Liseyi bitirdikten sonra girdiği İstanbul Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde Lisans ve Yüksek Lisansını yapan ve Hacettepe Üniversitesi'nde Sanat Tarihi Bölümü'nde doktora çalışmasına başlayan Hayyaoğlu, Latmos Dağları’nın benzersiz jeolojik oluşumlarını, Bafa Gölü’yle bütünleşen doğal peyzajını görmek ve dağın engebeli yapısı içinde yer alan arkeolojik eserlerini incelemek için okul tatillerini iple çekerdi.
ÇOCUK YAŞLARDA HAYRAN KALDIĞI LATMOS'U DÜNYAYA TANITACAK
Latmos'ta hayranlık uyandıran Bizans Mimarisi'ni le alarak ve doktora tezine taşıyarak, Latmos'un gizemini tüm dünyaya duyurma amacı da taşıyan Hayyaoğlu, çalışmasını, 14-15 Kasım 2024 tarihlerinde Almanya’da, Johannes Gutenberg Üniversitesi’nde düzenlenen “Turning Over a New Leaf – Perspectives on Byzantine Understandings of Nature” başlıklı konferansta sundu. Doktora çalışmasından doğan bir araştırma olan “Referencing Nature in Byzantine Monastic Architecture: Kellibaron (Yediler) Monastery”, 14 Kasım Perşembe günü gerçekleşen “Displaying Nature” oturumunda da sunuldu. Latros Dağı’ndaki Kellibaron Manastırı'nın mimarisi ile doğal çevresi arasındaki ilişki ele alındığı sunumda, Hayyaoğlu, manastırın doğayı yalnızca pratik bir kaynak olarak değil, aynı zamanda sembolik ve kutsal bir unsur olarak nasıl ele aldığını detaylandırdı. Manastırın coğrafi konumu, doğal kaynaklarla olan ilişkisi ve mimari tasarımının, Bizans monastik geleneklerindeki manevi anlamı nasıl şekillendirdiği açıklandı. Mainz'daki bu uluslararası etkinlik, Bizans doğa anlayışını disiplinlerarası ele aldı. Jülide Deniz Baydar Hayyaoğlu, Latmos Dağları’nın korunması ve dünya ölçeğinde tanıtılması için elinden gelen gayreti göstereceğini söyledi.