. Genellikle daha fedakar olan taraf, yani daha verici olan taraf. Diğeri tarafından yaşanan olumsuzlukta direkt olarak suçlu ilan edilir. Çünkü verici olan taraf ilişkinin ayakta kalabilmesi için çabalar. Bu çabanın sekteye uğradığı anda. Ortaya basit bir sorun çıkar. Ve bu sorunun kaynağı fedakarlığına alışılan kişinin işini iyi yapmamasına yani suçlu olmasına bağlanır.
Sahip olduğunuz ilişkinin sağlıklı mı yoksa, sorunları olan bir ilişki mi anlamak için anlatacağım diğer detaylara da bakmalısınız.
Sağlıksız bir ilişkide, partnerlerden biri diğerine göre, daha çok zaman, daha çok çaba harcar. Daha çok özveride bulunur. Diğer taraf çoğunlukla bunları alma konumunda kalır. Benzer ve destekleyici davranışlar sergilemez.
Tartışma sonrasında ilk iletişim verici olan tarafından başlatılır. Çünkü kendisi adım atmadığı sürece diğerinin bunu yapmayacağını kabullenmiştir.
Sağlıklı ilişkilerin temelinde, karşılıklı iletişim becerisi vardır. Bu beceriye eşit düzeyde sahip olmak o ilişkinin uzun yıllar sağlıklı ve mutlu bir ilişki olmasını sağlar.
Sağlıksız ilişkilerde; verici olan taraf yaşadığı her şeyi tüm detaylarıyla anlatmak isterken, diğer taraf dinlemek bile istemez.
İlişkiyi ayakta tutan kişi partnerinin kendisine ihtiyacı olduğu zamanlarda maddi ve manevi destek için hazırdır. Ancak diğer taraf partnerinin ihtiyacı söz konusu olduğunda orada olmaz. Öncelikle partnerinin kendisine ihtiyacı olduğunun farkında değilmiş gibi davranır. Eğer direkt olarak kendisinden yardım istenmişse o desteği sağlamamak için her zaman hazırda bir bahanesi bulunur.
Haklıyken bile özür dilemek zorunda kalıyorsanız. İlişkinizin sağlıklı bir ilişki olmadığının diğer göstergelerinden biridir. Haksız olunan durumlarda özür dileyebilmek bir erdemdir. Bu adımı atmayan taraf her durumda haklı olmak ister. Ancak hayatta hiç kimse her zaman için haklı değildir. Böyle bir düzen hiçbir ilişki için mümkün olamaz. Eğer sizden talep edilen şey haksız olduğunuzu kabullenmenizse bu ilişkinin ağırlığı altında ezilmeye başlarsınız.
İlişkinizde kötü giden durumlar olduğunda strese giriyorsanız. Alacağınız tepkiler duyacağınız sözler sizi sık sık strese sokuyorsa. O ilişkide dengeden ve eşitlikten söz edemeyiz. İlişki dengede değilse ağırlık tek bir tarafa doğru yıkılmaya başlar. Sürekli suçlu olmak zamanla acı veren bir çileye dönüşür.
Yalnız bir ilişkiye sahip olmayı istemek yeterli değildir. Dengeli bir ilişkiye sahip olmayı istemeli ve o ilişkiyi hak ettiğinizi bilmeniz gerekir. Bunu yaşamanın yolu özsaygıya sahip olmaktan geçer. Eğer partnerinizin istek ve ihtiyaçlarını kendi istek ve ihtiyaçlarınızdan daha üstün tutarsanız. İlişkinin doğası bozulmaya başlar. Ya da o ilişkide denge hiçbir zaman kurulamaz.
Eğer yaşadığınız tüm haksızlıkların farkında ve ona rağmen hiçbir şeyi değiştirmeyi başaramıyorsanız. Bu partnerinizin değişime ayak diriyor olmasındandır. Kendinizi bu ilişkinin kurbanı olarak görmek ve kabullenmek yerine onun sahip olduğu tüm haklara eşit olarak sahip olduğunuzun farkına varmanız gerekir. Ve bunun kaderden çok seçim olduğunu da bilmelisiniz.
Bu güne kadar hep böyle yapmış ve artık değiştiremeyeceğinizi düşünüyor olmanız. Kendinize güven duymadığınızı gösterir. Elbette uzun yıllar haksızlığa maruz kalan kişilerde özgüven zedelenmesi muhtemeldir. Eğer değişim istiyorsanız. Ya da bu ilişkiden kurtulmanız gerektiğini düşünüyorsanız. Kendinizi yeni baştan inşa eder gibi duruşunuzdan tutunda sözlerinize kadar değişmelisiniz.
Tabii ki ahlaki olan, doğru olan, yazımdaki gibi kalem kalem uğradığı tüm haksızlıkları anlatması ve bunların kendisine hissettirdiği duyguyu dile getirmesidir. Bunun herhangi bir işe yaramayacağı açıkça belli ise. Ve ilişkinin bitirilmesi söz konusu değilse. Uzun vadede olmamak kaydıyla birkaç yöntem denenebilir.
Deneme yanılma yöntemi ile partnerinizde olumlu bir değişiklik olup olmayacağını gözlemleyebilirsiniz.
Verici taraf kendisini fedakârlıkları konusunda azar azar geri çekmelidir. Kendisinden yapmak istemediği için değil de yapamadığı için destek beklediğini dile getirmesi işleri biraz daha kolaylaştıracaktır. Alıcı olan tarafın istemeyerek yaptığı olumlu davranışa doğru tepkiler verilirse o inat zamanla kırılmaya başlar. Doğru tepkiden kastım. Dozunda bir minnet duygusu göstermek ve onore edici tutum sergilemektir. Çünkü herkes takdir edilmeyi sever.
Bir eylemi gerçekleştirme isteği duymamız için. O eylemin kişiye kazandıracağı olumlu duyguları tatmasına destek verilmelidir. Kişiyi en çok tatmin eden duygulardan biri takdir edilme ile sağlanabilir...