Malum, TBMM Genel Kurulu'nda, ilk 4 maddesi kabul edilen, 'İklim Kanunu Teklifi', komisyonda görüşülmek üzere geri çekildi.
Gerekçe ise şöyle: "İklim Kanunu ile ilgili toplumda birtakım konuların yanlış anlaşılması üzerine; daha çok tartışılması, konuşulması, iktidar ve muhalefetin ortak görüşleri çerçevesinde yeniden çalışılması.”
Bu işin kanuni yönü…
Kamu vicdani ciheti ise başka…
Ancak şu hususu rahatlıkla ifade edebiliriz: Yeni bir Vahşi Kapitalist Uygulama kapımızda.
Kovid-19 gibi yeni bir emperyalist uygulama…
Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’ a atfedilen bir söz vardır:
“Yeterince büyük bir yalan söyler ve sürekli tekrar ederseniz, sonunda halk buna inanır.”
Bu sebeple küresel ısınma senaryo yalanları tam bir palavradır.
Tıpkı nükleer enerjinin zararlı olduğu yalanları gibi…
Vicdanlı bilim adamları küreselci çetelerin iklim krizi ürettiklerini…
Bundan nemalandıklarını söylüyor.
Vicdanlı bilim adamlarına göre …
İklim krizi diyenleri dinlememek gerekiyor.
Çünkü böyle kriz yok.
Amaç belli: Dünyayı yaşanmaz hale getirmek.
Böylelikle ülkeleri…
Dolayısıyla insanları kontrol altına almak temel hedefleridir.
Bu yüzden ne yaptılar?
İklim krizi palavrasını gündeme taşıdılar.
Bu palavrayı sürekli gündemde tutarak insanları korku tüneline soktular.
Kovit-19 yalanlarıyla insanları evlere hapsetmediler mi?
Algı ile insanları yönetmediler mi?
Bakınız: ülkemizde sokak köpekleri üzerinden nasıl baskı kuruyorlar.
Neden?
Küreselci çeteler mama satacak.
İstersen köpekleri barınaklara taşı.
O biraz sıkar…!
Kovid-19 döneminde nasıl ki aşı olmayan insanlara baskı yaptılar ise…
Tehdit ettiler ise…
Her yeri dar etiler ise…
İklim meselesinde de mevzu, aynı yani...!
Dememiz o ki: küreselci çetenin hedefinde şimdi iklim krizi palavrasıyla insanları ve ülkeleri kıskaç altına almak…
İstediği gibi yönetmek ve yönlendirmek vardır.
Dikkat: Türkiye’yi de buna dahil etmek istiyorlar.
Dolayısıyla tekrar görüşülmek üzere geri çekilen “İklim Kanunu ve karbon vergisi” meselesi millî bağımsızlığımıza…
Üretimimize…
Daha önemlisi ülke ekonomimize yönelik ciddi bir tehdittir.
Bu kanunun Devletimizin geleceğinde büyük sorunlara sebep olacağı muhakkaktır.
Dünyayı en çok kirletenlerin temiz çevreden dem vurarak çevreci pozları vermeleri en büyük kirliliktir.
Getirilmek istenilen ‘iklim kanununun’ iklimle, tabiatla, çevreyle hiçbir alakası yoktur.
İklim düzenlemesi, çevre endişesiyle değil ticarî bir kaygıyla dayatılmaktadır.
Yani, asıl amaç tabiatı korumak değildir.
Küresel güçler; kendilerinden başka kimsenin üretmesini istemiyorlar.
Zenginleşmesine, refaha ermesine karşı çıkıyorlar.
‘Gelişmekte olan ülkeler’ diye uydurdukları ülkelerin gelişmesini engellemek için her türlü çabayı sarf ediyorlar.
Amaçları belli: Köleleştirmek.
Bakınız…
Sera Gazı Emisyonu’nda…
Çin bütün dünyada yüzde 30’luk payla birinci sıradadır.
ABD ise yüzde 11 gibi bir paya sahiptir.
Pekiyi, Türkiye’nin ne kadar bir paya sahip olduğunu biliyor musunuz?
Sadece yüzde 1!
Çin ve ABD’nin ise bu anlaşmaya taraf olmadığını biliyor muyuz?
Zannetmiyorum.
Konuya “İklim Kanunu geri çekildi: Kim kazanıyor, kim kaybediyor?” diyerek cevap arayan
Prof. Dr. Mete Gündoğan, Independent Türkçe’de (https://www.indyturk.com 6 Nisan 2025 10:28) şu hususlara dikkat çekiyor:
Bu kanun, doğayı korumayı değil; karbonu fiyatlamayı merkezine alıyor.
Bu kanunla, Türkiye gibi ülkeler kendi sanayicisini denetlemekle yükümlü kılınıyor.
Türkiye henüz sistemini kurmadan, bu kanunla, kendi sanayicisini yükümlülük altına sokuyor.
Elde edilecek gelirler Avrupa Birliği kasalarına ya da çok uluslu yeşil fonlara yönlendiriliyor.
Sonuçta bu kanun, yeşil görünümlü bir finansal hükümranlık mekanizması oluşturuyor.
Bunun maliyetleri, zamanla:
Daha küçük üreticilere,
İç piyasaya çalışan sanayiye,
Ve dolaylı olarak halkın ödediği ürün fiyatlarına yansıyacak.
Yani AB’ye ihracat yapan büyük sanayiciler kazanırken, maliyetin önemli bir kısmı ülke içindeki tüm üreticilere ve tüketicilere yansıtılacak!
Türkiye’de üreticiyi adeta ezmek demek, üreticiyi bitirmek demek, tüketiciye çok yüksek maliyetler yüklemek demektir.
Son ama belki de en önemli bir konu;
Ülkemizde çok büyük bir halk tepkisi var.
Bu kanun özgürlüklerimizi kısıtlayacak, bizi köleleştirecek, diye itirazları var.
Halk ve uzmanlar bu itirazlarında haklı mıdırlar?
Bugünden kolaylıkla öngörebildiğimiz bir tehlike “Karbon Endeksi” tehlikesidir.
İklim Kanunu ile kurulan sistem bir “Karbon Endeksi” alt sistemini rahatlıkla oluşturabilir.
Bu idarenin alacağı basit bir karar ile yapılabilir bir mekanizmadır.
Sizin günlük yaşamınızda yaptığınız her tercihi, arabaya binmenizi, alışverişinizi, elektrik kullanımınızı, seyahatlerinizi vb. gibi tüm tercihlerinizi karbon sayısına çeviren bir sistem oluşturulabilir.
Bu sayı, dijital kimliğinize eklenebilir.
Ardından şunlar olabilir:
Belirli karbon sınırını aşarsanız ek vergi ödersiniz.
Sınırı aşarsanız bilet alamazsınız.
Krediniz, yardımlarınız, harcamalarınız, fırsatlarınız kısıtlanabilir.
Yani karbon bahanesiyle özgürlükleriniz ölçülmeye ve puanlanmaya başlanır.
Sonra bu mekanizma bireylere indirgenir.
Karbon bir nevi “para gibi” olur.
Karbon limitleri “hak” gibi tanımlanır.
Ve siz artık bir vatandaş değil, karbon skoru olan bir tüketiciye dönüştürülürsünüz.
Bir dijital kölelik sistemi oluşturulmuş olur.
Evet, karbon önemlidir.
Ama ondan daha önemli olan, insanın onuru, özgürlüğü ve iradesidir.
***
Özetle…
Küresel Isınma: Palavradır.
Küresel ısınma felaket senaryoları: Palavradır.
Ama, Karbon Vergisi: Gerçektir.
İklim Değişikliği senaryosu: Yeni bir Vahşi Kapitalist uygulamadır.
Demokles’in Kılıcı kapımızda hazır ve nazır vaziyette beklemektedir.
Uyanık olalım.
Müteyakkız kalalım.
Küresel ısınma palavraları ve felaket senaryoları ile karbon vergisi: İklim Değişikliği
Dr. Mesut Mezkit
Yorumlar
Trend Haberler

Nasıl kıydın o canlara: Nazilli'de mahkeme kararını verdi

Aydın’da 1.1 milyar liralık vurgun

Kendi sonunun hazırlandığından haber olmadan paylaşım yaptı; Nazilli'nin takati kalmadı

Nazilli'de şeytani plan!: İtfaiyecinin 15 gün arayla iki cinayet girişimi

Nazilli’de acı olay: Sevilen esnaf silahla yaşamına son verdi

Nazilli'de flaş gelişme! Hemşire sevgilinin görevine son verildi

Herkes ona ağlarken o aşk peşine düşmüş: Nazilli’de skandal mesajlar

Didim'de nefes kesen anlar

Nazilli’deki faciada flaş gelişme: Hemşire F.T canlı yayında konuştu

Aydın sallandı! Gece yarısı korkutan deprem