Yemeyen domuz’ öyle mi?
Sözün doğrusu, olması gerekeni şüphesiz ki; “Devletin malı deniz, bir kuruşunu dahi yiyen domuz” şeklindedir. Öyle ki; Kültürel kodlarımızda Devlet malına bakış açımızın ne denli “hassas” olduğunu gösteren tarihte onlarca ibretlik örnek bulunmakta ve anlatılagelmektedir. Bu konuda ki hassasiyet öyle boyuttadır ki, Sevgili Peygamberimizin bir gün zekat olarak toplanmış ve fakir fukaraya dağıtılmayı bekleyen hurmalardan birini ağzına koyan gül kokulu torunları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’in “Kamuya ait ve herkesin hakkının olduğu” gerekçesiyle hurmayı ellerinden aldığı ve biricik torunlarına kendisine ait hurmalardan verdiği rivayet edilir.
Ahlaki normların belli bir inançla tabii ki bir ilgisi yoktur. Lakin; Kur-an terbiyesi, Kur-an vicdanı olan, Hz. Peygamberimizin yüksek şahsiyetli, ahlaklı, erdemli yaşamını rehber edinmiş, Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş pınarından beslenen, Bilge Kağan, Alparslan, Fatih, Atatürk gibi nice dâhileri tarihe kazandırmış Aziz Türk Milletinin, atasözü “Devletin malı deniz yemeyen domuz” değil, “Devletin malı deniz, bir kuruşunu dahi yiyen domuz” şeklinde olmalı, zihinlere ve gönüllere bu şekilde kazınmalıdır.
Sevgi ve Muhabbetle…