Kuşadası Ticaret Odası,'nda (KUTO) düzenlenen , 'Aile Destekli Psiko Eğitim: 'Çocuk ve Ergenlerin Sağlıklı Gelişiminde Ailenin Rolü' adını taşıyan panel etkinliğine Kuşadası'nın alanında öp plana çıkan uzman isimlerinden Uzm. Dil Konuşma Terapisti Işıl Özdemir, Uzm. Psikiyatrist Süleyman Gündüz, Ergoterapist Gizem Vardar, Psikolog Hazal Sansür ve Psikolog Ezgi Çiçek konuşmacı olarak katıldı. İnteraktif bir şekilde gerçekleşen panele, Kuşadalı anne ve babalar yoğun katılım gösterdi.

''AİLE ÇOCUK GELİŞİMİNDE EN ÖNEMLİ ROLLERDEN BİR TANESİDİR''

Seminerin ilk konuşmacısı olarak söz alan Psikolog Ezgi Çiçek, 'Çocuk Gelişimi ve Aile' ana başlığı altında hazırladığı sunumunda, ailenin çocuğun gelişiminde en önemli rollerden bir tanesine sahip olduğunu anlatarak, ''Aile her bireyin aynı alanda birbirinden etkilendiği ve birbirini de etkilediği çok etkileşimsel bir yapıdır. Aile içerisinde sadece çocuk değil aynı zamanda her aile bireyinin sağlıklı bir birey olması gerektiğini düşünürüz. Bu kapsamda kendi çocukluğumuza dönmek ve nasıl bir aile içinde büyüdüğümüzü hatırlamak ta büyük önem taşımaktadır. Şunu fark ediyoruz ki eğer ben kendi ailem konusunda bir iç görüye sahipsem, eleştirebiliyorsam, görebiliyorsam o zaman bir farkındalık kazanıyorum ve kendi çocuğuma da bu çerçeveden bakarak eğiliyorum'' dedi. Psikolog Çiçek, konuşmasına ebeveyn olarak yapılması gerenler, çocuk gelişiminde önemli alanlar konu başlıkları ile devam etti.

Uzmanlar Cocuk Gelisiminin Puf Noktalarini Kusadasinda Konustu 531185 2709979238E9B1227F96Ddf37De65275

''ERGENLİK ÇOCUKLUK VE YETİŞKİNLİK ARASINDA BİRÇOK ZORLUĞUN YAŞANDIĞI BİR DÖNEMDİR''

Panele 'Ergenlik Dönemi ve Aile' konusu ile katılan Psikolog Hazal Sansür ise Ergenlik döneminde yaşanan psikolojik ve duygusal değişimler ile ailelerin bu dönemde çocuklarına nasıl destek olabilecekleri konularına değindi. Ergenliğin, çocukluk ile yetişkinlik arasında yer alan fiziksel, duygusal, psikolojik ve sosyolojik değişimlerin yoğun olarak yaşandığı bir gelişim dönemi olduğunu anlatan Psikolog Sansür, ''Bu dönem genellikle 12-18 yaşları arasında başlar ve bireylerin cinsel, psikolojik ve sosyal kimliklerini geliştirdiği önemli bir evredir. Gelişimsel ve duygusal olarak birçok zorluğun yaşandığı bir süreçtir. Ergenlik döneminin gelişimsel özelliklerini 3 başlık altında toplarsak, bunlar fiziksel, bilişsel ve duygusal gelişim olarak karşımıza çıkmaktadır'' dedi. Sansür, seminer konuşmasına ergenlik ve arkadaş etkisi, ergenlerde duygusal ve davranışsal sorunlar ve ebeveyn iletişim engelleri ile ergen üzerindeki etkileri kavramları ile devam etti.

Kuyucak Belediyesi işçisinin yanında: Sendikasız işçi kalmadı Kuyucak Belediyesi işçisinin yanında: Sendikasız işçi kalmadı

Uzmanlar Cocuk Gelisiminin Puf Noktalarini Kusadasinda Konustu 531185 F8Da2500D17A5E7683C96Ed8Ece5A4Ca

''İLETİŞİM OLMADAN DİLİN GELİŞMESİ ÇOK ZOR VE KISITLI BİR SÜREÇTİR''

'Dil Konuşma Gelişimi ve Aile' başlıklı konusu ile katıldığı panelde, çocuklarda iletişim sorunlarını ele alarak iletişim, bilim ve konuşma kelimelerinin ne anlama geldiğinden bahseden Uzm. Dil Konuşma Terapisti Işıl Özdemir ise ''İletişim dediğimiz zaman konuşmadan, yazıdan, dilden illa bağlı olması gerekmeyen bir tanımla karşılaşıyoruz. İletişim kurmak, bir derdimizi karşı tarafa herhangi bir yolla hissettirebilmektir. Dil, bir sözcüğün içerisindeki seslerin farkındalıklarını anlamaktır. Sözcükleri bir araya getirebilmektir. Bütün bu oluşturulan mesajı doğru zamanda, doğru işe, doğru şekilde, doğru yöntemde aktarma becerisidir. Ama iletişim olmadan dilin gelişmesi çok zor ve çok kısıtlı gerçekleşebilir. Bu nedenle, değerlendirme süreçlerine iletişim becerilerinden başlayarak devam etmekteyiz. Bunu izleyen dönem konuşma ve bu çerçevede gelişim dinamikleri ile süreç devam etmektedir'' dedi. Uzm. Özdemir, açıklamalarına, iletişim ve dil gelişiminin çocuklar için öneminden bahsederek devam etti.

Uzmanlar Cocuk Gelisiminin Puf Noktalarini Kusadasinda Konustu 531185 8663739F68635E212C426E0A89D93C41

''ERGO TERAPİNİN TEMEL AMACI ÇOCUKLARIN GÜNLÜK YAŞAM BECERİLERİNİ KAZANMASINI KOLAYLAŞTIRMAKTIR''

Ergoterapi'nin kelime anlamını açıklayarak başladığı konuşması ile panelde yer alan, Ergoterapist Gizem Vardar, ''Ergoterapi fiziksel, kognitif, psikososyal ve duygusal farklılıkları gibi bireysel özelliklerini göz önünde bulundurarak birey için anlamlı ve amaçlı aktivitelerle, bireyin potansiyel yeteneklerini geliştirerek günlük yaşam aktivitelerinin katılımını ve aktivitelerinin bağımsızlığını sağlamaktadır. Duyu bütünleme, bireyin çevresindeki duyusal bilgileri (görme, işitme, dokunma, tat alma, koklama, denge ve vücut farkındalığı) doğru bir şekilde algılayıp organize ederek günlük yaşamda kullanabilme yetisidir. Bu süreç, çocukların çevresiyle uyumlu bir şekilde hareket edebilmesi, öğrenmesi ve sosyal ilişkiler kurabilmesi için temel bir öneme sahiptir. Ergo terapi, bireylerin günlük yaşam aktivitelerinde daha bağımsız ve işlevsel hale gelmelerini sağlayan bir terapi yöntemidir. Özellikle duyu bütünleme bozukluğu yaşayan çocuklar için ergo terapi, duyusal işleme süreçlerini geliştirmede etkili bir yaklaşım sunar. Bu terapi yöntemi, çocuğun çevresine daha iyi uyum sağlaması için duyusal uyaranlara maruz bırakıldığı, kontrollü ve bireyselleştirilmiş aktiviteleri içerir. Ergo terapinin temel amacı, çocuğun günlük yaşam becerilerini kazanmasını kolaylaştırmaktır. Duyusal bütünleme süreçlerinde sorun yaşayan çocuklar, bu terapilerle dokunma, görme, işitme ve denge gibi duyularını organize etmeyi öğrenir'' dedi.

''BAĞIMLILIK KONUSU SON YILLARDA EN FAZLA KARŞILAŞTIĞIMIZ PROBLEMLERİN BAŞINDA GELİYOR''

'Psikiyatrik Hastalıklar ve Aile' konusu ile panele katılan Uzm. Psikiyatrist Süleyman Gündüz ise Türkiye'de son yıllarda gündemde olan bağımlılık konusuna değindi. ''Hangi çocuklarda bağımlılık riski yüksektir?'' diyerek sözlerine başlayan Psikiyatrist Gündüz, ''Bağımlılık konusu son dönemlerde, özellikle son 20 yıldır çok ciddi anlamda konuşulmaya, yaşanmaya başlandı. Topluma büyük yük getiren, bireyi kapasitesinden çok fazla uzaklaştıran, aileyi dağıtan, maddi anlamda zararlar veren, adli olarak çok büyük problemler oluşturan bir alan.20-30 yıl önce çocuklarda bağımlılık diye bir şey hiç konuşmazdık fakat teknoloji, bilgisayar, internet çağı artık onlarda da davranışsal bağımlılık dediğimiz oyun bağımlılığı, telefon bağımlılığı, internet bağımlılığı gibi alanları bize sundu. Ve artık bir hastalık olarak dünyada özellikle Amerikan Psikiyatri Birliği'nin sınıflandırmalarında da yer almaya başladı. Konuya, çocuklar için baktığımızda riskler nedir? Bu noktada değiştirilebilecek ve değiştirilemeyecek faktörler karşımıza çıkıyor'' dedi. Gündüz, konuşmasının devamında ailelerin çocuklarını bağımlılıklardan nasıl koruyabileceklerini ve bağımlı çocuğa nasıl bir yaklaşım sergilenmesi gerekildiğini anlattı.

Muhabir: AYLİN ESER