Kent Konseyleri kente dair bütün gelişmeleri ve oluşumları içinde barındıracak bir şekilde oluşturulmaktadır. Bundan dolayı Kent Konseyleri, kent sakinlerini kentine sahip çıkan, vatandaşlık görevlerini etkili bir şekilde yerine getiren, sorun yaşandığında ortak çözümler üretebilen oluşumlardır. Kent Konseyleri, kent yaşamında oluşan hemşerilik vizyonunu geliştirmeyi, kentin haklarını hukukunu korumayı, sürdürülebilir kalkınmayı ve çevresel duyarlılığı, sosyal yardım ve dayanışmayı, şeffaflığı, hesap verilebilirliği, ademi merkeziyetçiliği ve yönetişimi hedefleyen önemli bir demokrasi projesidir. Yönetişim, Türk Dil Kurumunun ifadesiyle “Resmi veya özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımı” olarak tanımlanmıştır. Kent Konseyleri, yerelde demokrasinin gelişme zemini için uygun bir yapı da olabilir.
Türkiye’de ki kuruluş yapısı itibarı ile Kent Konseylerinin katılımı arttırmaya yönelik bir amacı olmasına rağmen, birçok farklı nedenden dolayı bu katılımın tam olarak gerçekleştiremediği görülmektedir. Bütün Kent Konseylerinin ortak amacı paydaşlarını bir araya getirerek yaşanılan şehir için ortak bir vizyon, ortak bir akıl oluşturmaktır. Türkiye’de ki uygulamalarına bakıldığında tüm kentler için geçerli olabilecek tek bir modelden çok her kentin özelliklerine ve tercihlerine göre gelişen bir yapı görülmektedir. Bu durum kentler arasındaki katılım ve demokrasi farklılıklarıyla açıklanabilir. Bazı yörelerde aktif katılım etkili bir kamuoyu oluştururken, bazı yörelerde ise sadece bir “kuru gürültü” olduğu düşünülmektedir. Kent Konseylerinin işlevleri; bir yandan ilgili kentin “sürdürülebilir kalkınma” önceliklerinin ve hedeflerinin saptanması, ortak, uzun vadeli bir bakış açısı oluşturulması, temel stratejilerin ve çalışma alanlarının ortaya konması olarak ifade edilebilir. Diğer yandan ortak akılla oluşturulması gereken konuların, uygulamaya dönük olarak almış olduğu tavsiye niteliğinde ki kararların başta belediye olmak üzere, ilgili kurumlarca benimsenmesi yönünde çaba gösterilmesi de önemlidir. Kent Konseyleri bünyesinde toplumsal kesimleri temsil eden çalışma grupları ve platformlarda yürüttükleri somut sosyal sorumluluk projeleri ile önemli bir dinamizm yaratmaktadır. Kent Konseyleri, kamu, özel ve sivil toplumdan bütün kentsel paydaşları kent paydasında buluşturan önemli bir yapı olmakla birlikte; aynı zamanda belediyelerin başını çektiği bütün yerel kurumlarla olumlu bir diyalogun sürdürülmesi için gayret göstermektedir. Kent Konseyleri diyalog süreçlerini, bir aracı olarak değil, yuvarlak masa etrafında toplanıp yatay bir ilişki kurarak birbirini dinleyen paydaşları buluşturma amacıyla görmektedir. Kent Konseyi, kent vizyonunun ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesine katkı sağlar. Kentin hak ve hukukunu korur. Sürdürülebilir kalkınma, çevre duyarlılığı, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır. Belediye; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla oluşan Kent Konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlar. Ve Kent Konseyinde oluşturulan görüşler Belediye Meclisi’nin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilir. Doğrudan demokrasi, uygulama alanında herkesin yönetime aktif katılımını gerektirmektedir. Demokrasinin yerel düzeyde gerçekleşmesi için; yerel halkın hem karar alma sürecinde hem de kararların uygulamaya konması sürecinde idarenin kontrolüne aktif olarak katılımının sağlanması gerekir. Bu bağlamda yerel yönetimler politika yapabilme olgusunun gelişmesi ve demokratik anlayışın benimsenmesine büyük katkı sağlayan, Kent Konseyleri aracılığı ile insanların karar alma süreçlerine doğrudan katılımına imkan veren ve dolayısı ile yerel demokrasiyi mümkün kılan önemli oluşumlardır.
Kent Konseyleri kentti yöneten ile yönetileni yuvarlak bir masa etrafında bir araya getirerek ortak akıl oluşturma amacındadır. Bunu gerçekleştirmek için de konsey tarafından alınan tavsiye niteliğindeki kararları yerel yönetim meclislerine sunmaktadırlar. Kent Konseyleri, yönetmeliğinin kendilerine verdiği yetkiyle beraber hem yerelde demokratik yönetim sisteminin gelişmesine hem de bu sistemin katkısıyla yerelde uzlaşı kültürünün ortaya çıkmasına katkı sağlayacaktır. Kent Konseyinin özünü oluşturan çok aktörlülük, toplumsal ortaklıklara dayalı yönetim, çok ortaklılık, çok aktörlü yönetim anlayışı, katılımcılık, aktif katılım ve çözümde ortaklık, uzlaşma kültürünün geliştirilmesi, çocukların, gençlerin, kadınların ve engellilerin karar alma mekanizmalarında aktif rol almalarının sağlanması ve ortak akla dayalı uzlaşma gibi demokratik ilke ve pratiklere yer verilmektedir. Kent Konseyleri yerel halkın kent yönetiminde daha katılımcı olmasını, kentlilik bilincinin arttırılmasını, kentin tarihi dokusunun ve kültürel mirasının korunmasını, çevreye duyarlılığını arttırılmasını, merkezi yönetim, yerel yönetim temsilcileri, üniversiteler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve kent halkı ile gerçekleştirilmeyi amaçlar.
Ardahan Üniversitesinden Evren Güzel ve arkadaşları 2019 yılında “Yerel Yönetimlerde Kent Konseylerinin Etkinliği” konulu çalışma yaptılar.
Bu çalışmada; Bursa, Antalya, İzmir, Ağrı, Adıyaman, Çanakkale, Ankara-Gölbaşı, Şanlıurfa-Harran, Trabzon, Diyarbakır, Gaziantep, İzmit, Afyon, İzmir-Aliağa, Burdur, İstanbul-Çatalca, İzmir-Çeşme, Çorum, İzmir-Foça, Antalya-Kaş, İçel-Kızkalesi, Zonguldak, Kastamonu Belediyeleri Kent Konseyi başkanları ile araştırma yapıldı. Bu araştırmada Kent Konseyi başkanlarının çoğunluğu; Kent Konseylerinin belediyelerden bağımsız hareket ettiğini, Kent Konseyinin aldığı kararların belediye meclisi tarafından dikkate alındığını, belediye meclisi kararlarına karşı hesap sorabildiğini, konseylerin kent yönetimine katılabildiğini ifade etmişlerdir.Kent Konseyi başkanından çoğunluğu, Kent Konseyleri ve belediyeler arasında ilişki bulunmasına rağmen, belediyelerin Kent konseylerini çoğunlukla etkilemediğini, Kent Konseyi ile Belediye Meclisi arasındaki ilişkilerin bireysel ilişkilere bağlı olduğunu dile getirmektedir. Kent Konseyi başkanlarının çoğunluğu, yaşadığı şehirde yerel halkın Kent Konseyi bilinci olduğuna inanmaktadır.
Aydın ilinin Büyükşehir olmasından sonra 2014 yılında isim değiştiren Efeler Kent Konseyinin ilk konsey başkanı olan Dr. Tuncay Erdemir ve yönetim kurulunun, Aydın’da kent konseyinin kurumsallaşması, hemşehrilik ve kent bilincinin oluşmasında, kent konseyini tüm STK’lar ile ortak yönetme konularında büyük çaba ve gayretleri olmuş, bu çabalar belli mesafe almış, Kent Konseyi Aydın halkı nazarında kabul gören önemli kurumlar arasında girmiş idi. Maalesef daha sonraki süreçte Efeler Kent Konseyi kendisini oluşturan kamu, özel ve sivil toplumdan bütün kentsel paydaşlarından uzak bir görüntü vererek, ilk kuruluşunda faaliyetleri ile Aydın’da oluşturulan ortak heyecanın kaybolmasına sebep oldu. Kent Konseyleri Yönetmeliğinde, Kent Konseylerinin faaliyetlerini etkili ve verimli yürütülebilmesi konularında belediyeler yardım ve destek sağlar denilmekte. Efeler Kent Konseyinin ilk başlarda Aydın halkına verdiği heyecanın kaybolmasının en önemli sebeplerinin başında Kent Konseyleri Yönetmeliğinde yerel belediyelere verilen yetkinin, belediye tarafından yanlış yorumlanması ve uygulanması gelmektedir. Belediye, Kent Konseyleri Yönetmeliğinin kendilerine verdiği yetkiyi “parayı veren düdüğü çalar” halk deyişindeki gibi algılayarak yetkilerini arttırmış, Kent Konseyinin kuruluşunun nasıl olacağı, kuruluşunda hangi STK’lar ve STK temsilcilerinin yer alacağı, Kent Konseyinin genel kurulunun ne zaman olacağı ve genel kurul gündeminin nasıl olacağı, Kent Konseyinin hangi faaliyetleri nasıl ve kimlerle yapacağı konularında kendilerini tek seçici ve yetkili kılmışlardır. Bu yaklaşım ve uygulamalar ise Aydın’da kente ait ortak akıl, vizyon ve çözümler üretilmesini, kentin sürdürülebilir kalkınmasını, yerelde demokrasinin gelişmesini, toplumsal kesimlerle somut sosyal projelerin üretilmesini engellemektedir. Belediyeler ile Kent Konseyleri arasında diyalog değil dayatma süreçleri olmaktadır. Halk kente ait karar alma, kararların uygulamaya geçmesi ve kontrolünde devre dışı bırakılmakta, kenti yöneten ve yaşayanlar arasında mesafe derinleşmektedir. Kentlilik bilinci oluşmamakta, kentin tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkılmamakta, çevre duyarlılığı artmamakta, belediyeler ile halk bütünleşmesi sağlanamamaktadır.
Sonuç olarak Kent Konseyi belediye yönetiminden bağımsız hareket edememekte, aldığı kararlar belediye meclisi tarafından dikkate alınmamakta, Konseyin yada halkın kent yönetimine katılması engellenmektedir.