40 yılı aşkın süredir turizm işi ile uğraşan ve bilgi birikimini sadece turizm paydaşları için harcayan Tonbul, 2019-2020 turizm sezonu hakkında değerlendirmeler yaptı.
"TURİZMDE DİJİTALLEŞME ÖNEMLİ OLMAYA BAŞLADI"
Yaşadığı zorluklara rağmen 40 yılı aşkındır turizmin içinde olduğunu söyleyen Tonbul, Türk turizminin zor bir süreç geçirdiği şu dönemde turizmde önce insan odaklı olmak gerektiğini kaydetti. Tonbul,
“Turizm işinde en önemlisi dürüstlük ve güven. Kuşadası olarak sürdürülebilir turizmde eksikliklerimizi iyi tespit etmek gerekir. Açık konuşmak gerekirse biz Türk toplumu olarak abartmayı seviyoruz, turizmde öyle çok abartıldığı kadar artış göremiyorum. Çok büyük bir artış var mı? Hayır. Benim tespitim, bu yıl daha çok son dakika pazarının artış yılı olacaktır. Bu da bizim yüksek teknolojiyi daha iyi kullanmamız gereğini öne çıkarıyor. Profesyonelce çalışan arkadaşların bütün dikkat ve yatırımlarını yüksek yatırımlara yapmalarını öneriyorum. Turizm hepimizin müşterek silahı olduğu kadar, herkes kendi yaptıklarını ön plana çıkarmak istiyor. Kara kutu istemiyor, uçağını, otelini, transferi kendisi almak istiyor" diyerek dijitalleşmenin önemini vurguladı.
"YENİ OTEL YATIRIMLARININ ÖNÜ AÇILMALI"
Diana Travel olarak Kuşadası ve çevresine nasıl bir artı kattıkları olabileceği konusunda Tonbul,
“Bizim uzman olduğumuz alan Avrupa pazarı, yöremize iyi bir Alman talebi var, bunda özel bir havayolunun koyduğu direk seferlerin büyük bir katkısı var. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, bazı turizmciler eskiden Kuşadası’ndan Antalya’ya müşteri gönderildiği zamanlar olduğunu söylüyorlar, çok doğru, turizmin başladığı ilk yıllar turistlerin büyük çoğunluğunu Kuşadası alıyor, yüzde onu Antalya ve Çeşme’ye gönderiliyordu. Ama şu anda yapılan istatistiklere göre, Kuşadası’nın İzmir’e inen uçaklardan aldığı pay yüzde kırkı bulmuyor. Ciddi biçimde bir pazar payı kaybediyoruz. Biz Diana Travel olarak daha çok ikamet yani konaklamalı turizme yönelik çalışıyoruz, bu yönden baktığımız da zaman bana göre 1960’larda durmuş gibi geliyor. Yeni yatırım yok, Turist buraya gelirken 3 saatini uçakta, 2 saatini otobüste, maksimum bir gününü de gezide geçirir. Tatil süresinin kalanını otelde geçirir. Kuşadası’nda yeni otel yatırımı yok, geçmişten örnek verirken kastetmek istediğim asıl buydu “ ifadelerini kullandı.
"HER ŞEY DAHİLİN KALDIRILMASI KISA VADEDE MÜMKÜN DEĞİL"
Yatırımcıyı Kuşadası'na çekmenin öneminden söz eden Tonbul, "Yeni yatırım alanları açılmasını öneriyorum. Otel olmadan konaklamalı turizminde başarılı olunacağına inanmıyorum. Turizm Bakanının da sektörün içinden gelmesinden dolayı konuyu detayına çok iyi bilir. Uçakla gelen turistin büyük bir bölümü konaklamalı gelirken, bunun önümüzdeki dönemde daha da artacağına da inanıyorum. Bunun sadece Avrupa'da değil, dünyada artacağı çok açık bir şekilde görünüyor. İnsanlar fiyata endeksli tercihlerini yapmaya başladılar, buradan da her şey dahil sisteminin değişmez olacağını en azından orta vadede görüyorum. Bu da otel dışındaki esnaf açısından iyi bir haber değil. Her şey dahil sistemine gelen müşterinin oteli terk etmesi pek mümkün görünmüyor, hele Avrupa pazarlarında" ifadeleriyle her şey dahili kısa vadede kaldırmanın ülke turizmi için mümkün olmadığını söyledi.
"RAYLI SİSTEM KUŞADASI’NA KADAR UZATILMALI"
Kuşadası’nın diğer bir turizm modelinin kruvaziyer turizmi olduğunu vurgulayan Tonbul, “Bunun için çok zaman harcamak ve çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Bildiğimiz birtakım nedenlerden kruvaziyer turizminin azalmasını değil, yarın başka bir yere yapılacak liman ile Kuşadası’nın daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya gelebileceğini görebiliriz. Kruvaziyer gemilerinin Kuşadası’na asıl gelme sebepleri Efes’tir, bu nedenle Kuşadası’nın Efes ile birleşmesi gerekir. Selçuk ilçesine kadar gelen raylı sistemin Kuşadası’na uzatılması gerekir. Sadece raylı sistemle değil, yürüyüş ve bisiklet yolları ile birleşmesi gerekir. Bunu ben çok önemli olarak görüyorum, gözardı edilmemeli" dedi.
"ÇARŞI CAZİBE MERKEZİ HALİNE GETİRİLMELİ"
Yatırımların artırılmasının yanı sıra çarşı esnafının müşteriyi cezp etme açısından kendilerini disiplin altına sokmaları gerektiğini söyleyen Tonbul, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sadece davranışları ve sattıkları mallarla değil, ondan da önemlisi çarşıyı cazibe merkezi haline getirmeleri gerekir. Yöneticilerin sadece yönetici değil, öğretmen olmaları da beklenir. Kuşadası çarşısı taklit mallarının satıldığı bir yer değil. Ticaret Odası ile birlikte çalışarak tercih edilen, gezmek istenen bir merkez haline gelmeli diye düşünüyorum. Eğer konaklamalı ve kruvaziyer turizmde eksikliklerimiz giderilirse, yatırımlar yapılırsa ben kazananın Kuşadası ve buna bağlı olarak ülkemiz olacağına çok inanıyorum."