Sokak hayvanlarının uyutulmasına içeren yasa teklifi mecliste görüşülüyor. Söz konusu yasa teklifine Aydın’daki bazı sivil toplum kuruluşlarından tepki geldi. Aydın Barosu, Aydın Diş Hekimleri Odası, Aydın Eczacı Odası, Aydın Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Aydın Tabip Odası, TMMOB Aydın İl Koordinasyon Kurulu ve Aydın Veteriner Hekimleri Odası, yaptıkları ortak açıklamada yasaya ‘hayır’ dedi.
“BUNU HİÇBİR VİCDAN KABUL ETMEZ”
Söz konusu sivil toplum kuruluşlarının ortak yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Uzun yıllardan beri, var olan kanun hükümlerini uygulamaktan kaçan, evcil hayvan bakım ve rehabilitasyon merkezlerini kurmayan, belediyelerin personeline sürgün yeri olarak gösterdiği var olan merkezlerin (barınakların) kapasitesini artırmayan ve alt yapı şartlarını iyileştirmekten kaçınan, etkin popülasyon kontrolü ve sağlığı için çalıştırılması gereken veteriner hekim ve yardımcı sağlık personelinin 10’da 1’ini dahi istihdam etmeyen, kısırlaştır, aşıla ve yerinde yaşat altın kuramından haberi bile olmayan, sahipsiz hayvanlar konusunda etkin çalışmaları sürdürecek olan, veteriner işleri müdürlükleri ve veteriner işleri halk sağlığı daire başkanlıkları kurulması gerektiği uyarılarımızı asla ciddiye almayan, gerekli gereksiz her alana dünyanın bütçesini ayıran ancak sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolü ve sağlığı konusuna gelince cebinde akrep varmış gibi davranan belediye başkanlarının, yetki sahiplerinin ve gereken desteği vermeyen merkezi yönetimin basiretsizliğinin faturası, Allah'ın dilsiz ve masum kullarına kesilemez, bunu hiç bir vicdan kabul etmez. Milletimizin vicdan hafızasında, masumları katlederek çözüm aramak yoktur ve asla olmayacaktır.”
“AKIBETİ NE OLACAK”
Açıklama şöyle devam etti: “Komisyonda görüşülen yeni kanun taslağına bakıldığında, belediyelerin barınak kurması için 2028 yılına kadar süre verileceği görülmektedir. Birçok belediyede barınak olmadığını biliyoruz, mevcut barınakların birçoğunun kapasitesinin oldukça düşük olduğunu biliyoruz. Sokak hayvanlarının sayısının 4 milyon olduğu kabul edilirse, 105 bin mevcut barınak kapasitesi, toplanan sahipsiz köpekleri barındırmakta oldukça yetersiz kalacaktır. 105 binden sonraki 3 milyon 900 bin sokak hayvanının akıbeti ne olacaktır? Burası ciddi anlamda muallakta bırakılmıştır. Yerel ve merkezi yönetimin sorumluluk almaktan mümkün olduğunca kaçınması nedeniyle inisiyatif alarak, büyük fedakarlıklarla çalışan Veteriner Hekimlerin, hayvansever vatandaşlarımızın ve sivil toplum kuruluşlarının kendi başlarına yıllardır sürdürdüğü popülasyon kontrolü ve sağlığı mücadelesinin yeterli gelmediği ortadadır. Dünyada yapılan bilimsel çalışmalar, hayvanların itlafının etkisiz kaldığını, etkin ve geniş kapsamlı kısırlaştırmanın ise oldukça faydalı olduğunu göstermektedir. Kırsal bölgelerdeki sahipsiz köpeklerin toplanması, yaban hayatı ile, insan ve evcil hayvanlar arasındaki bariyeri kaldıracak, kurt, domuz çakal ve benzeri hayvanlar yerleşim bölgelerine akın edeceklerdir.”
“VİCDANA VE AKLA UYGUN MEVZUAT İSTİYORUZ”
Açıklama şu şekilde tamamlandı: “Şehir merkezlerinde toplanan hayvanların yerini, fareler ve yılanlar dolduracaktır. Artacak olan fare popülasyonu veba salgınlarına davetiye çıkaracaktır. Fransa metrolarındaki fare baskınları hepimizin malumudur. Kanunun hazırlık sürecinde, "işi ehline verin" prensibi göz ardı edilerek, popülasyon kontrolünün anahtarı konumunda olan Türk Veteriner Hekimleri Birliğinden görüş almaktan kaçınılmış, bu nedenle pek çok problemi beraberinde getirecek olan, vicdani yaklaşımdan oldukça uzak, yaşam hakkını ayaklar altına alan, bilimle bağdaşmayan bir tasarı ortaya çıkmıştır. Yerel yönetimlerin, merkezi yönetimin, Veteriner fakültelerinin, Veteriner Hekimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının koordineli şekilde gerçekleştireceği bir kısırlaştırma seferberliği ile, 4 milyon hayvanın kademeli şekilde öldürülmesi yerine, 1.5 milyon hayvanı hızlı şekilde kısırlaştırarak, tüm hayvanları mikroçip ile kayıt altına alarak, sokağa hayvan bırakılmasının ve kontrolsüz hayvan üretimi ve satışının önüne caydırıcı cezalarla geçerek, sahipsiz hayvanların sahiplendirilmesini üst düzeyde çalışmalarla teşvik ederek çözebilmek mümkün.
Tüm bunları kapsayacak, bilime, vicdana ve akla uygun bir mevzuat çalışmasını hızlı şekilde hemen başlatalım, ülkemize yakışan ve tüm dünyaya örnek olacak çözümü hep bir elden ortaya koyalım.”
