EKODOSD'da düzenlenen söyleşi ve sunum etkinliğine, Adnan Menderes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Tülay Aşkın Çelik konuşmacı olarak katılırken, Kuşadası ve çevresinden de çok sayıda davetli hazır bulundu. Beslenmenin tanımı ile başlayan sunumda, Doç. Dr. Tülay Aşkın Çelik, klasik beslenme yaklaşımı ile günümüz beslenme yaklaşımları arasındaki farklılıklara dikkat çekti. İlgiyle izlenen sunumdan sonra konukların sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Tülay Aşkın Çelik’e, Prof. Dr. Mesut Kırmacı tarafından EKODOSD’un teşekkür belgesi takdim edildi.
'TEMELDE TÜM BESLENME SİSTEMLERİ DAHA BİLİNÇLİ TERCİHLER OLUŞTURMAYI AMAÇLAMAKTADIR'
'Bir besin sistemi değerlendirilirken hızlı nüfus artışı, kentleşme, artan ekonomik güç, değişen beslenme alışkanlıkları ve küreselleşmenin yanı sıra iklim değişikliği ve doğal kaynakların sürdürülebilirliği de düşünülmelidir' diyerek sözlerine devam eden Doç. Dr. Çelik, 'Bu doğrultuda sürdürülebilir besin sistemleri ile ilgili öncelikli dikkat edilmesi gereken faktör sağlığı koruyucu ve iyileştirici olması ve çevre zararının az olmasıdır. Temelde tüm beslenme sistemleri daha bilinçli tercihleri oluşturmayı amaçlamaktadır. Beslenmenin düzenli biçimde tekrar edilen ve bireysel tercihlerin temel oluşturduğu davranışları içermesi nedeniyle sürdürülebilir diyetlerin, bireylerin beslenme alışkanlıklarına uygun olması devamlılığı sağlamak için önemlidir. Sürdürülebilir beslenme bireylerin bağışıklık sistemini, hastalık risklerinin azaltılması hedeflerken, hayvansal üretiminden kaynaklanan çevresel etkileri azaltıp, su ve enerji tüketimini de düşürerek doğal kaynakların korunmasına katkı sağlamaktadır' dedi.
'BİTKİSEL BAZLI BESLENME DAHA DÜŞÜK KARBON AYAK İZİNE SAHİPTİR'
'Bitkisel bazlı beslenme, hayvanların haklarını ve refahını gözeten bir yaklaşımı destekler bu sayede daha düşük bir karbon ayak izine sahiptir. Bu da iklim değişikliğiyle mücadelede etkili bir rol oynanmasını sağlamaktadır. Ayrıca sürdürülebilir beslenme modelleri mevsiminde ve yakın coğrafyada yetişen lokal ürünlerin daha taze ve besleyici olmasını, nakliye masraflarını azaltarak enerji, ve ekonomik açıdan daha tasarruflu bir yaklaşımı, yerel üreticilerin ekonomik açıdan güçlenmesine de katkı sağlamaktadır. Mevsimsel ürünlerin tercih edilmesi, aynı ürünlerin sürekli olarak yetiştirilmesine olan ihtiyacı azaltarak toprak erozyonunu ve tek tip tarım uygulamalarını önlerken, lokal ürünler, geleneksel mutfakların ve tatların devam etmesine olanak tanımaktadır. Güncel beslenme modelleri arasında yer alan canlı bitkisel besinlerle, beslenme yaklaşımına uygun yetiştirilen mikroyeşillikler (mikrogreenler) ve mikrofilizler (sprouth) kolay yetiştirilmeleri, olgun bir bitkiye oranla daha yüksek besin ve vitamin içeriğine sahip olmaları ve insan sağlığı üzerinde olumlu etkilere neden olmaları nedeni ile son yıllarda tüketicinin yararlanması için yetiştirilmekte ve piyasaya sürülmektedir. Farklı yöntemlerle evlerde kolaylıkla yetiştirilebilen bu yeni canlı mikroyeşillikler ve filizler mutfak değeri açısından restoranlarda da şefler tarafından farklı kullanım alanları nedeni ile sıklıkla kullanılmaktadır' dedi.