İş hayatındaki başarısıyla aile şirketlerine büyük değer katan Cerit, üç yıldır da Aydın Beşiktaşlılar Derneği Başkanlığı görevini yürütüyor. Başkanlık döneminde hayata geçirdiği projeleriyle kentte Beşiktaş’a duyulan sevgiyi arttıran Cerit, birleştirici ve pozitif yapısıyla vatandaşların sevgisini kazanıyor. Çalışkan, mütevazı, hoşgörülü ve beyefendi kişiliğiyle tanınan Cerit, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aldığı görevlerle de çok sevdiği Aydın’a önemli hizmetler yapıyor. Aydın’ın sevilen ismi Cerit ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. ‘Size Dair’ adlı köşemizin 20’nci konuğu olan Cerit, kendisine dair bilinmeyenleri ve özel yaşantısını gazetemizin muhabiri Mehmet Kavas’a samimi bir dille anlattı.

*Kendinizi tanıtabilir misiniz?

1981 yılında Aydın’da doğdum. Üç çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğuyum. Ticaret yapan bir aileden geldiğimiz için de 2000-2004 yılları arasında Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirerek üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra tekrardan aile şirketlerimdeki görevlerime geri döndüm. 2004 yılından bu yana ailemize bağlı şirketlerdeki faaliyetlere katılıyorum. Demir ve yapı malzemeleri grubundaki faaliyetlerle beraber son 4 yıldır gıda şirketimizin yönetimindeyim. Gıda şirketimizi geliştirmeye ve büyütmeye çalışıyoruz. Bir çocuk babasıyım. Aras adında 10 yaşında bir oğlum var. 2019 yılının ocak ayından bu yana Aydın Beşiktaşlılar Derneği’nin başkanlık görevini yürütüyorum. Derneğin 2013 yılında 11 kurucu üyesinden birisiyim. Aydın Genç İş İnsanları Derneği’nin Genel Sekreteriyim. Üç yıldır Adnan Menderes Üniversitesi bünyesindeki Teknokent’in yönetim kurulu üyesiyim. Büyük ve küçük olarak birçok sivil toplum kuruluşuna destek vermeye çalışıyorum. Aydın’a hizmet etmeyi çok sevdiğim için sivil toplum kuruluşlarında bu tür görevlerde bulunuyorum. İyi derecede İngilizce konuşuyorum.

*Hayatınızda bir dönüm noktası var mı? Gerek hayatınızda gerek kariyerinizde size etki eden bir kişi var mı?

Ailemi çok örnek aldım. Babam, hayata çok zor şartlarda başlayıp belli bir noktaya geldi. Gerek ekonomik gerek sosyal anlamda kendini geliştirdi. Bu anlamda babam, benim için önemli bir örnek. Kendi isteğiyle babam, şirket yönetiminde yer almasa da bizim için görüşlerini ve desteklerini esirgemeyen bir kişi. Yakın çevremde 4-5 yıl içerisinde genç yaşta dostlarımı kaybetmem, hayata bakış açısında beni yönlendirdi. Hayatın aslında planlanandan çok önce bitebileceği, bu yüzden de iz bırakabilecek şeyler konusunda beni daha da hırslandırdı diyebilirim. Yaşadığımız anın kıymetini bilmeyi biraz daha düstur edindim. Bunu hem özel hem de iş hayatıma yansıtmaya çalıştım. Hayatımın dönüm noktalarından biri de bu tip şeyler diyebilirim.

*Hayatınızın olmazsa olmazı dediğiniz üç şey nedir?

Adalet. Ben gerek çalışanlarımla gerek iletişimde bulunduğum çeşitli pozisyondaki arkadaşlarımla bütün ilişkilerimde adalete sığınmaya çalışıyorum. İkincisi dürüstlük. Çünkü dürüstlük olursa her şey daha rahat ilerleyecek. Üçüncüsü ise hırs. Hırsını kontrol altına tutabilen herkes başarılı olabilir. Bunu ne kadar iyi yönetebilmek tamamen insanın kendi tecrübeleriyle elde edebileceği bir şey. Ben her zaman durduğum yerde olmayı sevmeyen, hep bir tık daha ileriye kendimi ve yanımdakileri taşımayı seven bir yapıda olmaya çalışıyorum.

*20 yaşındaki kendinize ne söylemek isterdiniz?

Hayata karşı çok büyük mağlubiyetleri olan bir insan olarak kendimi görmüyorum. Ancak kariyerime bir yurt dışı eğitimi eklemek isterdim. İmkanlar da oldu ancak o dönemki hayat kararları bize buna yapmamaya itti diyelim.

*En sevdiğiniz huyunuz nedir?

Sorun çözmede iyi olduğum söylenir. İçinde bulunduğum organizasyonlarda sorun çözme konusunda fikirler üretebiliyorum. Bu iyi bir özellik. Bu huyumu seviyorum. İhtiyaç olduğunda bir kişinin bunu yapması gerekiyor. O kişi olmak açıkçası hoşuma gidiyor. Liderlik özelliğimin temeli de buradan geliyor olabilir.

*En sevmediğiniz huyunuz nedir?

Açık sözlüyüm. Bir şeyi gördüğüm zaman o eleştiriyi yapma konusunda kendimi tutamıyorum. O an söylediğinizde insanları kırabiliyorsunuz. Bunu, kendimce kötü bir kusur olarak görmüyorum ama bulunduğumuz hayat standartlarında bu huyumu dizginlemek isterim ama zor oluyor.

*Neye tahammülünüz yok. En çok neye kızarsınız?

Öngördüğüm ve uyardığım bir konuda hata yapılırsa ben o zaman gerçekten tahammülsüz oluyorum. Bu beni çok çok kızdırır.

*Hayatta iyi ki yapmışım dediğiniz bir şey var mı?

Çocuklara dokunan sosyal projelerde daha çok mutlu oluyorum. Çocukların yüzündeki gülümseme beni çok mutlu ediyor. Dernekten örnek verirsem, çocuklar üzerine yaptığımız okul tadilat projelerimiz, hasta olan çocuklarımıza yönelik yaptığımız projelerimiz, iyi ki yapmışım dedirtiyor.

*Bu konuda yetenekliyim dediğiniz bir alan var mı?

Organize etme konusunda kendimi yetenekli görüyorum, bu konuda iyi olduğumu düşünüyorum. Bu tekim ve en iyi ben bilirim olarak algılanmasın ama iyi parçaları bir araya getirme konusunda başarılı olduğuma inanıyorum. İlişki yönetimlerime çok dikkat etmeye çalışırım. Arkadaşlarımdan kopmamaya çalışırım. Sevdiklerimle bağlarımı sıkı tutmaya çalışan birisiyim.

*Hayatta bir pişmanlığımız var mı?

Çok keşkelerle yaşamayı sevmiyorum. Çok pişmanlıkların arkasına sığınmak gibi hissetmek istemiyorum. Bir şey olduysa o hep beni olgunlaştırmıştır. Ben hep hayata böyle baktım. O yaşanan şeyi ben bugün hala yaşıyorsam demek ki oradan bir şey kazanarak o hatamla belki de ben bu oldum. O hatam olmasa belki de ben eksik kalabilirdim. Pişmanlıklarım varsa onlar iyi ki varlar. Onlarla ben olgunlaşmışımdır.

*En sevdiğiniz yemek?

Annemin yaptığı, patlıcanla köfteyi sardığı bir yemek var. Onu çok seviyorum. Egeli olarak yöresel yemekleri, otlu yemeklerin tamamını severim, ayırt etmem.

*En sevmediğiniz yemek?

Karnabahar.

*Hangi takımı tutuyorsunuz? En beğendiğiniz sporcu?

Fanatik Beşiktaşlıyım. Yetenek konusunda idolüm Sergen Yalçın’dır. Odamın duvarlarına posterlerini astım. Çok az sayıda insanın bu kadar yetenekli olduğunu düşünüyorum. Ahlak, dürüstlük ve karakter anlamında ise Süleyman Seba. İz bırakan anlamında sansasyonel futbolcu ise Beşiktaşlı Mario Gomez’dir. Üç kategoride böyle söyleyebilirim.

*Aydın’ı tek kelimeyle anlatsanız ne dersiniz?

Çok güzel bir şehir. Aydın’ı çok seviyorum. ‘İyi ki Aydınlıyım’ demekten her zaman gurur duyuyorum. İlçeleriyle, il merkeziyle Aydın’ımız güçlü bir şehir. İnşallah daha da güçlenecek.

*Dünyanın 8’inci harikasını seçmeyi size verselerdi, nereyi seçerdiniz?

İçinde barındırdığı güzelliklerle, her yönüyle, her tarafıyla, komşu ülkeleriyle bence Ege Denizi bir dünya harikası.

*Elinizde sihirli bir değnek olsaydı, dünyada neyi değiştirirdiniz?

Çocuklara ve kadınlara yapılan zulmü hızlı şekilde bitirecek bir çözüm arardım. Bu sorunu giderdiğimizde zaten toplumdaki birçok sorun çözüme kavuşacak.

*Bir toteminiz var mı?

Çok fazla totemlere bağlı yaşamıyorum ama bazı maçlarda yer değiştirme totemine inanırım. Kritik penaltılara bakmıyorum.

*En son okuduğunuz kitap?

Kürşat Başar’ın ‘Aklımda Hep Sen’ adlı kitabı okudum. Şu anda ise Sabahattin Ali’nin ‘İçimizdeki Şeytan’ adlı kitabını okuyorum.

*Ne tür müzik dinliyorsunuz? En beğendiğiniz ses sanatçısı?

Çok geniş müzik kültürü olan bir insanım. Bu hayatta dinlemem dediğim hiçbir şey yok. Kulağıma hoş gelen her tür müziği dinlerim. Sıla ve Ahmet Kaya’nın şarkılarını severim.

*En son izlediğiniz dizi ya da film? En beğendiğiniz sinema oyuncusu?

‘Bir hırsızın sonu’ adlı filmi izledim. Ayrıca aynı işlerde birlikte çalışan ekipleri severim. Bu tip projeleri severek izliyorum. Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi’nin bir yapımı olan ‘Gibi’ dizisi son yıllarda izlediğim en iyi iş. Çok keyif aldığım ve güldüğüm bir dizi. Denzel Washington’ın filmlerini çok severim. Yeşilçam’dan da Kemal Sunal’ı çok beğenerek izlerim.

*Sizce, hayatı en değerli kılan şey nedir?

Aile. Gerek içine doğduğum aileme gerekse kendi kurduğum aileme bağlı bir insan olduğumu düşünüyorum. Aile bağları benim için çok önemli. Bu anlamda çocuğuma da aile bağlarını anlatmaya çalışıyorum. Çünkü, psikologlardan duyduğumuz bir cümle vardır, ‘Çocukluğuna inelim.’ Bir sorunun temelini bulamadığında buraya giderler. Mutlu bir aile yapısının benim hayatımda çok etkisi olduğunu düşünüyorum. Hala daha aile bağları çok kuvvetli olan bir aileyiz.

*Bir film çekseniz ismi ve konusu ne olurdu?

Denizde bir yaşamla ilgili bir film, belgesel çekmek isterdim. Hayatımın belli bir yerinde, uzun bir rotada, aylar süren bir seyir yapmak istiyorum. Belki bir gün onu filme alırım. İsmi ise ‘Ege’ye sevdalı bir hayat’ olurdu.

*Hayatta en sevindiğiniz an?

2020-2021 futbol sezonundaki Beşiktaş’ın şampiyon olduğu an, en mutlu olduğum andı. Çünkü, zor bir şampiyonluktu. O şampiyonluk olduğunda, gerçekten mutluluktan ne yapacağımı şaşırdım. Hem ağladım hem çok güldüm. Mutluluk ağlamasını bilmezdim, o gün yaşadım. Süreç değil de an olarak o zaman çok mutlu olmuştum.

*Hayatta en üzüldüğünüz an?

Oğlum Aras Cerit doğduktan bir hafta sonra iki ayı yorucu olan, bir yıl süreye ulaşan ayaklarında bir problemle doğmuştu. Çok şükür hiçbir kalıcı izi olmayan bir problemdi ama o tedaviyi yapmasaydık ömür boyu ayaklarında sorun olacağını öğrenmiştik. Bir haftalık baba olarak onu öğrendiğim an çok üzülmüştüm.

*Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Sorumsuzca futbol oynadığım günleri çok özlüyorum. Bundan dolayıdır ki hala arkadaşlarımla halı sahada oynamaya çalışıyorum.

*En beğendiniz söz?

Thomas Carlyle’nin ‘İşinin tutsağı olan insan başkasının tutsağı olamaz” sözünü beğeniyorum.

*Bir şeyi icat etmek isteseydiniz bu ne olurdu?

Bilgisayar derim. Onu topluma, dünyaya sunan kişi olmak isterdim.

*Bir şeyin orijinaline sahip olmak isteseydiniz, bu ne olurdu?

Atatürk’e ait bir materyale sahip olmak isterdim.

*Hangi konu açıldığında sıkılırsınız?

Kısır döngüye giren sohbetlerde bulunmayı hiç sevmiyorum, sıkılıyorum.

*Hayatta bir korkunuz var mı?

Yakınımdaki bir kişinin acı haberini aldığım zaman. O, haberi alma anı beni çok korkutur. Haberin kendisi zaten korkunç da o haberi aldığın o anı düşünmekten çok korkuyorum.

*En sevdiğiniz renk?

Siyah.

*Günlük hayatta kullandığınız en sık kelime nedir?

Hayırlı işler.

*Yapmaktan keyif aldığınız şeyler nelerdir?

Yeni başlayan bir deniz tutkum var. Denizde olmayı, vakit geçirmeyi seviyorum. Futbol oynamaktan, ev aktivitelerinden film, belgesel, dizi izlemekten, Play Station oynamaktan keyif alıyorum. Seyahat etmeyi, arkadaşlarımla vakit geçirmeyi de seviyorum.

*Asla hayatta yapmam dediğiniz bir şey var mı?

Bir kadın, bir çocuk veya herhangi bir kişiye asla fiziksel şiddet uygulamam. Bu yaşıma kadar da hiç kimseye fiziksel şiddet uygulamadım.

*Gençlere bir çağrınız var mı?

Her şey insan için. Hata yapmaktan korkmasınlar ama uyuşturucu olan tüm maddelerden uzak dursunlar. Bu uyarı hepimiz yapmalıyız ki her yerde karşılarına çıksın. O hatayı ilk yapmayı düşündüğü an, bir uyarı gözüne takılsın. Hiçbir şeyin çözümü olmayan, bir anlık kendisini yalandan iyi hissettikleri bir şeye sığınıp bütün bir hayatının temeline dinamit koymamalarını öneririm. Buna ulaşabilecekleri ortamdan ayrışmak için de en iyi alternatif, spor. Ben, çok uzun yıllar spor yapan, halen daha yapan birisi olarak gençlerimize çağrım, spora yönelsinler. Gençlerimizin uyuşturucu maddeden uzak durmalarını öneriyorum. Ayrıca, sivil toplum kuruluşu bilincini biz şehrimizde, ülkemizde yaymaya çalışmalıyız. Buralarda önemli paylaşmalar oluyor. Bu paylaşımlardan çok ciddi gerek sosyal dostluklar gerek ticari bağlar, proje fikirleri ortaya çıkıyor. Beşiktaşlılar Derneği’nde bize bir fikir ulaşıyorsa, biz o dernekte var olan ve güvenilir olduğumuz için. Orada biz olmasak belki yardım projesi aklına gelen kişi bize gelmeyecek. Aydın Genç İş İnsanları Derneği’nde (AYGİAD) geçtiğimiz yıl bir proje tamamladık. Bu proje, insanların gelişimine, üretimine uzun vadede fayda sağlayacak bir projeydi. Bu fikir de AYGİAD güçlü bir yapı olduğu için bize sunuldu, biz sahiplendik projeye. İnsanlara önerim, vakitleri kaldıkça sivil toplum kuruluşlarına girsinler, buralara fayda versinler, faydalansınlar. Bu çalışmalar halkla buluşmadığı sürece hiçbir değeri yok. Şöyle de bir temenni de bulunmak istiyorum. Öncelikle ekonomik ve sosyal açıdan ülkemizin üzerindeki kara bulutlar dağılır. En kısa sürede refaha ulaşırız. Ben iş insanı olarak ülkede bir sorun gözlemliyorum. Umarım bu sorunlar aşılır, herkes refah içerisinde yaşantısına devam eder. Beşiktaş taraftarı olarak başta futbol takımımız olmak üzere tüm branşlarda adil bir rekabetin içerisinde kazanan biz oluruz. Şehrimizin tüm takımlarına da başarılar diliyorum. Beşiktaşlılar Derneği’nin seçim sürecinde arkadaşlarımızla bir slogan bulmuştuk. ‘Aydın’da Beşiktaş’ı, Beşiktaş’ın olduğu tüm coğrafyalarda Aydın’ı temsil etmeye çalışıyoruz.’ Ben bunu artık Beşiktaşlılıktan öte şehrini seven bir insan olarak hayatıma da düstur edindim. Gittiğim her yerde bu bilinçle hareket etmeye çalışıyorum. Şehrim için faydalı şeyleri almaya çalışıyorum.