Söke ilçesi sanayi faaliyetleri nedeniyle ciddi hava kirliliği sorunları ile karşı karşıya. Özellikle Söke Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların bacalarından çıkan kimyasal gazlar, enerji ihtiyacı için yakılan yakıtların ilçenin üzerini örtü gibi sarıyor. Ege’nin can damarı olan Büyük Menderes Nehri de geçtiği illerden bırakılan sanayi ve evsel atıklar nedeniyle kirleniyor.
Aradan geçen yıllar rağmen nehrin su kalitesinde olumlu yönde bir iyileştirmenin olmadı. İldeki endüstriyel ve jeotermal tesislerin sayısının artması Büyük Menderes Nehri’nin kirlilik yükünü arttırdı. Küresel ısınmasının getirdiği kuraklıkla birlikte bölgedeki tarımda ve biyolojik çeşitlilikte ciddi kayıplar yaşarken, OSB’deki fabrikalardan çıkartılan kamyonlarca kırık seramik parçaları eski menderes yataklarına dökülerek azmaklar kuruyor.
TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR
Ekosistemi Koruma ve Doğaseverler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, Söke’de artan çevresel sorunlara dikkat çekti. Söke Organize Sanayi Bölgesi'nde yer alan endüstriyel tesislerin çevre kirliliğine yol açan olumsuz etkilerini yerinde inceleyen ve sonrasında açıklamada bulunan Sürücü, “ OSB’deki fabrikaların bacalarından çıkan kimyasal gazların, enerji ihtiyacı için yakılan yakıtların ve bu işlemlerle birlikte bacalardan havaya atılan hava kirliliğinin, koca bir şehrin üzerini örtü gibi sardığını gözlemledik. Fabrikalardan sürekli olarak salınan atık suların önce kanallara bırakıldığını, daha sonra da Büyük Menderes Nehri'ni kirlettiğini yerinde gördük” dedi.
KİRLİLİK CİDDİ BOYUTLARDA
Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 2011 yılı Aydın Çevre Durum Raporu’nda, Büyük Menderes Nehri'nin çeşitli kirleticilerle kirletildiğinin belirtildiğini ifade eden Sürücü, aradan geçen 14 yılda olumlu yönde bir iyileştirmenin olmadığını dile getirdi. Aksine endüstriyel ve jeotermal tesislerin sayısının artarak Büyük Menderes'in kirlilik yükünün daha da arttığının altını çizen Sürücü, “Aydın ilinde Büyük Menderes Nehri ile sulanan bölgelerde yetişen bazı sebze ve meyvelerdeki ağır metal kirliliğinin ciddi boyutlarda olduğu anlaşılıyor” diye konuştu.
“AZMAKLAR ÇİFTÇİLERİN SİGORTASI”
Sürücü, “İncelemeler sırasında OSB’nin güneyindeki tarlalardan çıkan dumanın, muhtemelen bir fabrikanın atıkları olan pamukumsu bir malzemenin yakılmasından kaynaklandığını ve kamyonlarca kırık seramik parçalarının eski menderes yataklarına döküldüğünü gördük. Tarımda ve biyolojik çeşitlilikte kayıplar yaşarken, azmakların bu şekilde doldurulması gelecekte büyük sorunlara yol açacaktır. Kurak yaz aylarında Menderes'in kuruduğu düşünüldüğünde, azmakların çiftçiler için sigorta olduğu unutulmamalıdır” diyerek azmakların önemine işaret etti.
“SULAK ALANLARIN KURUTULMASI YASAK”
Azmakların doldurulmasının bölgedeki ekosistemin yok edilmesine neden olduğunu söyleyen Sürücü, “Aydın bölgesinde, Yenipazar İlçesi'nde bulunan Aşağı Dip Gölü, mahalli sulak alan olarak tescillidir. Söke ovasındaki azmaklar tescilli olmasa da Sulak Alanlar Yönetmeliği'nin uygulanması gerekmektedir. Sulak alanların kirletilmemesi, doğal yapılarının ve ekolojik karakterlerinin korunması zorunludur. Sulak alanlarda su kuşları popülasyonlarının korunmasına özen gösterilir. Sulak alanların doldurulması ve kurutulması yasaktır” ifadelerini kullandı.
“İLGİLİ KURUMLAR DUYARLILIK GÖSTERİLMELİ”
“Söke, günümüzde birçok çevre sorunuyla karşı karşıyadır” diyen Sürücü, “Tarım ve turizm kenti olması gereken Söke, son yıllarda halk sağlığını tehdit eden ve biyolojik çeşitliliğe zarar veren çevre sorunlarıyla mücadele etmektedir. Doğal ve kültürel kaynaklar açısından zengin olan Söke; antik kentleri, doğal alanlarıyla sürdürülebilir turizmin yapıldığı bir kent olmalı ve bu zenginlikler korunarak geleceğe taşınmalıdır. Bu zenginliklerin geleceğe taşınması ve devam eden çevresel sorunların önlenmesi için tüm kamu kurumlarının ve duyarlı insanların işbirliği yapması şarttır. Söke’de yaşayanların temiz hava, temiz su ve mutlu bir yaşam sürmesi için başta ilgili kurumlar olmak üzere tüm sivil toplum örgütleri duyarlılık göstermelidir” şeklinde konuştu.