Yıldız Holding’e bağlı şirketlerde Yönetim Kurulu Üyeliği görevini aktif olarak sürdüren pladis ve GODIVA Chocolatier Yönetim Kurulu Başkanlığı Murat Ülker Afrodisias'a yaptığı ziyareti, "Yeniden Dünya Mirası Afrodisias’daydım. Neler Gördüm?" ifadeleriyle kendisine ait ibtern bir sitesinde paylaştı.
Murat Ülker'in, "Afrodisias’ın Fermanı: Ya Fiyatlara Uyarsın Ya Kellen Gider!" başlığını attığı yazısının bir bölümü şu şekilde:
"Tarihin canlandığı mekanları gezmek insanda garip hislere neden oluyor, geçiciliğimizi hatırlatıyor. Aslında bunlar ibret vesikaları. İnsanlığın nereden nereye geldiği, neler yaşadığı, ne badireler atlattığı hepimiz için adeta bir ders. Bizim yaşadığımız topraklar tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, bunlardan biri de Afrodisias. Türkiye’de 18 yer, Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor ve Afrodisias da bunların içinde. 1958’de usta fotoğrafçı Ara Güler’in yolunu kaybettiği için yolunun düştüğü Geyre köyünde çektiği ve içinde tarihi eserlerin yer aldığı fotoğrafların National Geographic dergisinde yayınlanmasıyla bu antik kent keşfedilmiş. Kazılar 1961 yılında Prof. Kenan Erim’in kazı başkanlığında başlatılmış. Daha sonra 1986 yılında bu çalışmalara kaynak yaratmak için Geyre Vakfı kurulmuş ve bugüne kadar da Vakfın gayretiyle kazılar devam ediyor. pladis olarak biz dört yıldır Geyre Vakfı’nı bu kazıların bir bölümü için destekliyoruz çünkü bu Türkiye’nin turizm ve kültür iklimi için oldukça kıymetli bir çalışma. Bizim desteklediğimiz kazı alanında, Roma döneminde hem adalet sarayı olarak hem de ticaret merkezi olarak kullanılan “bazilika” adlı kamu binası ortaya çıkarılıyor. Geçtiğimiz günlerde ben de tekrar Afrodisias’ı ve kazı alanını tekrar ziyaret etme olanağı buldum, heyecanla size de gördüklerimi, aklımda kalanları anlatmak istedim.
Afrodisias’ın ortaya çıkış hikayesiyle başlayalım, pek hoş. Ara Güler, Aydın’ın Geyre mahallesine bir baraj açılışı için gazeteci olarak gider, sene 1958. Malum usta fotoğrafçımızdır kendisi ve dönüşte yolunu kaybettiğinde bir köyden geçerken köylülerin günlük hayatının içinde bir tarihle yaşadıklarını fark eder. Öyle ki köyün içerisinde Roma sütunları ve mimari parçaları kullanılmaktadır ve hatta günlük malzemeleri haline gelmiştir. Mesela tarihi lahitler üzüm şırası süzmek için kullanılıyor… Tabii Ara Güler de birçok fotoğraf çeker. İstanbul’a döndüğünde bölgeyi araştırmaya başlar ancak bilinen bir bilgi yoktur. Çektiği fotoğrafları kullanarak çeşitli kuruluşlardan yanıt arar, ama alamaz. Daha sonra Horizon dergisi (*) renkli fotoğrafları ister ve yayınlandıktan sonra dünya basının çok ilgisini çeker konu. Amerikalı arkeologlar konuyu araştırmaya başlar ve bölgenin Roma İmparatorluğu’na ait, tarihi MÖ.500’li yıllara dayanan ve ismini tanrıça Afrodit’ten alan Aphrodisias antik kenti olduğu anlaşılır.
Daha sonra ise Prof. Dr. Kenan T. Erim Aphrodisias’a gelir, hayran olur ve 1961’de Aphrodisias’ta kazılara başlar. O günden beri çalışmalar devam ediyor ve bizim ömrümüzün vefa etmeyeceği bir süre daha devam edecek.
Bizim pladis sponsorluğunda Geyre Vakfını destekleyerek ortaya çıkarılmasını sağladığımız alan ise “bazilika”. Bazilika aslında bir kamu binası; hem adalet sarayı hem de “AVM” olarak kullanılıyor. Plazaya doğru bakıyor. MS 1.yüzyılda inşa edilmiş, mermerleri 2 km öteden getiriyorlardı, vinçleri ve tabii yeterli zamanları ve insan gücü vardı. Bu binanın en önemli kısmı ise ön yüzünde yer alan “NARH LİSTESİ” (tavan fiyatları). Bugüne kadar Doğu Akdeniz Havzasında 40 tane benzer ferman parçaları ortaya çıktı. Ancak Afrodisias’ta metnin yarısından fazlası ortaya çıkarıldı, bu bir ilk (**).
Neler var derseniz; birinci kalite Afrika aslanından avukatlık ücretlerine, buğdaydan şalgama, hamam görevlilerinin ücretlerinden köle satış fiyatlarına kadar birçok bilgi mevcut. 1400 maddelik bu fermanın dünyadaki bu en kapsamlı versiyonu arkeolojinin yanı sıra tarih, sanat tarihi, sosyoloji ve ekonomi gibi pek çok sosyal bilim dalını ilgilendiriyor. Önümüzdeki dönemde kitaplaştırılması da planlanıyor. Zaten bana da bu cazip gelmişti; ilk olması ve ekonomi politik bir antik belge oluşu! Şunu da ekleyeyim; zamanın kralı fermanında bu azami fiyat listesine uymayanların kafasını kesmekle tehdit ediyor. Ama tarihte ve günümüzde bu listeler hiçbir zaman uzun ömürlü olamamış, ama kimsenin de kafası kesilmemiş. Sanırım bu söylemin jargonu."