Bütün siyasi partilerde kongre sürecine girildi. Aydın baz alındığında bu sürece en fazla ihtiyaç duyan taraf AK Parti. AK partiye gönül verenler Aydın’da büyükşehir belediyesini almak gibi bir başarıya katiyyen inanmıyorlar. Partinin hangi basamağında olursa olsun, kiminle konuşursan konuş Büyükşehir’deki Özlem Çerçioğlu’nun dosyalarından bahsedip sandık yoluyla değil, yargı yoluyla grevden düşürüleceğini iddia ediyor. Buda demek oluyor ki AK Parti safları seçim yarışına girmeden yenilgiyi zaten kabullenmiş. Bu mantalite ile hangi seçim kazanılabilir ki. AK Parti’nin Recep Tayyip Erdoğan’ında doğru gördüğü bir silkinişe ihtiyacı var. Aydın’daki mental yorgunluk değil, Aydın’da çöküş ölmüşlük var. Bu çöküşten tekrar zirve yapmak için halkın 2002’de ve arkasından gelen yıllarda olduğu gibi tekrar yürekten AK Parti saflarına inanarak desteklemesi ile olur. 2002’de AK Parti’ye destek verenlerin çoğunluğu bugün hala AK Partiye destek veriyor. Lakin o gün her ortamda AK Parti’ye cevvalce savunanlar bugün sadece sandıkta verdikleri oylar ile AK Partililer.  Düne kadar insanların içinde olmak, düğünlerde, cenazelerde yer almak vatandaşın hoşuna gidip sizin ürettiğiniz siyasetin karşılığını veriyordu. Fakat bugün sadece halkın içinde olmak bu dönemde halkın beklediği siyasetin karşılığı değil. Türkiye’deki ve Aydın’daki sağ seçmen 2002’de mütedeyyin bir hükümetin işbaşında olmasını yeterli bulurken, 2007’de başı secdeye değen bir Cumhurbaşkanı’nın Çankaya’da olmasından mutlu oluyordu. 2012’de yolunun asfaltlanması, kapalı sağlık ocağının açılmasını başarı sayan toplumsal taban, 2017’de bütün bunları “olağan” diye değerlendiriyor. Bunların ötesinde politika ve siyasetçilere ihtiyaç duyuyor; bulamayınca yalpa yapıyor. Aydın’da AK Parti seçmeninin bugüne kadar ulaşma konusunda sıkıntı çekmediği ve Aydın’da AK Parti denilince akla gelen isimler bugün hedef tahtasında. 2000 yıllara kadar ulaşılmaz olarak görülen vekillerin bugün, günün her saatinde telefon ile ulaşılabilir olması artık halk tarafından yeterli bulunmuyor. Özellikle Aydın’ın büyükşehir olmasından sonra köylü gördüğü iktidar milletvekiline anlattığı, su, yol sorunu karşısında aldığı ‘bunlar büyükşehirin sorumluluğunda’ yanıtı herşeyi yerle bir ediyor. Açıkçası iktidar milletvekilliği özellikle kırsal kesimde itibar kaybı konusunda dip yapmış durumda. Bugün mahallelerdeki yüksek su faturaları, akmayan çeşmeler, partizanca tutum dolayısıyla ilçe belediyelerinin yapmadığı yollar için hangi iktidar vekili o mahalleye gitmiş ve halk ile beraber bir kamuoyu oluşturmuş. Yada hangi il yöneticisi mahalle kahvesinde halk ile çay içmekten öteye gitmiş. Kahvede çay içmek ile halkın sorunu karşısında ter akıtmıyorsanız bu halktan da ne saygı nede sahiplenme beklemeyin. Türkiye’de AK Parti iktidarı için bugünkü muhalefet nasıl bir şans olarak görülüyor ve zaman zaman Recep Tayyip Erdoğan ‘Allah başımızdan eksik etmesin’ diyorsa, Aydın’da da Özlem Çerçioğlu AK Parti yöneticileri için de hayır dua ediyordur.