5) [ Aydın Tabipler Odası Açıkladı: Aydın'da İncir Bitti!]-27 Ocak 2016.
Dr. Aydın, şöyle konuştu: “Germencik’te faaliyet gösteren bir incir işletmesinin Hırvatistan’a ihraç ettiği kuru incir ve incir ezmesinde yapılan laboratuvar incelemesinde 10 Haziran 2015 tarihinde 13.97 mg/kg SO2, 19 Ocak 2016 tarihinde 187 mg/kg SO2 saptanmış ve ürünler geri gönderilmiştir. Bu kükürt dioksit miktarları Hırvatistan’ın kabul ettiği üst sınırın 19 katı fazlasıdır. Aynı işletmenin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı onaylı Aydın Ticaret Borsası Özel Gıda Kontrol Laboratuvarında kuru incir ürünlerinde yaptırdığı incelemede 14 Aralık 2015 tarihinde 350 mg/kg SO2, 12 Ocak 2016 tarihinde 363 mg/kg SO2 miktarı tespit edilmiştir. Kuru incirde tespit edilen bu kükürt dioksit miktarları, Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğine göre 180 kat fazladır. Kuru incirde çıkan bu kükürt dioksitin sebebi JES’lerin gece gündüz, yılın 365 günü havaya salgıladıkları gazlar ve içeriğindeki kimyasal maddelerdir. İncirde tespit edilen bu düzeydeki kükürt dioksit miktarları Aydın’ın yurtdışına yaptığı incir ihracatının bitmesi, işletmecilerin iflas etmesi, üreticinin incir üretememesi veya ürettiği incirin elinde kalması demektir. Bu durum Aydın’da sürdürülebilir tarımın ve yaşamın topyekûn yok oluşunun ilanından başka bir şey değildir. Ve bu sonuç enerji adına Aydın’daki tarımın, sağlıklı yaşamın tamamen göz ardı edildiği bir kararın acı sonucudur. Aydın Tabip Odası olarak Aydın ilinin sürdürülebilir sağlıklı geleceğinden endişeliyiz. Ve soruyoruz; tarım üreticisinin haklarını savunan ziraat odaları, bu işin ticaretini yapan işletmecileri savunan ticaret odaları ve borsalar, gıda güvenliğini korumakla yükümlü Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, çevre kirliliğini kontrol ve denetlemekle yükümlü Çevre Müdürlüğü, çevre kirliliğinin, sağlıksız gıdaların insana etkilerini önlemekle yükümlü Sağlık Müdürlüğü, Aydın’da herkesin sağlıklı yaşamasını, çalışmasını, güvenliğini, huzurunu, geleceğini korumakla ve adaleti sağlamakla yükümlü sayın Aydın Valiliği, Aydın halkına hizmet etmek için seçilmiş sayın belediye başkanları, Aydın’ın haklarını TBMM’de korumakla yükümlü sayın milletvekilleri, Aydın’da tarımın, yaşamın bitmesine sebep olan yasaları çıkaran ve uygulanmalarına izin veren sayın hükümet yetkilileri sizlere göre bu karar adil midir?
6) [ATB Başkanı'ndan Tabip Odası Başkanı'na: İnciri lekeleyemezsin]-31 Ocak 2016.; Ticaret Borsası Başkanı Adnan Bosnalı, kuru incirde kükürtdioksit oranının yüksek olduğunu öne sürüp, "Kuru incir yemeyeceğim" diye açıklama yapan Aydın Tabip Odası Başkanı Metin Aydın'a tepki göstererekr, "İki tane numune analizi yaptırarak bir ürünü lekeleyemezsiniz. Aydın inciri temiz. Verilen rakamlar ise gerçeği yansıtmıyor. Organik incirde kükürtdioksit sıfır olacak. Organik olmayan ürünlerde kükürtdioksit, örneğin AB kriterlerine uyan Hırvatistan'da 1000 ppm. Numune aldığı üründe 187 ppm gelmiş. İncirden 30 bin kişi ekmek yiyor. İncir üzerinden siyaset yaparak incire zarar veriyor, onbinlerce kişinin ekmeğiyle oynuyorsunuz. Dersin ki 'incir için araştırma yapacağım' bir yıl, iki yıl boyunca şüphelenilen ve şüphelenilmeyen bölgelerden numune alırsın, biz de bedavaya onların tahlilini yaparız” dedi.
7) [Aydın Tabip Odası, Çevre Sorunlarını TBMM’ye Taşıdı]-22 Şubat 2016.
18.02.2016 tarihinde Aydın Tabip Odası olarak, Aydın Ziraat Mühendisleri Odası, AYÇEP, Germencik Çevre Platformu ile beraber TBMM’ne ziyarette bulunduk. TBMM’de bizler tarafından CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Zeynep Altıok, CHP Aydın Milletvekili sayın Hüseyin Yıldız’ın da katıldığı ortaklaşa ‘Aydın Çevre Sorunları ve Jeotermal Santrallerin Etkileri’ konulu basın açıklaması yapıldı. Bilahare heyet olarak Sayın AK Parti Milletvekili Mehmet Erdem ve Sayın MHP milletvekili Deniz Depboylu’yu ziyaret ettik. Aynı sorunları kendilerinde iletip, katkı ve desteklerini talep ettik”.
8) [Milletvekili Erdem, Çevrecilere Sert Çıktı]-8 Mart 2017.
AK Parti Aydın Milletvekili Mehmet Erdem, Aydın’ın ve Aydın’da yetiştirilen incirin, çevreci geçinen bir grup tarafından adeta ihanet edildiğini ileri sürdü.
“1934 yılından 2007 yılına kadar ‘Hamam suları kanunu’ ile idare edilen jeotermal enerjinin bugün ülke menfaatine kullanılır duruma gelmesi üzerine yapılan çıkışların hükumeti ve Aydın’ın incir ve zeytinini yıpratmak adına yapılmasına üzülüyorum” diyen Milletvekili Mehmet Erdem, “Buharkent’te 40 yıldır jeotermal var. Aynı bölgede 40 yıldır incir üretimi de var. 40 yıldır bu çevreciler neredeydi? Jeotermal enerjiyi siyasete kurban etmeyelim, inciri zeytini de kurban etmeyelim” dedi.
9) [JES'lerin katma değerini konuşalım]-31 Ekim 2018
CHP'nin önergesine Meclis kürsüsünden cevap veren Rıza Posacı, Aydın'ın tarım kenti olduğunu belirterek, "Aydın tarım kentidir, nüfusumuzun büyük çoğunluğu tarım ile ilgilenmektedir. Çocuklarımıza bırakacağımız en iyi gelecek çevredir, bu konuya yüzde yüz katılıyorum. Meclise sunulan önergede sadece olumsuz rakamlar kullanılmış. Türkiye'deki kanser vakalarının oranı yüzde 18 olarak açıklanırken Aydın için bu rakam yüzde 42 olarak belirtilmiş. Hata burada, böyle bir oran yoktur. 2017'deki rakamlara baktığımızda Türkiye'de yüzde 19, Aydın'da yüzde 17'dir. Rahmetli Valimiz Recep Yazıcıoğlu 90'larda "Aydın'ı yerin altındaki buharla uçururum" demişti. Gelinen noktada biz hala duruyoruz. JES'lerin katma değerlerini konuşalım. Seracılık, kentin ısıtma ve soğutması gibi faydalarına bakalım. Seralarda muz yetiştirelim” dedi.
Aydın’da jeotermallerin incire zarar verdiğini söyleyen kesimler ile bu kesimleri Aydın ve incire ihanet etmekle suçlayan taraf arasındaki süreç İzmir Ticaret Borsası tarafından yapılan açıklamaya kadar sürdü.
27 Haziran 2019 tarihinde İzmir Ticaret Borsası [İncir ihracatçısından jeotermal santrallerine denetim talebi] adlı basın açıklaması yaptı. Bu açıklamada
İzmir Ticaret Borsası
Yönetim Kurulu üyesi Özhan Şen, incirde sıfır olması gereken kükürt oranının yüzde 15'e çıktığını belirterek, kuru meyve ihracatının olumsuz etkilenmemesi için jeotermal enerji tesisi bulunan bölgelerde denetimlerin artırılmasını istedi. Üstelik sadece incir de değil, zeytin ve patlıcan gibi çok sayıda ürünümüz de bu durumdan olumsuz etkileniyor”.
İzmir Ticaret Borsasının açıklaması üzerine daha önce jeotermallerin incire zarar vermediğini savunan bazı kesimler basına şu açıklamalarda bulundular;
[Ülken’den jeotermal çıkışı: Bu gidiş gidiş değil]-28 Haziran 2019.
AYTO olarak onlarca kez Jeotermal tesislerin insan sağlığı ve çevreye verdiği zararların yetkili yerel ve genel dinamikler tarafından araştırma ve denetimlere tabi tutulmaları gerektiğini ifade etmiştik. Son olarak ihraç edilen İncirimizde yüzde 15 kükürt bulunduğu yönündeki( 0 olması lazım ) gelen bilgiler ürkütücüdür. Tekrar ve şiddetle ifade ediyorum ki bu gidiş gidiş değildir. Gerekli önlemler acilen alınmalıdır” dedi.
[Mehmet Erdem jeotermal denetim talebini Bakan Pakdemirli’ye iletti]-28 Haziran 2019; İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Üyesi Özhan Şen, incirde sıfır olması gereken kükürt oranının yüzde 15'e çıktığını belirterek, kuru meyve ihracatının olumsuz etkilenmemesi için jeotermal enerji tesisi bulunan bölgelerde denetimlerin artırılmasını istedi. Açıklama üzerine harekete geçen AK Parti Aydın Eski Milletvekili Mehmet Erdem, konuyu Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye ilettiğini belirtti.
İzmir Ticaret Borsanın yaptığı açıklamanın önemi, Aydın’da büyük çoğunluğun bildiği ve yaşadığı gerçeği ifşa etmesindedir. Yani “Kral Çıplaktır”. Aydın’da jeotermaller incire zarar veriyor. Bu gerçeği hiç bir kesimin inkar etme hakkı yoktur. Bu açıklamanın diğer önemi jeotermallerin sadece incire değil, aynı oranda zeytin ve patlıcan dahil pek çok tarımsal ürüne de zarar verdiklerinin açıklanmasıdır.
Şimdi burada sorulması gereken diğer soruda, Jeotermallerin insan sağlığına zarar verip vermedikleri, Kanser yapıp yapmadıkları? sorularıdır.
Jeotermallerin incire zarar vermediğini savunan kesim 4 yıldır bu gerçeği inkar ediyordu. 28 Haziran 2019 tarihinde yaptıkları açıklama ile jeotermallerin incire zarar verdiğini kabul etme erdemini gösterdiler.
Peki bu kesim yine yıllardır Jeotermallerin insan sağlığına zarar vermediğini, kanser yapmadığını da savunmaktalar. Bu kesimlerin jeotermallerin insan sağlığına zarar verdiği gerçeğini görmeleri veya söylemeleri için acaba Aydın’da daha nelerin olması, kaç kişinin daha kanser olarak ölmesi, hangi kesimin neyi söylemesi gerekir? Bilmeleri gereken bilimsel gerçek, jeotermallerin insan sağlığına zarar verdiğini deklare etmedikleri her geçen süre içinde kanser olan ve ölen her kişinin vebalini taşıyacak olmalarıdır.
“Kral çıplak”. Jeotermaller, insanları hasta ve kanser ediyor, intihara sürüklüyor. Aydın’da jeotermal gerçeği bu.