Aydın'ın Söke ilçesinde pamuk dikiminin üzerinden yaklaşık 50-60 gün geçti. Gelinen noktada mantar, yaprak biti, pamuk kırmızı örümceği, 2 noktalı kırmızı örümcek ve yeşil sinek hastalıkları, pamuk üreticilerini kara kara düşündürüyor.
Söke Ege Tarım İşletmesi Zirai İlaçlar Bayi Sahibi aynı zamanda Ziraat Mühendisi Orhan Korkmaz ile Söke Ovası'nda pamuk ekili arazilerde, özellikle Sarıkemer Ovası'nda incelemelerde bulunarak pamuk üreticilerinin sorunlarını dinledik. Pamuk üreticileri Mustafa Karababa, İbrahim Eğrikülah, Erdal Muslu ile Mustafa Barışık, pamuk üretimi ve pamuk hastalıkları konusunda açıklamalarda bulundu.

"BU YIL SEZON BİR HAYLİ ZOR GEÇECEK"


Sıkıntıyı dile getiren üreticiler, "Söke Ovamızda ilk sorunumuz mantar hastalığı baş gösterdi.20 Nisan tarihi itibari ile ovamızda pamuk ekimine başladık ve bugüne geldik. Öncelikle ası pamuklarda mantar hastalığı kendisini gösterse de körpe pamuklarda daha belirgin olmaya başladı. Bu arada yağışların hastalıkta çok büyük etkisi olduğunu vurgulamak istiyoruz. Yağışlar fazla olunca hastalıklar sadece mantar olarak kalmıyor. Kırmızı örümcek, ballık denilen yaprak biti hastalıkları ile aşırı derecede mücadele ediyoruz. Yaptığımız zirai ilaçlamaların yanında havaların da ısınması ile birlikte bu saydığımız hastalıklar zamanla azalmaya başlayacaktır. Çünkü pamuk bitkisi yaz bitkisidir ve sıcağı sever, soğuk ve yağışlı havalar pamuk yetişmesinde olumsuz şartlardır. Tabi biz bu hastalıklarla mücadele ederken girdi maliyetleri de mecburen artıyor. Bu yıl pamuk sezonunun bir hayli zor geçeceğini gösteriyor. Bazı pamuk üreticisi çiftçilerimiz pamuk ekiminden önce tav suyu yaptılar ve bu da mantar hastalığının yayılmasına imkan sağladı. Tav suyunu vermeyen çiftçilerimizin tarlalarında bu hastalık çok çok nadir görülüyor. Bu hastalığın en belirgin yanı pamuk bitkisinin toprağın yüzeyine çıkmasına engel oluyor, bir nevi çorak bırakıyor" ifadelerini kullandı.

"ÇOK İLGİNÇ BİR YIL YAŞIYORUZ"


Ziraat Mühendisi Orhan Korkmaz ise, "1 Nisan tarihi itibariyle Söke Ovamızda pamuk ekimleri başladı. Mayıs ayının 10 ve 15 tarihleri arasında ekim yoğunluğu başladı. Şu anda pamuk Söke Ovası'nda 50 veya 60 günlük oldu. Bu yıl çok ilginç bir yıl yaşıyoruz. Özellikle mayıs ayındaki yağışlarla birlikte pamuklarda mantar hastalıkları oluşmaya başladı ve bu durum da özellikle Sarıkemer, Tuzburgazı, Atburgazı ve Doğanbey bölgelerimizde ciddi sıkıntılar yaşamaya başladık. Pamuk bitkisinin çıkışında zarar veren bu mantar hastalığı mevcut. Fusarium denilen mantar hastalığı. Bizim tabirimizle iki tip hastalık var, pamuğun çıkış anında birincisi Rizoktania (mantar hastalığı) ve ikincisi de pamuğun çıkışından sonra koza dönemine kadar devam eden Fusarium dediğimiz hastalık var. Fusarium mantar hastalığının bu yıl yoğun olmasının sebeplerinden birincisi yağışların yoğun olması. Toprağın nemli olması bu hastalığın yayılmasına etken oluyor" diye konuştu.

BİRÇOK HASTALIK MEVCUT


Toprakta birçok hastalığın bulunduğunu aktaran Korkmaz, "Özellikle Makroponia dediğimiz bakteri türü var. Yağışlı yıllarda çok fazla ortaya çıkıyorlar. Bu hastalıkların nedenleri sadece bu etkenlerle oluşmuyor. Pamuk tohumları ve sulama suyu veya yağışlar ile birlikte kullandığımız tarım aletleri ve ekipmanları başlıca faktörlerdir. Bu hastalıklar pamuk ekili alanlarda yer yer çoraklıklar oluşturuyor ve pamuk bitkisini topraktan çıkartmıyor. Sevindirici bir konu da uğur böceği larvası var pamuk bitkisinde yaşıyor, bunun özelliği de yaprak bitini yiyerek yaşamaya çalışıyor. Söke Ovamızda pamuk bitkisinin sık olması gerekiyor özellikle makinalı hasat için çok önemli. Böyle olmazsa verimin düşeceği kaçınılmazdır. Tarlada bu şekilde boşluklar olursa maliyet bir kat daha artıyor ve üreticinin para kazanması gereken bölümde zarar etmesine olanak sağlıyor" dedi.

"MALİYETLER ARTIYOR"


"Üreticilerimiz dikkatli olurlarsa, yani bitkiye gerekli imkanları sağlayıp gerekli işlemleri yaparlarsa para kazanmaları daha etkili olacaktır" diyen Korkmaz, şunları kaydetti: "Pamuk bitkisi çok hassas ve bir o kadar da enteresandır.Yetiştiği zamanda çok gaddar bir bitkidir. Ben ziraat mühendisi olarak 33 yıldır bu işle uğraşıyorum ben bile şu anda pamuk bitkisini bugün için hala öğrenmeye çalışıyorum. Bu bitki her yıl değişim gösteriyor ve her yıl başka başka sorunlarla karşımıza çıkıyor. Bu yıl için Söke Ovamızda pamuktaki hastalıklar erken olarak kendini göstermeye başladı, umuyorum bir an önce bu hastalık yok olur ve bunun için mücadele ediyoruz. Aynı zamanda pamuk üreticilerimize yardımcı olmaya gayret gösteriyoruz. Aynı zamanda Trips hastalığının ciddi anlamda zararları var, bir de yabancı ot yoğunluğu mevcut. Özellikle havaların yağışlı olması yabancı otları çıkarmaya başladı. Tabi ki bunlardan kurtarmak için ya çapa usulü veya zirai ilaçlarla ortadan kaldırmak mümkün olsa bile bu şu anlama geliyor maliyet artıyor."

"ÖNÜMÜZ PEK AYDINLIK GÖZÜKMÜYOR"


Korkmaz, sözlerini şöyle tamamladı: "Dolayısıyla Söke Ovamızın yüzde 60'lık bölümü icar yolu ile pamuk yetiştiriyor. İcar fiyatları çok yüksek, girdi maliyetleri çok yüksek, bunların yanında kullanılan akaryakıt, tohum, ilaç ve gübre fiyatları almış başını gidiyor. Durum böyle olunca önümüz pek aydınlık gözükmüyor. Pamuk fiyatlarının ciddi miktarda açıklanması gerekiyor. Ziraat odaları, ticaret borsalarının bu konuda çok ciddi anlamda çalışmaları gerekiyor. Özellikle siyasi iktidar üreticileri ayakta tutmak zorundalar ve prim desteklerini yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Eğer ki pamuğu ithal etmeye kalkarsak o zaman ülkemizin durumu daha vahim bir hal alır. Ülkemizde zaten döviz durumu iç açıcı değil hem de üretim yapamıyoruz. Böyle olunca da yabancıya daha fazla muhtaç oluyoruz. Bir konuya da değinmek istiyorum, pamuk eken üreticilerimiz her yıl azalıyor ve akabinde pamuk ekili alanlarımız her yıl azalıyor. Ege Bölgemizde ciddi anlamda pamuk alanları her yıl azalıyor, bu öylesine küçümsenecek bir konu değil. Umudumuz bu yıl ve önümüzdeki yıllarda pamuk üreticilerimiz veya üretim yapan herkesin maliyetlerini karşılayacakları, ümit ettikleri, bekledikleri fiyatlarda ürünlerinin değer kazanmalarını bekliyoruz.’’