Kuşadası Kadın Platformu, özellikle son birkaç gündür gündemden düşmeyen bebek ve kadın cinayetlerine karşı dur demek amacı ile basın açıklaması gerçekleştirdi. Eyleme katılan kalabalık grup, Bülent Ecevit Parkı'ndan başlayan kortej yürüyüşü ile sloganlar eşliğinde El Heykeli meydanına yürüdü. Burada basın açıklaması gerçekleştiren platform üyeleri, cinayetlerin bir an önce sona ermesi gerektiği mesajları verdi. Basın açıklamasına, Kuşadalıların yanı sıra yerli ve yabancı turistler de büyük destek verdi.
'ARTAN KADIN CİNAYETLERİ CİNSKIRIM BOYUTUNA ULAŞTI'
Kuşadası Kadın Platformu üyelerinin okuduğu açıklamada, artan cinayetlere tepki gösterilerek, 'Türkiye'nin, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinden bu yana artan kadın cinayetleri artık cinskırım boyutuna ulaştı. Geçtiğimiz Salı günü sadece Adana'da 6 kadının en yakınlarındaki erkekler tarafından katledildiğini öğrendik. Bir günde aynı kentte 6 kadın. Kadınlar, evlerinde, sokaklarda, iş yerlerinde güvende değil. Kadın erkek eşitliğine karşı çıkıp kadınları evlerine kapatmaya çalışan, İstanbul Sözleşmesinden hukuksuz olarak çıkan, 6284'ü uygulamayan, kadın katillerini cezasızlıkla ödüllendiren, uluslararası sözleşmelere, anayasaya ve yasalara uymayan, Alo şiddet hattını kadına özel hat olmaktan çıkaran, öldürülen kadınlar için veri bile tutmayan iktidar bu cinskırımın
sorumlusudur. Çünkü kadın cinayetleri politiktir' denildi.
'YENİDOĞAN BEBEK ÇETESİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİK'
'Yine geçtiğimiz hafta bu ülkede yenidoğan bebek çetesi diye bir çetenin var olduğunu öğrendik. Bu çete İstanbul'da 12 bebeğin ölümüne sebep olmuş, Pek çok özel hastane bu cinayetlere ortakmış. Bu çete sadece SGK'yı hortumlamak için değil, organ nakli ve kozmetik sektöründe kullanılan bebek kanından yararlanmak için de bu işleri yapıyormuş. Birbirleriyle güle oynaya şakalaşarak konuşurlarken bizim kanımız donuyor. Pek çok kentten de benzer haberler akmaya başladı. Sonra yine öğrendik ki yıllardır İnterpol tarafından aranan organ mafyası baronu İsrailli bir adam, Türkiye'de sağlık turizmi yapan bir şirketin patronu olarak yaşıyormuş.'
'MAALESEF ÜLKEMİZ BÜTÜN KURUMLARIYLA ÇÜRÜYOR'
'Eğitim, sağlık, hukuk güvenlik. Maalesef ülkemiz bütün kurumlarıyla çürüyor. Bu çürümüşlüğün faturası ise en çok kadınlara ve çocuklara çıkıyor. Demokrasiden, laiklikten, sosyal hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaşıyoruz. Bunun faturası en çok biz kadınlara çıkıyor. Ama bu fatura yalnız bize değil tüm ülkeye çıkıyor. Buradan sesleniyoruz. Demokrasiden, adaletten, Laiklikten, barıştan, eşitlik ve özgürlükten yana olan bütün güçleri birlikte mücadeleye davet ediyoruz. Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam istiyoruz. Hayatlarımızdan, haklarımızdan, hayallerimizden vazgeçmeyeceğiz. Yaşasın Kadın Dayanışması!'