Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Köyü'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin'in cansız bedeni, 8 Eylül'de evine 2 kilometre uzaklıkta bir çuvalın içinde bulundu. Cinayetle ilgili yürütülen soruşturmada, Narin'in bedeninden 91 örnek alındı ve annesi ile ağabeyi Enes'ten de DNA profili çıkarıldı.
Ancak yapılan analizlerde herhangi bir delile ulaşılamadı ve DNA örnekleri arasında eşleşme çıkmadı. Olayın profesyonelce işlendiğini gösteren bir diğer detay ise, Narin'in kimlik kartının da çuvalın içinden çıkması oldu. Olayla ilgili çok sayıda aile üyesi gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı.
BULUNUR BULUNMAZ SAVCIYA HABER VERİLDİ
Soruşturma dosyasına göre, Diyarbakır'da kaybolan Narin’in cansız bedeni, 8 Eylül sabahı bir su altı arama ekibi tarafından bir derenin toprakla birleştiği noktada bulundu. Narin’in bedeni, bir kaya parçası altına sıkıştırılmış ve üç taşla kapatılmış bir çuvalın içindeydi. Çuval, bulunduğu yerden çıkarılarak kıyıya getirildi ve savcıya bilgi verildi. Savcı talimatıyla açılan çuvaldan, Narin’in kaybolduğu gün giydiği terlikleri, beslenme çantası ve Elifbası çıktı.
Delillerin korunabilmesi amacıyla ceset ve bulunduğu çuval formu bozulmadan Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na taşındı. Ayrıca, cesedin üzerini kapatan üç büyük kaya parçası da delil olarak adli tıpa getirildi. Ceset üzerinde skopi işlemi yapıldıktan sonra, moleküler ve genetik incelemeler için biyolojik örnekler alındı.
FARKLI KİŞİLERE AİT DNA BULUNAMADI
İstismar dahil her türlü olasılığın araştırılması için 91 örnek alındıktan sonra klasik otopsi işlemi gerçekleştirildi.
Alınan tüm örnekler İstanbul Adli Tıp Kurumu’na yollandı. 91 numune ayrı olarak incelenip değerlendirildi, ancak farklı kişilere ait herhangi bir DNA bulgusuna rastlanılmadığı ortaya kondu.
KİMLİK DETAYI DİKKAT ÇEKTİ
Cinayetin detaylarında öne çıkan bir diğer ayrıntı, Narin’in kimlik kartının çuvalın içinden çıkması oldu. Henüz 8 yaşında olan Narin’in, köyde yaşamış olmasına rağmen, hiçbir delil bırakmamak adına kimliğinin bile çuvala konulmuş olması, olayın ne kadar planlı ve profesyonel bir şekilde gerçekleştirildiğini gözler önüne seriyor.
Şortunun sol cebinde bulunan bir kalem pil üzerinde DNA bulgusu olabileceği düşünülerek örnekler alındı; ancak yapılan incelemelerde herhangi bir sonuca ulaşılamadı. Narin'in atlet ve şortundan alınan kıl örneklerinin ise belirgin bir kök ve kıl kılıfı içermediği için DNA analizine uygun olmadığı kaydedildi. Ayrıca, şortta tespit edilen bir lekenin de DNA analizi için uygun bulunmadığı belirtildi. Bu bulgular, cinayetin ardından delillerin titizlikle ortadan kaldırılmaya çalışıldığını gösteriyor.
ANNE VE AĞABEYİNE AİT PROFİL YOK
İstanbul ATK’ya gönderilen 91 numune arasında Nevzat Bahtiyar’dan alınan ağız içi sürüntü ile ilgili DNA profili tespit edildi. Ancak ceset üzerindeki bulgularda anne Yüksel ile ağabey Enes’ten alınan DNA profiliyle eşleşme bulunamadı.
KAYA PARÇALARI BİLE İNCELENDİ
Narin’in cansız bedeninin bulunduğu dere yatağında, cesedin bulunduğu çuvalın üzeri 3 büyük kaya parçasıyla kapatılmıştı. Bu taşlar üzerinde, olası kan, kıl, tükürük, salya, tırnak, parmak izi veya genotip uyumlu DNA profili olup olmadığına dair detaylı incelemeler yapıldı. Adli Tıp Kurumu’na getirilen ve BN 10, BN 10A, BN 10B olarak adlandırılan bu taşlar, 2 saat boyunca incelendi. Ancak, bu kaya parçalarında yapılan incelemeler sonucunda, Narin'e ait tırnaklardan alınan sürüntü örnekleri dahil, farklı bir DNA profiline rastlanmadı. Bu bulgu, cinayetle ilgili somut bir DNA izi bulunamadığını ortaya koydu.
SADECE KESİN ÖLÜM NEDENİ BELLİ OLDU
Cinayetin failleri veya olaya karışanlara dair kimlik belirlenebilmesi amacıyla alınan 91 örnek üzerinden yapılan analizlerde herhangi bir somut delil elde edilemedi. Buna karşın, küçük Narin’in kesin ölüm sebebi belirlendi. Boyun bölgesindeki troid kıkırdaklardaki ileri derece kırıklar, küçük kızın boğularak öldüğünü ortaya koydu. Narin'in boynu tutulup ağzı ve burnu el ile kapatılarak nefes borusunun oksijensiz bırakılması sonucu hayatını kaybettiği belirtildi.
Şu anda faillerin tespit edilmesi ve somut delillere ulaşılması için tüm dikkatler, TÜBİTAK’a gönderilen görüntü analiz raporlarına ve Van Jandarma Bölge Kriminal Laboratuvarı’nda incelenmek üzere gönderilen örneklerin sonuçlarına çevrildi. Bu analizler, cinayetin aydınlatılmasında kritik bir rol oynayacak.
