Değerli okurlarımız, köşemde 1900’lü yılların başından itibaren Aydın’da doğan yerel gazetecilik hayatını (yapılan araştırmalar ışığında) sizlerle paylaşacağım.
İlginç bazı tespitlerimin bugünün Aydın basınına nasıl yansıdığını da göreceksiniz…
Bugün itibariyle Aydın merkezinde günlük yayınlanan ve resmi ilan yayınlama hakkına sahip olan 5 gazete mevcut. (BİK Süreli Yayınlar Listesi) Bu gazeteler Denge, Hedef, Manşet Aydın, Ses ve Yeni Kıroba.
Bu 5 gazetenin 3’ü Nazilli’de ticari faaliyetini sürdüren ya da Nazilli’den Aydın’a gelen kişilerin imtiyaz sahibi olduğu yayınlar.
Bu gazetelerden Hedef; Gürkan Selman Aşiroğlu, Manşet Aydın; Erdal Savaş ve Ses; Mehmet Akgül’ün imtiyaz sahipliğinde yayın hayatlarına devam ediyor.
Yazımın başlığında da belirttiğim gibi Aydın’da gazeteciliğin Nazilli’de doğduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ve tezim beni doğrular nitelikte. Üzerinden bir asır geçmiş olmasına rağmen Aydın yazılı basının çoğunluğunun hala Nazilli’nin kontrolünde olduğunu söylemek pek yanlış olmaz.
Şimdi keyifli bir tarih yolculuğuna çıkalım.
Değerli Günver Güneş hocamızın “Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e Aydın'da Basın Yayın Hayatı” adlı araştırma eseri bize bu konuda çok yol gösterici bir kaynak.
19. yüzyıl başlarında Aydın’da ya da ilçelerinde gazeteyi bırakın bir matbaa bile yoktu. İzmir’in ard bölgesi olan Aydın’a gazeteler sadece abonelerine (ki çoğu gayr-i müslim olan) posta vasıtasıyla geliyordu.
2.Meşrutiyetin ilanıyla (13 Nisan 1909) sadece İstanbul’da 353 gazete yayınlanmış, meşrutiyetin ilk 2 ayında 200’ü aşkın gazeteye yayın hakkı verilmiş.
Aydın ve ilçelerinde 1909’dan itibaren gazete ve dergi çıkarmak için birçok girişim gerçekleşmiş. Ama gerek teknik yetersizlik gerekse idari sorunlardan dolayı sonuç alınamamış.
Bu konuda ilk teşebbüs Sancak merkezi Aydın' da gerçekleşmiştir. Aydın Belediye Müfettişi Hasan Efendi "Menderes" adıyla bir gazete çıkarmak için hükümetten ruhsat talebinde bulunmuş ancak istediği gazeteyi çıkarmak konusunda başarılı olamamıştır. (Ahenk, 20 Kanun-ı Sani 1908)
Bu alanda en çok ileri giden yerleşim Aydın Sancağının bir kazası olan Nazilli idi. 1908 yılında Bozdoğan Kaymakamlığı'ndan emekliye ayrılan Osman Fikri Bey Nazilli'de taş baskı yapan "Celali" isimli bir matbaa kurmuştur. Nazilli Belediye Başkanı Haşim Enveri Bey'le el ele vererek "Celali" adlı "siyasi, fenni ve havadis-i mahalliyeden bahseden" bir gazete çıkarmışlardır. Haftada iki gün yayınlanan bu gazete üç yıl kadar çıktıktan sonra kapanmıştır. (Ahenk, 3 Şubat 1908. AsIan Buğdaycı, Dünden Bugüne Nazilli, İstanbuI 2001, s.100.)
1909 yılında Osman Fikri Bey bu kez, Kırşehirli Mehmet Feyzi Bey'le birlikte haftada iki gün yayınlanan "Yeni Osmanlı" gazetesini çıkarmışlardır. Bir yıl kadar yayını süren bu gazete de kendi kendine kapanmıştır. "Celali" ve "Yeni Osmanlı" gazetelerinin idare yeri Nazilli'de İttihat Kulübü'nün yanındaydı. (Asaf GökbeI, Hikmet ŞöIen, Aydın İli Tarihi, Ahmet İhsan Basımevi, İstanbuI 1936, s.119)
18 Kasım 1908 tarihinde Nazilli'de yayınlanan bir başka gazete de "Mülhakat" adını taşıyordu. Gazetenin Sahip ve Mes'ul Müdürü Ömer Beyzade Ahmet Refik Bey idi. Gazeteyi Haşim Enveri Beyle birlikte çıkarmışlardır. Gazetenin başyazarlığını da Kantarağasızade Ömer Selahattin Bey yapıyor idi. Haftada iki gün yayınlanan gazete 1913 yılında yayınını durdurmuştur. (Ahenk 18 Mart 1913)
"Mülhakat" II. Meşrutiyet döneminde Aydın'da en uzun ömürlü gazete olma unvanına sahiptir. Gazetenin idari yeri Nazilli-Pazar Karyesinde Kuyumcular içindeydi. (Gazetenin çıkış tarihi Asaf GökbeI'in Aydın İli Tarihi kitabında 1909 oIarak veriImektedir. Oysa MüIhakat Gazetesi 1908 tarihinde yayınIanmaya başIamıştır. Bkz Sabri Yetkin; "Mülhakat: II. Meşrutiyet İzmir'inin BiIinmeyen ve Demokrat SöyIemIi Gazetesi", Kebikeç, rI:2, sayı:4, Ankara 1996, s.99.)
Gazetenin sahibi hakkında ulaşabildiğimiz tek bilgi bu kişinin II. Abdülhamit Döneminde Nazilli Bidayet Mahkemesi Başkatibi olduğudur.
Mülhakat'ın başyazarlığını ise İzmir'in ünlü ailelerinden Kantarağasızadelere mensup Ömer Selahattin Bey yapmıştır. Gazete, idare merkezinin Nazilli'de olmasından dolayı ve işlerin asıl görüleceği yer vilayet merkezi olduğu için, İzmir'de de bir şube açmıştır. Gazetenin İzmir Şubesi Kemeraltı Beyler Sokağı'nda olup Köylü gazetesinin bitişiğinde bulunuyordu.
İlginçtir genellikle gazeteIerin idare merkezIeri şehir merkezIerinde buIunurken, MüIhakat'ın idare merkezi bir köy idi. Gazetenin künyesindeki anIatıma göre; MahaI-i İdare: Nazilli'nin Pazar Karyesinde, KuyumcuIar çarşısı'nda daire-i mahsusta" oIduğu ifade edilmiştir. (Mülhakat 25 Teşrin-i EvveI 1325-1326)
Haftada bir kez yayımlanan gazetenin kendine ait bir matbaası yoktu ve gazetenin baskısı, İzmir'de en çok Türkçe baskı yapan bir azınlık matbaası olan Keşişyan Matbaasında gerçekleştiriliyordu.
İzmir'e ve özellikle adından da anlaşılacağı üzere "çevre"sine seslenmeyi hedefleyen Mülhakat, künyesinde kendini şöyle tanıtır: " Şimdilik hafta da bir Pazar günleri çıkan bu ahali dostu tenkid gazetesinin mesleği doğruyu söylemektir. "Hukuk- ibadın Müdafii, Fikr-i Müsavatın Naşiridir". Gazete dönemin Aydın Valisi Mahmut Muhtar Paşa ile yaşadığı zıtlaşma ve polemikle adını kamuoyuna duyurmuştur. (Sabri Yetkin, a.g.m, s.112.)
II. Meşrutiyet sonrası yayım hayatına giren Mülhakat gazetesi, muhalif yapısından ve eleştirel üslubundan ötürü, vilayet yönetimi ile sürekli çatışmış ve bu yüzden yargılanmıştır. Mülhakat gazetesi yönetime karşı eleştiri dozunu kaçırınca ağır suçlamalarla karşı karşıya kalmıştır. Aydın'da II. Meşrutiyet döneminin en uzun ömürlü gazetelerinden biri olan "Mülhakat" gazete sahibi Ahmet Refik Bey'in Ahenk gazetesine açıkladığı gibi Mart 1913' de yayını durdurarak kapanmıştır. (Ahenk 18 Mart 1913)
Nazilli'de 1909 yılında Gayr-i Müslimlerin de matbaa açmak ve gazete çıkarmak için ruhsat istediklerine dair bilgiler bulunmaktadır. İlya Eftaryadi isimli Rum vatandaşı "Hürriyet" adıyla hem bir matbaa hem de gazete çıkarmak için hükümetten ruhsat istemiştir. (Ahenk 30 Temmuz 1909)
Bu girişimin sonucunu bilemiyoruz. Hürriyet isimli bir gazeteye ne kütüphanelerde ne de arşivlerde ulaşabilmiş değiliz. 1909 tarihli Nazilli'de çıkan bir başka gazete de "Milli Hakikat" adını taşımaktaydı. Gazetenin imtiyaz sahibi Ahmet Efendi idi. Taş baskı yapan gazete taşların bozulması nedeniyle Nisan 1909'da yayına ara vermiş, daha sonra ise bir daha yayınlanmamıştır. (Ahenk 26 Nisan 1909, Saadet Tekin, Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Nazilli, Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İzmir 1997, s.45, Aslan Buğdaycı, a.g.e, s.101.)
II. Meşrutiyet döneminde Nazilli'deki kadar olmasa da Aydın'da basın yaşamında gözle görülür bir canlanma olmuştur. Daha Eylül 1908'te Kipriano Lazari isimli bir Rum "Sada-yı Ahali" adıyla bir gazete çıkarmaya başlamıştır. (Ahenk 121 Teşrin-i Sani 1908)
II. Meşrutiyet döneminde Aydın Sancağı sınırları içerisinde yayınladığını tespit ettiğimiz bir diğer gazetede "Söke" adını taşıyordu. Söke'de Kaymakamzade Niyazi Efendi'nin imtiyaz sahibi olduğu gazete Söke Kazası'nda basılıp çıkarılıyordu. (Ahenk 12 Haziran 1909)
Osmanlı İmparatorluğu genelinde olduğu gibi Aydın Sancağı'nda da II. Meşrutiyet döneminde çıkan gazeteler ekonomik sorunlar ve teknik olanaksızlıklar nedeniyle kısa süreli yayınlanmışlardır.
Aydın’da 19. Yüzyılın başında Nazilli ilçesinde “Celali”, “Yeni Osmanlı” ve “Mülhakat” gazeteleri, Söke ilçesinde “Söke” ve Aydın merkezinde "Sada-yı Ahali" gazeteleri çıkmış. Yani çıkan ilk beş gazetenin 3’ü nerdeyse 120 yıl sonra hiç değişmiş.
İlginç bir tesadüf. Değil mi?
I. Dünya Savaşı boyunca Aydın Sancağı dahilinde yayımlanmış bir gazete ve derginin varlığını şu ana kadar tespit edebilmiş değiliz. II. Meşrutiyet döneminde çılgınlık derecesinde yaşanan basın hayatındaki canlı ortam savaş koşullarında yerini sessizliğe terk etmiştir. Mondros Ateşkes Antlaşması'yla beraber başlayan Mütareke döneminde ülke genelinde yaşanan basın patlaması ne yazık ki taşrada fazlaca görülmedi. Osmanlı'nın mirası ve Türk ulusunun geleceği üzerindeki son hesaplaşmada basın ön plana çıkmıştı. Mustafa Kemal Paşa'nın başlattığı Ulusal Kurtuluş Savaşı ister istemez yeni durum karşısında İstanbul ve Anadolu basınını karşı karşıya getirmiştir.
Yunan ve İtalyan işgalini yaşayan Aydın Sancağı'nda Milli Mücadele döneminde varlığını tespit edebildiğimiz iki gazete bulunmaktadır.
Bunlardan biri Nazilli'de, diğeri ise Söke'de çıkmıştır. Bu iki gazetede Anadolu'da çıkan diğer gazeteler gibi Milli Mücadele taraftarı olmuştur.
Nazilli' de yayınlanan gazetenin adı "Aydın İli" idi. Gazete "Aydın ve Havalisi Redd-i İlhak Heyet-i Merkeziyesi"nin kurulmasından sonra yayınlanmaya başlamıştır.
Aydın İli gazetesi Sami (Kutluğ) Bey idaresinde iki günde bir yayınlanıyordu. Gazete çok kısa süren yayın hayatı boyunca Anadolu'daki bağımsızlık hareketinin destekçisi olmuştur.( 9 Haziran 1920 tarihli Aydın İli gazetesinin tek nüshası Ankara Milli Kütüphane'de 1968 S.B 270 numarada kayıtlıdır. Bülent Varlık "Mütareke ve Milli Mücadele Basını" Tanzimat' tan Cumhuriyet' e Türkiye Ansiklopedisi, C.V, İstanbul 1986, s.1207.)
Bu gazete güç şartlar altında Nazilli'de yayınlanmış olup birkaç nüsha çıkabilmiştir. Gazetenin İmtiyaz Sahibi ve Mes'ul Müdürü Nazilli'de Dava Vekilliği yapan Sami Bey (Kutluğ) idi. Başyazarı ise Dr. Burhanettin (Onat) Bey'dir. (Ömer Sami Coşar, Milli Mücadele Basını, İstanbul (Tarihsiz), s.39-41, “Aydın”, Yurt Ansiklopedisi, c.11, İstanbul 1982, s.1085.)
Ömer Sami Coşar Milliyet gazetesinde Anadolu'da Milli Mücadele gazetelerine dair yazılar yazdığı sırada İzmir' den Sami Kutluğ'dan bir mektup aldığını ve mektupta Milli Mücadele'de Nazilli'de bir gazete çıktığına dair bilgi verildiğini aktardıktan sonra şu bilgileri vermiştir. "... 311/1336 tarihinde yeniden Aydın Cenup Mıntıkası Heyeti Merkeziyesi ünvanını alan heyetimiz 8/6/1336 (1920) tarihli toplantısında kendisinin naşir-i efkan olmak üzere Nazilli'de bir gazetede neşr-i kararlaştırılmış ve önceden tesis ve ihzar edilen matbaada benim imtiyazı m ve mesul müdürlüğüm altında "Aydın İli" isimli bir gazetenin neşrine başlanmıştır. Fakat ne hazindir ki Nazilli'nin 24/6/1336 tarihinde Yunanlılar tarafından ikinci defa işgali üzerine Aydın İli'nin ömrü pek kısa sürmüştür" (Coşar, a.g.e, s.40, Celal Bayar ile İlhan Tekeli'de bu bilgileri teyid etmektedir. Celal Bayar, Ben de Yazdım c. VII, s.2378, İlhan Tekeli,- Selim İlkin, "Aydın Cenup Mıntıkası Heyet-i Merkeziyesinin Kongre Mukarreratıyla Nizamnamelerini Mübeyyin Risale Üzerine" Uluslararası İkinci Atatürk Sempozyumu Bildirileri 9-11 Eylül 1991, Ankara 1996, s.212. Esin Dayı, Nazilli Kongreleri (1919) Atatürk Üniversitesi Yayını: 866, Erzurum 1998, s.119. 21 Coşar, a.g.e, s.40, Esin Dayı, a.g.e, s.119.)
Büyük olasılıkla gazete Nazilli Heyet-i Merkeziyesi tarafından çıkarılmakta idi. Heyet-i Milliyelere yazılacak tamimlerde Nazilli Heyet-i Merkeziyesi 'ne ait olan matbaada basılıp tanzim ediliyordu. Gazete Nazilli'nin Yunanlılar tarafından ikinci kez işgali üzerine yayınını sonlandırmak zorunda kalmıştır. Gün aşırı yayınlanan gazetenin ilk sayısı, büyük bir ihtimalle 9 Haziran 1920'de çıkarılmıştı. (Coşar, a.g.e, s.40, Esin Dayı, a.g.e, s.119.)
Milli Mücadele döneminde Nazilli'de çıkan "Aydın İli" dışında bir de Söke'de "Işık" adıyla bir gazete yayınlanmıştır. Işık'ın açılışı bu gazete ile ilgili olarak 1940'lı yıllarda çıkan Akış dergisinde yapılan bir araştırmada şöyle anlatılmaktadır. "... Aydın'ın Yunanlılar tarafından işgal edilmesi üzerine mutasarrıflık merkezi Söke'ye nakledilmiştir. Bu vesile ile birçok münevverler sancak merkezinde toplandığından şehirde yeni bir hayat başlamıştı. İzmir, Aydın, Manisa gibi Ege'nin büyük kültür merkezleri düşman işgaline kurban gidince buralarda çıkan Türk gazeteleri kapatılmıştır. 25 Temmuz 1921' de Kardeş Yurdu ile beraber kurulmuş olan Işık gazetesi bu yüzden büyük bir boşluğu doldurmuştur. Gazetenin sahipleri Avukat İbrahim Ethem, İstihbarat Müdürü Hüseyin Fehmi, Talat Beylerdir... Gazetenin Başyazarlığını Hüseyin Fehmi Bey Yazı İşleri Müdürlüğünü Talat Bey ve Mes'ul Müdürlüğünü Avukat İbrahim Ethem Beyler yapmışlardır. Işık Gazetesi cumartesi günlerinden başka her gün çıkmaktaydı ve fiyatı 2,5 kuruştu. Gazetenin 21 Nisan 1922 tarihine kadar çıkan sayılarından ancak 78 ve 112 sayılı nüshalarına ulaşılabilmiştir. 112 no'lu sayıda gazetenin adı "Anadolu' da Işık" a çevrilmiştir. 1940'lı yıllarda gazetenin sadece yukarıdaki sayıları Rıfkı Ulusoy'da bulunuyordu. ("Işık Gazetesi" Akış, yıl:3, sayı:30, 30 Mart 1946, s.11)
Işık Söke'nin ilk mahalli gazetesidir. Gazete 1980'li yıllarda Söke'de Polis Karakolu'nun yanında bulunan Kambur Köprübaşındaki bir hanın odasında basılıyordu. Işık gazetesi 1922 yılında İzmir'e taşınmıştır. (Yaşar Çağbayır, Söke, İzmir 1989, s.287.)
Büyük bir olasılıkla Söke'nin Yunan işgaline Nazilli'ye göre daha geç uğraması Işık'ın Aydın İli'ne göre daha uzun ömürlü olmasının nedeni olarak görülebilir. (Bilgin Çelik, Cumhuriyet Döneminde Aydın Basını, Çağdaş Türkiye 'Tarihi Araştırmaları Dergisi, c.IIl, sayı. 8, yll:1998, İzmir 1999, s.150.)
1922 Eylül'ünde zaferin kazanılmasıyla, hem Kuva-yı Milliye'ye karşıt Türkçe basın, hem de ayrılıkçı azınlık basını bir anda ortadan kayboldu. Böylece 1919'da Kemalist Anadolu'da başlayan tek dilli, tek sesli basın ortamı, 1922 sonundan itibaren tüm Türkiye’ye yerleşmiştir. 1919 Mayıs'ı ile 1938 yılının sonu arasında, Türkiye topraklarında 582 gazete yayınlandığı, bunlardan 176' sının İstanbul'da, 406'sının ise taşrada çıktığı belirlenmiştir. Taşrada yayınlanan gazetelerin illere göre dağılımı şöyle idi. İzmir (54), Trabzon (28), Adana (27), Ankara (25), Bursa (24), Samsun (16), Eskişehir (13), Kastamonu (12), Gaziantep (11). 11 ilde 1'er gazete çıkarılmış, 10 ilde ise hiç gazete yayımlanmamıştır. (Ali Gevgili, "Türkiye Basını", Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, Cilt:!, İstanbul 1986, s.202-228.)
Cumhuriyet Döneminde taşra kentleri içinde Aydın'da basın hayatı ancak 1930'lu yıllarda canlanmaya başlamıştır. Bu gecikmenin temel nedeni Yunan işgalinin bölgede yarattığı büyük yıkımdır. Bunun yanı sıra işgal sırasında Türk nüfusunun büyük çoğunluğunun iç bölgelere göç etmiş olmasının yarattığı insan boşluğudur. Aydın, Cumhuriyetin ilk yıllarında işgalin yarattığı yıkımın yaralarını sarmaya çalışmış, kentin yöneticileri ve halk ilk etapta yaşadıkları ev, sokak ve caddeleri yeniden imara çalışmışlardır. Yunan işgalinin yarattığı olumsuz etkiden şehir uzunca bir süre kurtulamamıştır. Bu nedenle de işgal öncesi nüfus ve kültürel hareketliliği yakalayamamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Aydın'ın yeniden imarı temel düşünce olmuş, kültürel faaliyetlere ve basın yayın faaliyetine ağırlık verilememiştir. ("Aydın'da On Yıl", Ant 29 Teşrin-i Evvel 1933)