Kuşadası Kadın Platformu'nun, Kaya Şavkay Meydanı'nda (Denizbank önü) düzenlediği, 'Kadınlar Kayyım ve Etki Ajanlığı Karşı Sokakta' başlıklı basın açıklamasında, Biz, Kuşadası Kadın Platformu olarak buradan herkesi geleceğimiz için sorumluluk almaya,barış içinde eşit, özgür ve şiddetsiz bir yaşam için etki ajanlığı ve kayyımlara karşı birlikte olmaya, ortak mücadeleye çağırıyoruz. Ne bekliyoruz? Sıranın bize gelmesini mi? ' mesajları verildi.
'ETKİ AJANLIĞINA HAYIR DEMEYE DEVAM EDİYORUZ'
Kuşadası Kadın Platformu üyelerinin okuduğu basın açıklamasında, 'Daha önce 9. Yargı paketinden çıkartmayı başardığımız Etki Ajanlığı maddesi bu kez Noterlik ve vesaire kanunlar torbasına gizlenerek yeniden getirilecekti. Ancak, Eşik ve kadın hareketinin olağanüstü çabasıyla yine başardık. Yasa geri çekildi. Bu ikinci kez oluyor. Üçüncü kez getirmeyeceklerinin hiçbir garantisi yok. Muhtemelen bir iki kelime değiştirip yeniden getirecekler. Bu yüzden biz buradan etki ajanlığına hayır demeye devam ediyoruz. Buradan tekrarlamak istiyoruz ki etki ajanlığı yasalaşırsa iktidarı eleştiren her şey suç sayılabilecek. İfade özgürlüğü tamamen yok edilecek. Basın hiçbir şeyi yazamayacak. Basın özgürlüğü diye bir şey kalmayacak. Örgütlenme özgürlüğü de sıfırlanacak. Biz bu basın açıklamasını yapamayacağız. İktidar beğenmediği stk'ları kapatacak. Cengiz Holding 1 milyon ağacı keserken biz protesto bile edemeyeceğiz. Bilimsel ve sanatsal tüm çalışmalar, araştırmalar, uluslararası ortak çalışmalar, destek ve dayanışma kampanyaları devletin yüce menfaatlerine aykırı sayılacak. Bilgi edinme, haber alma haklarımız kalmayacak. Akademik araştırmalarda gerçek veriler kullanılamayacak. Bu yüzden 3. kez yeniden getirmeye cüret bile etmeyin. Bin defa getirseniz, bin defa hayır diyeceğiz' denildi.
'KAYYIMLAR EN ÇOK KADINLARI İLGİLENDİRİYOR'
'Kısaca hem hayatlarımıza, hem haklarımıza, hem de barış içinde eşit, özgür ve şiddetsiz bir yaşam hayallerimize kayyım getirmeye çalışıyorlar. Hayatlarımızdan, haklarımızdan, hayallerimizden vazgeçmiyoruz! Belediyelere gelen kayyımlar da erkek-devlet iktidarının kendi tek tipçi zihniyetine uygun bir toplum yaratmanın bir parçası. Kayyımlar en çok kadınları ilgilendiriyor. Örneğin Esenyurt belediyesi. Esenyurt İstanbul’un en büyük, en kalabalık ilçesi. Yaşayanların “Allaha en yakın evlerde oturuyoruz” dediği çarpık yapılaşma, uyuşturucu satışının sıradanlaştığı, her çeşit mültecinin yaşadığı , en çok ta kadın yoksulluğu ve kadın güvenliği sorunlarıyla boğuşan bir ilçe. 31 Mart’ta seçilen Ahmet Özer, 7 ay gibi kısa zamanda bir kadın çalıştayı düzenledi. Bu çalıştaydan yola çıkarak kadınlar için eğitim, meslek edindirme ve kooperatifçilik programı başlattı. 1 kreş açtı. 5 kreşin temeli atıldı. Kadın sığınağı için de yer arıyordu. Şimdi bütün bunlar durduruldu.'
'KAYYIM YÖNETİMLERİ İLK ÖNCE BELEDİYELERİN KADIN BİRİMLERİNİ KAPATIYOR'
'Daha önce belediyelere gelen kayyımlardan biliyoruz ki kayyım yönetimleri ilk önce belediyelerin kadın birimlerini kapatıyor. Kadınların gizli tutulması gereken ve ancak bir kadın sosyal çalışmacı veya psikoloğa zorlukla anlatabildiği en mahrem konuşmalar erkeklerin ağzında sakız oluyor. Şikayetçi oldukları erkeklere bu bilgiler veriliyor, Hem şiddet artıyor, hem de kadına şiddetle mücadelenin bütün olanakları yok ediliyor. 31 Mart seçimlerinden sonra Mardin’de, Batman’da ve Halfeti’de yeniden kadın odaklı belediyeciliği hayata geçirmeye çalışıyorlardı. Ama erkek devlet politikası olan kayyım belediyeciliği yine en çok kadınları vururken, oy veren herkesin siyasi iradesi yeniden gasp edildi. Kısaca görüyoruz ki bu iktidar hayatlarımıza, haklarımıza ve hayallerimize bile kayyım getirmeye çalışıyor. Susma, sustukça, sıra bize gelecek. Etki Ajanlığına Hayır! Kayyımlara Hayır!'