Ses Gazetesi Karacasu muhabiri Özgür Dedeoluk tarafından kaleme alınan yazıda Karacasu'yu öne çıkaran pek çok değer anlatıldı. Aydınoğulları Beyliği kuruluşundaki önemi ve Afrodisias'ı bünyesinde barındırması sebebiyle Karacasu'nun Aydın'da daha fazla önemsenmesi gerektiği iddiasını taşıyan yazıda Karacasu'yu Karacasu yapan pek çok öğe anlatıldı.
İşte o yazı:
Başlığı okuyanlar, 'ne ilgisi var arkadaş' diyeceklerdir. Bunu anlatmazsam fıkra gibi gelebilir. Nasreddin Hoca'ya sormuşlar. 'Dünyanın ortası neresidir' diye. O da 'burasıdır, inanmayan ölçsün' demiş.
Öyleyse ben de 'inanmayan okusun, gelsin, görsün' diyorum.
Karacasu pek çok özelliği ile bilinir. Yaylaları, çömleği, pidesi ilk akla gelenlerdir. Bunlara da değineceğiz. Karacasu'yu Aydın'ın merkezi yapan iki özellikten söz etmek istiyorum. Birincisi Aydın'da Unesco Dünya Mirası Listesine giren Afrodisias'tan başka bir değer var mıdır? Bu listeye girmiş olmak neden önemli? Türkiye'de yüzlerce doğal ve kültürel değer var. İşte dünyanın korunmaya değer bulduğu, dünya vatandaşlarına buraları mutlaka gez, gör dediği 21 değerin içinde Aydın'da bir değer var: Afrodisias. Her gezide farklı bir özelliğini tanıyabileceğiniz bu kentin önemi her geçen gün daha fazla anlaşılıyor. Ara Güler'in yolunu kaybedip bu kente gelip bir anlamda dünya gündemine getirmesinin hikayesi film olur. Öncelikle şunu kabul edelim. 'Aydınlıyım' diyen herkesin görmesi gereken bir kent Afrodisias. Dünyadan binlerce turist ağırlıyor her yıl. Ancak Aydın'da ne kadar biliniyor, bu kente gelen Aydın'da ikamet edenlerin oranı nedir merak ediyorum. Bir yeri tanıtmak istiyorsak önce kendimiz tanıyacağız. Bütün Aydın'ın bu önemli değeri gezip bilmesi gerekiyor.
KISACA AFRODİSİAS
UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesindeki Aydın'ın tek, Ege Bölgesi’nin 3 değerinden biri olan her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlayan Afrodisias Antik Kenti 30 bin kişilik stadyumu, 4 kapı anlamındaki simgesi haline gelen tetrapylonu, tiyatrosu, odeonu, hamamı, yüzlerce heykel ve eşsiz mitolojik öyküleri ve gün yüzüne çıkmayı bekleyen çok sayıda tarihi değeriyle dünyada adından söz ettiriyor. Geçmişi 5 bin yıl önceye kadar giden bu büyüleyici kent daha çok tanınmayı hak ediyor.
AYDINOĞULLARI BEYLİĞİ KARACASU'DA KURULDU
Karacasu'yu Aydın'ın merkezi yapan ikinci unsura gelirsek... Aydınoğulları Beyliği, kurucusu Aydın Bey'in babasının kabrinin Karacasu'da olması ilin Türkleşmesi yolculuğunda ilçeye ayrı bir değer katıyor. Bu konuda çalışmalar yapan Adnan Menderes Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Kemal Ramazan Haykıran, yaptığım bir haber için verdiği röportajda “Ertuğrul Gazi ile Osman Gazi arasındaki ilişki neyse Aydın Beyle Mehmet Bey arasındaki ilişki o. Karacasu, Aydın’ın Türkleşmesi için önemli bir yer. Beyliğe adını veren ve ilk kurucu beyi olan Aydın Bey, Aydınoğulları’nın Batı Anadolu’da ilk yerleşimi olarak kabul edilen Bugünkü Karacasu ilçesine bağlı Esençay köyünün girişinde bulunan bir yükseklikte bulunmaktadır. İlk Türk yerleşimi alanı ama buna rağmen Afrodisias, Türk hakimiyetinin tesirini geride bırakıyor. Karacasu Türklerin Aydın’da ilk yerleştikleri yerdir" ifadelerini kullanmıştı. Sizce Aydınlıyım diyen biri şehrini tanımaya nereden başlamalı? Bunu, şehri yönetenler de düşünmeli. Şehirle ilgili sembollerde bu iki unsura daha çok yer verilmeli.
İLÇENİN DIŞARI AÇILAN PENCERESİ
Biraz da Karacasu'yu Karacasu yapan unsurlardan bahsedelim.
Geçmişten günümüze uzanan Karacasu pidesi de özellikle son dönemde daha da öne çıkan bir değer. Pidenin Karacasu ile özdeşleşmesi giderek arttı. Kıymalı, kuşbaşılı, peynir yumurtalı, kaşarlı, tahinli pide çeşitleri ilçe dışından da pek çok misafirin ilçeye gelmesini sağlıyor. Coğrafi işareti de alınan bu lezzetin ustaları sadece Aydın'ın ilçelerinde değil Türkiye'nin dört bi yanında hatta ülke dışında mesela Japonya'da bile faaliyet gösteriyor. Aydın'ı bilmeyen Karacasu'yu bilmeyen insanlar pidenin namını duyup bir şekilde yollarını buraya düşürüyorlar. Pide bir anlamda Karacasu'nun dışarı açılan yüzü.
SERİNLEMENİN ADRESİ KARACASU YAYLALARI
Oksijen deposu olmasıyla bilinen en sıcak yaz günlerinde bile serinlemenin adresi Karacasu yaylaları her sezon tıklım tıklım günler yaşıyor.
Yaz günlerinde Aydın'ın tüm ilçelerinden bir çay içimlik için bile olsa serinlemek isteyen misafirlerini ağırlayan Karacasu yaylaları çok yoğun günler geçiriyor. 500 yıllık kavak ağaçlarıyla kaplı Karacasu yaylaları yeşilin her tonunu barındırması, temiz oksijeni, şehir merkezlerine göre serin olmasıyla tercih sebebi olmaya her geçen gün artan bir hızla devam ediyor. Buraya gelen vatandaşlar, "Karacasu merkeze göre 5-6, Nazilli'ye göre 10-12 derece fark ediyor. Oralara göre çok daha serin. En sıcak yaz günlerinde bile burada ceket, şal almak zorunda kalabiliyorsunuz" ifadelerini kullanıyor. Sizler de bir uğrayın derim.
"BU YAYLALARDA AZICIK UYUSAN KUŞ GİBİ KALKARSIN"
Daha önce yaptığım bir haberde bir vatandaşın kullandığı şu sözler yaylaları anlatmaya yetiyor:
"Karacasu, Karadeniz yaylalarına benziyor. Temiz havası, güzel yaşaması. Sanki bir cennet. Ömrü uzatıyor. İnsan dinç kalıyor burada. Diğer yaşadığım yerde iş işlediğim zaman o kadar yorgun olurdum ki anlatılmaz. Ama azıcık uyuyuversen burada kuş gibi kalkıyorsun. Azcık uyku yetiyor. Doğası süper. Görmeyenler gelsin, görsün, ziyaret etsinler. Anlatılmaz yaşarsan bilirsin. Çok güzel, yeşillik her çeşit meyvesi var. Kasabamız çok yakın, 3 kilometre. Hiçbir sıkıntımız yok."
BİNBİR HİKAYESİYLE ÇÖMLEKÇİLİK
Karacasu için ne yazsak az. Bunlar bir kaçı. Çömlekten de bahsediyoruz her platformda. Her ürün değerli ama gelin testisinin üzerine düşülmeli. Onun hikayesi dilden dile dolaşacak bir hikaye. Sonra mesela Aydın'da kalkıp insanlar Nevşehir'e çömlek yapmaya gidiyorlar. Gitsinler ama Karacasu'da da bu imkanların olduğunu bilsinler mesela. Belediyenin yerinde olsam kullanılmayan bir çömlek atölyesini satın alır burayı halkın kullanımına açarım. Hem bir nevi müze gibi hem de isteyenlerin gelip çömlek yapabileceği bir merkez oluştururum. İlçedeki çömlekçiliği bugününü anlatan tabelalar, fotoğraf çekim alanları koyarım. Çömlek yapmanın stresi alan, rahatlatan bir özelliği var. Bunu öne çıkarıp bu merkezin bu anlamda kullanılmasını sağlarım. Küçük dokunuşlar bu ilçenin çağ atlamasına yeter.
BU İSİMLERİ İLÇEYE ÇEKECEK VİZYON
Karacasu işte böyle bir. Yalnız potansiyel ne derece kullanılabiliyor. Tartışılır. Farkında değiliz. Afrodisias ünlü isimleri ağırlıyor zaman zaman. Bunlar sayfalarında Afrodisias'ı anlatıyorlar. Aralarında iş dünyasından isimler de var. Koç'lar, Ülker'ler vs... Onlar neden Karacasu'nun farkına varamıyor, vardırılamıyor. Pidenin tadına bakıp, çömlek atölyelerini gezseler mesela. Kahvederesi yaylalarına gitseler. İlçenin tanıtımına katkı sağlarlar. Parayla yapılamayacak tanıtımdır bunlar. Bunları düşünmek de yerel idarecilerin görevi.
ARTIK KAÇMASIN FIRSATLAR
Karacasu'nun kaçırdığı fırsatları yazmaya kalksak hemen birkaç madde bulunur. Zaman gelir yazarız.
Yalnız Nasreddin Hoca ile başladık, Sadri Alışık ile bitirelim.
Ofsayt Osman filminin son sahnesinde Bu da mı gol değil" diye sorar durur Sadri Alışık. Biz de artık "bu da mı gol değil" demek yerine ilçemizin bir adım ileri taşınacağı fırsatları değerlendirip 'gol' diye bağıralım hep birlikte.