Asgari Ücret Tespit Komisyonu, bugün üçüncü kez bir araya geldi. Bakan Işıkhan başkanlığında toplanan komisyonda bu kez de ücret konuşulmazken Türk-İş, işçi kesiminin talep ettiği asgari ücret tutarının 29 bin 583 TL olduğunu açıkladı.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın açıklamalarında dikkat çeken noktalar şunlar:
“19 gündür devam eden bir sürecin içindeyiz. Bu toplantılarda yanımızda dört asgari ücretli arkadaşımız bulunuyor. Onlar, asgari ücretle ilgili tüm detaylara hâkim ve bu süreçte önemli bir rol üstleniyorlar. Geçmişte asgari ücret toplantılarında sendikacılar yer alır, bir rakam açıklanır ve sonrasında konuyla ilgili bir gündem oluşmazdı. Ancak bugün, asgari ücret süreci kamuoyunun yakından takip ettiği bir mesele haline geldi. Bu durum, anti-demokratik bir yapıdan kaynaklanıyor.
Komisyonda hükümetin, işverenin ve bizim beşer temsilcimiz bulunuyor. Buna rağmen hâlâ hükümet ve işveren kanadından somut bir rakam gelmedi. 2024 yılı hem bizim hem de ülkemiz için zor bir yıl olarak başladı. Kamu işçilerinin maaşları dahi asgari ücret seviyesine düşmüş durumda. Bundan beş yıl önce asgari ücret, temel bir belirleme aracıydı; ancak bugün, geçim ücreti haline geldi. Alım gücündeki ciddi düşüşle birlikte mevcut asgari ücretin 11 bin TL seviyesinde olduğu ifade ediliyor. Bu şartlarda çalışanların bir hafta bile geçinmesi mümkün değil.
Hükümet ve işveren kanadından bir rakam beklediğimiz için biz herhangi bir açıklama yapmadık. Ancak kamuoyunda bu durumun eleştirildiğini gördük. Öyle bir noktaya geldik ki, konuya dair bilgi sahibi olmayanlar dahi yorum yapıyor. Öğretim üyelerinin bile bizi itibarsızlaştırmaya yönelik açıklamalar yaptığını üzülerek görüyoruz.
Sayın Mehmet Şimşek’in ‘Ülke iyiye gidiyor’ açıklamasına atıfta bulunan Atalay, ‘Eğer durum iyiye gidiyorsa, işçilere nefes aldıracak bir geçim ücreti açıklayın,’ dedi. Türk-İş olarak asgari ücretin enflasyon oranı üzerine %45 zam yapılmasını ve buna ek olarak %20 refah payı eklenmesini öneriyoruz. Bu durumda asgari ücretin 29.583 TL’ye çıkacağını hesapladık. Ancak enflasyon oranı üzerine refah payı eklenmeden yapılacak bir zamla yaşam koşullarının iyileştirilmesi mümkün değil. Eğer bu şartlar kabul edilirse imza atarız, aksi halde kabul etmeyiz.”