Aydın'da yoğun bakım hizmetlerinin kalitesi artırılacak Aydın'da yoğun bakım hizmetlerinin kalitesi artırılacak

Türkiye’de bazı aileler, yeni doğan bebeklerini çeşitli nedenlerden dolayı tuzluyor. Geleneksel bir yöntem olarak toplumda yer bulan bu durum ile ilgili Aydın’da görev yapan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Can, bebek tuzlamanın ciddi bir sağlık problemine yol açacağını belirterek aileleri ve anne adaylarını uyardı.

“SAĞLIKLI BİR YÖNTEM DEĞİL”

Bebek tuzlamanın Türkiye’de yenidoğan döneminde gözlenen geleneksel uygulamalardan olduğunu kaydeden Can, “Temel olarak bebeklerin büyüdüklerinde kokmayacağı inancı ile yapılmaktadır. Bununla birlikte bazı bölgelerde nefes kokusunu önlemek, miliaria-isilik önlemek, döküntü gelişimini engellemek ve döküntüyü iyileştirmek, derideki iltihapları iyileştirmek, bebek bezi döküntülerinin önlenmesi, daha güçlü kemikler oluşmasını sağlamak ve hatta geveze olmasını önlemek düşüncesi ile uygulanmaktadır. Ancak bu uygulamalar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Ana malzeme tuzdur. Ayrıca şeker, karanfil, baharatlar, yumurta sarısı, bitki yaprakları, kına, terayağı, Myrti, gül, kokulu otlar, pekmez, defne, timüs, taş, kullanıma hazır kitler de kullanılmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalarda tuzlamanın farklı şekillerde yapıldığı bildirilmiştir. Genellikle yenidoğan bebeğin tuzlu su ile yıkanması veya bebeğin vücudunun doğrudan tuzla ovulması, ağızına tuz uygulanması, sonra yıkanması, vücuduna önce pekmez sürülme, ardından üzerine tuz dökülme, ağıza bal ve terayağı sürme, 40 güne gelene kadar her gün tuzlu su ile yıkama, hazır kit içerisine bal-süt karıştırarak vücuda uygulama şeklindedir. Bu işlem doğum ile 90 gün arasında uygulanmaktadır.” diye konuştu.

“KANA, BAKTERİ ULAŞMASINI KOLAYLAŞTIRIYOR”

Bebek tuzlama geleneğinin günümüzde hala yoğun bir şekilde gerçekleştirildiğini dile getiren Can, “Çalışmalar sırasıyla en sık Doğu, Batı, Kuzey, Güney ve Orta Anadolu’ da yapıldığını göstermektedir. Bebek tuzlama ile ilgi halk araştırmacıları tarafından birçok çalışma yapılmaktadır. Hekimleri ilgilendiren yönü yol açabileceği muhtemel sağlık sorunlarıdır. Tuzlama süresi bebekte gelişebilecek hipernatremi, sepsis ve komplikasyonların şiddetini artırır. Benzer şekilde ağız boşluğunun tuzlanması da tuzun kan dolaşımına girmesini kolaylaştıracak faktörler arasındadır. Cilde tuz teması sonrası zayıf olan cilt bariyeri tamamen ortadan kalkarak cildin enfeksiyonu ve bakteriyemi (kana bakteri ulaşması) ve sepsis riskini kolaylaştırmaktadır. Bebek tuzlaması ile görülmesi muhtemel sorunlar ise yüksek ateş, beslenme bozukluğu, emme yokluğu, dehidratasyon, irritabilite, huzursuzluk, ciltte yaygın büllöz lezyonlar, böbrek yetmezliği, artmış karaciğer enzimleri, yaygın damar içi pıhtılaşma bozukluğu, beyin ödemi, kafa içi kanama, kavarnöz sinüs trombozu, iki taraflı iliak arter trombozu, gelişme geriliği, Skrotumda Fournier Kangreni benzeri durum, sepsis, havale geçirme ve ölümdür.” şeklinde konuştu.

“SAĞLIK ÇALIŞANLARI, AİLELERİ BİLGİLENDİRMELİ”

Sağlık çalışanlarının da bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Can, “Her yenidoğan kliniğinde aileler, çocuk doktoru tarafından bebek tuzlamanın potansiyel zararları hakkında bilgilendirilmeli ve eğitilmelidir. Bebek tuzlamayı önlemek için en uygun eğitim, doğumdan sonra taburcu edilmeden önce anne, babaanne ve anneanneye verilmelidir. Çünkü tuzlama uygulamasında söz sahibi bunlardır. Sonuç olarak bebek tuzlama hala yaygın olarak yapılan geleneksel uygulamalardandır. Uygulamanın sağlık sorunlarına yol açması olasıdır. Sağlık çalışanları konuyla ilgili bilgilendirilmeli, sağlık kurumlarında ailelere önleme eğitimleri verilmelidir.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: HABER MERKEZİ