Karacasu'ya bağlı Alemler Mahallesi'nde büyük bir coşku içerisinde gerçekleştirilen Elma festivali farklı kültürel öğeleri de bir araya getirdi. Ataköy Halk Oyunları Ekibi uzun yıllardan sonra ilk kez Alemler'deki bu festivalde sahne aldı. 70 yaşındaki Halil Yörük, 72 yaşındaki İbrahim Aliden, 62 yaşındaki Durmuş Ergin, 49 yaşındaki Musa Küpelioğlu, 42 yaşındaki Yılmaz Dumanlar'dan oluşan halk oyunları ekibi performanslarıyla alkışlandı.
Bu oyunun ortaya çıkarılıp geniş kitlelerce tanınması için uzun yıllardır mücadele veren Ataköy halk oyunları ekibinin öncülerinden Halil Yörük, "Muhtarlarımızın daveti üzerine geldik. Gençlere örnek olsun, devamı olsun, köyümüzün adı silinmesin. Örnek bir adı var köyümüzün. Atatürkle birlikte ebediyen yaşasın istiyoruz. Kendi aldığımız kıyafetlerle köyümüze özgü bu oyunu yaşatmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
GEÇMİŞİNİ ANLATTI
1975 yılından bu yana halk oyunlarının içinde olan mahalle sakinlerinden ve Halk Oyunları Ekibinin lideri Halil Yörük eskiden ‘Damaltı’ olarak bilinen oyunu Ataköy Zeybeği adıyla Kültür Bakanlığınca tescillenmesesini sağladıklarını söyledi. Yörük, “Bu oyunla Aydın Lisesi Türkiye birinciliği kazandı. 1983 yılında aynı ekibi Finlandiya’ya hazırlayıp gönderdik. Finlandiya’da da dünya birincisi oldu. Ardından köyümün adını Kültür Bakanlığına kaydettirebilme gayreti içine girdim. Köyden oluşturduğum bir ekiple Ankara’da Beştepe Öğretmenevinde yarışmalara hazırlandık. Oyunlar tekrarlandı. Tekrarlandığında seyirciden en çok alkışı alan Ataköy Zeybeği oldu. Ardından Kültür Bakanlığı bizi Urfa’da yapılan bir yarışmaya çağırdı. Orada da müzik ve ritim dalında Türkiye Birincisi olduk. Daha sonra yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere çeşitli yerlerden teklifler geldi” dedi. Yörük, “Ama ne yazık ki o zaman ne Karacasu Belediyesi, ne Aydın Belediyesi, ne Kaymakamlık ne de Valilik bizim kolumuzdan tuttu. Tutmayınca da biz bırakmak zorunda kaldık. Şu anda 7’den 70’e 10 tane ekip çıkarırım köyümden. Ama elimizden tutulmayınca olmuyor. Gideceksin geleceksin, aracı var, yemeği var. 1986’da Arnavutluğa gidemedik, 2007’de Finlandiya’ya gidemedik. Halen daha biz ses getirebiliriz” ifadelerini kullandı.
NASIL OYNANDIĞINI ANLATTI
Ataköy zeybeği hareketlerinin diğer zeybeklere göre biraz daha sert olduğunu söyleyen Yörük, “Ataköy zeybeğinde insan bir bütündür. Göze çok hoş gelir, müziği çok hoştur. İnsanı adeta dinlendirir. 10 kişi de oynasa tek hareket görürsünüz. Ağırlıklı olarak 4 kişiyle oynanır. Kurtuluş savaşı öncesi Yemen, Cezayir şehitlerine yönelik saygı duruşudur o aradaki bölüm. O bölüm bittikten sonra diz çökmeler, diz vurmalar. Birlikteliği gösteren hareketler. Arkadaşlık grubunda kopukluk olmadığını gösterir. Biz yorulsak da dimdik ayaktayızı tasvir eden hareketler vardır. Bir de bizim Ege yöresinin zeybek oyunları bilinenin aksine acıları yansıttığı bir nevi ağıt olduğu için böyle yavaş oynanır” dedi.
DİKKAT ÇEKEN HİKAYE
Halil Yörük yaşadığı bir anıyı anlatarak Ataköy Zeybeği’nin ulaştığını noktayı gözler önüne serdi. Yörük, “2015 yılında Antalya’ya gittim. Kapalı Spor Salonunun önünden geçerken Ataköy Zeybeğinin sesini duydum. İçeri girdim bizim zeybeğimiz oynanıyor. Oturup ağladım. Değişik illere gittiğimde bunları zaman zaman yaşıyorum” ifadelerini kullandı. Yörük, “Ataköy mahallesi, zeybeği sayesinde dünyaya yayıldı ama biz bizim farkımızda değiliz. Kaymakamlık, Valilik hala bizim elimizden tutsa bizim bu oyunu öğretemeyeceğimiz öğrenci yok. Dünyanın hiçbir yerinde temsil edemeyeceğimiz kuruluş da yok. Biz bu konuda iddia sahibiyiz. Ataköy, Karacasu, Aydın kazanacak dolayısıyla ülke kazanacak” şeklinde konuştu.