Sigara ve Kanser

Abone Ol

Sigaranın sağlığa zararlı olduğu çok sayıdaki araştırma ile kesin olarak kanıtlanmıştır. Tütün kullanımı; akciğer, gırtlak, böbrek, mesane, mide, bağırsak, ağız boşluğu ve yemek borusu kanserlerinin yanısıra, lösemi, kronik bronşit, kronik solunum yetmezliği, koroner kalp rahatsızlığı, felç, düşük ve prematüre doğum, doğum anomalileri ve kısırlık gibi rahatsızlıklara da yol açar. Bu hastalıklar sigara içenlerde içmeyenlere göre daha sık görülmektedir. Sigara içenlerde içmeyenlere göre ölüm riski akciğer kanserinde 11; bronşit ve amfizemde 6; gırtlak kanserinde 5; ağız kanserinde 4; yemek borusu kanserinde 3; mesane kanserinde 2; koroner arter hastalıklarında 2; böbrek kanserinde 2; diğer kanserlerde 1 kat fazla bulunmuştur.
Sigara miktarı arttıkça ve içilme süresi uzadıkça kanser riski daha da artmaktadır. Sigara; kanser yanında kalp hastalıklarına, solunum sistemi hastalıklarına da yol açmaktadır. Anne-babaları sigara içen 0-1 yaşındaki çocuklarda bronşit ve zatürre sıklığı içmeyenlere göre 2 kat daha fazla bulunmuştur. DSÖ verilerine göre dünyada ölüme neden olan en önemli 8 hastalıktan 6’da tütün kullanımı bir risk faktörüdür. Akciğer kanserinde ise tütün kullanımı birinci risk faktörüdür. Tütün kullanımı hastalıklar dışında insanlarda ücret kaybına, azalan verimliliğe ve sağlık giderlerinin artmasına yol açtığından ailelere ve ülkelere ekonomik zarar verir.
Günümüzde önlenebilen ölüm nedenleri arasında en önemlisi olan tütün, kullanıcıların yaklaşık yarısını öldürmektedir. Dünyada bir milyardan fazla insan tütün ürünleri kullanmakta ve tütün kullanımı her yıl 5 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olmaktadır. Tütün kullanımı, nüfus artışı ve tütün sanayinin saldırgan pazarlama çabaları sayesinde her geçen gün artmaktadır. Eğer eğilim böyle devam ederse, tütünün 2030 yılına kadar yılda 8 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açacağı beklenmektedir. Tahminlere göre, bu ölümlerin dörtte üçü, düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşanacaktır. Mevcut sigara kullanımı değişmeden devam ederse alışkanlık bu yüzyılda yaklaşık olarak bir milyar kişinin ölümüne neden olacak ve bu geçen yüzyıldakine göre 10 katlık bir artışa işaret edecektir.
Türkiye dünyada en fazla tütün ürünü tüketilen ülkeler sıralamasında ilk 10 ülke arasındadır. Küresel Yetişkin Tütün Araştırması 2010 Raporu‘na göre; Türkiye‘de erkeklerin yaklaşık yarısı ve her altı kadından birisi sigara içmektedir. Öte yandan sigara içmeye başlama yaşı giderek düşmektedir, daha ötesi, sigara kullanımı kadınlar ve gençler arasında giderek daha popüler hale gelmektedir.
Sigara kullanım sıklığı kentsel bölgelerde yaşayanlarda kırsal bölgelerde yaşayanlardan daha fazla bulunmuştur. Türkiye‘de sigara kullanımı eğitimli gruplarda daha fazladır. Hem erkeklerde hem de kadınlarda sigaraya başlama yaşı sigara satın alınması için belirlenmiş olan yasal yaş sınırının altındadır.
EMASH kriterlerine göre sigara içen bir kişi günde 15 ve daha çok sayıda sigara içiyorsa ve günün ilk sigarasını da uyandıktan sonraki ilk yarım saat içinde içiyorsa, kişi nikotin bağımlısı olarak değerlendirilir. Bu iki kriter birlikte değerlendirildiğinde Türkiye‘de sigara içen her dört veya beş kişiden birisi yüksek derecede nikotin bağımlısıdır.
Nargile, son yıllarda ülkemizde özellikle gençlere yönelik olarak pazarlanmaktadır. Nargile kullanımı konusundaki önemli husus, dumanın sudan geçerek temizlendiği düşüncesine dayalı olarak nargile kullanımının zararlı olmadığı şeklindeki yanlış bilgidir. Adolesan dönem tütün kullanımı bakımından özel bir dönemdir ve dolayısıyla gençler tütün endüstrisinin başlıca hedef gruplarından birisidir. Yetişkinlerde olduğu gibi gençler arasında da en fazla kullanılan tütün ürünü sigaradır. Başkasının sigarasından çıkan dumanın veya sigara içen kişinin üflediği dumanın, sigarayı bizzat içmeyen kişi tarafından solunmasına pasif içicilik denir. Aktif içicilik gibi pasif içicilik de koroner kalp hastalığı, kronik solunum semptomları gibi neoplastik olmayan hastalıklar ve fetüs gelişimi üzerinde olumsuz etkilerle nedensel olarak ilişkilendirilmiştir.
Türkiye’de değişik kentlerde yapılan çalışmalarda evlerin yüzde 60-80’de sigara içen en az bir kişi vardır ve bu kişi çoğunlukla evin babasıdır. Akciğer kanseri tütün içimiyle tetiklenen tüm neoplazmalar içinde oransal olarak sigarayla ilişkilendirilebilen kısmın en yüksek olduğu kanser türüdür.
Sigara içen her 100 kişiden 16 tanesi 75 yaşına kadar olan sürede akciğer kanseri nedeniyle ölmektedir.
Tüm tütün içme şekilleri sağlığa zararlıdır ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kansere yol açtıkları gösterilmiştir. Sigara içme süresi sigara içenlerde akciğer kanseri riskinin en önemli belirleyenidir. Akciğer kanseri vakalarının çoğu onlarca yıl sigara kullanmıştır. Tütün içimi akciğer kanserinin tüm histolojik türleri için fazladan riski artırmaktadır.
Puro ve/veya pipo içimi içe çekilmesine bağlı olmaksızın akciğer kanserine neden olmakta ve risk içim miktarı ve süresine bağlı olarak artmaktadır.
Tütün dumanı insanlarda en yaygın kanserojen kaynağıdır. Mililitrede 1010 parçacık ve 66‘sı kanserojen olan 4800 bileşik içermektedir. Bunlar arasında polisiklik aromatik hidrokarbonlar ve tütüne özel nitrozaminler en önemlileridir.
Sigara dumanı solunduğu zaman duman içinde bulunan nikotin 8-10 saniyelik sürede beyine ulaşmakta, hipotalamusta nikotin reseptörlerini uyararak dopamin salınımına yol açmaktadır. Dopamin insanda mutluluk ve haz duyusu yaratan bir maddedir. Sigara içen kişiler zaman içinde bu haz duyusunu aramaya başlarlar. Bu arayış onları sigara içmeye sevk eder, bu şekilde sigara içme ve mutluluk duyusu birbirini izler şekilde bağımlılık oluşur.
İnsanlar doğdukları zaman sigara içmezler, sigara içmek, sonradan edinilen bir davranıştır. Sonradan edinilen bu davranış, vazgeçilebilir bir davranıştır.
Dünyada milyonlarca insan sigara bağımlılığından kurtulmayı başarmıştır.
O halde sigarayı bırakmak olanaklıdır. Önemli olan buna karar vermek ve bu yönde gerekli adımları atmaktır. Sigara alışkanlığında nikotinden dolayı olan bağımlılığın yanısıra psikolojik olarak bir davranış alışkanlığı da rol oynar.
Sigara bırakma konusunda profesyonel destek alınması önerilmektedir. Profesyonel destek olarak psikolojik destek ve bazı ilaçlar kullanılmaktadır.
Sigara bırakma ile ilgili önemli bir nokta, nikotin bağımlılığının bir hastalık olarak algılanması ve bu anlayış ile tedavi edilmesidir. Nikotin bağımlılığı bir hastalık olduğuna göre tedavisinin de hekim tarafından yapılması ve tedavi yaklaşımı olarak da bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntemin kullanılması gereklidir.
Sigarayı bırakmak için hiçbir zaman geç kalınmış değildir, sigara her yaşta bırakılmalıdır.
Tütün kontrolü hedefinin başarılı olabilmesi için uluslararası birliklerin ve kurumların koordineli desteğinin yanısıra ülke bazındaki devlet kurumlarının, akademik kuruluşların, profesyonel birliklerin ve sivil toplum örgütlerinin de koordineli bir yapıda çalışması gerekmektedir. Dumansız yaşam için iyi bir planlama, uygun kaynaklar, güçlü bir politik kararlılık, kitle iletişim araçlarının etkin kullanımı, titizlikle hazırlanmış kanuni evraklar ve sivil toplumun katılımı gereklidir. Dumansız yaşam alanları için yasalar konurken, devletlerin eğitim kampanyaları ile halkın geniş desteğini alması gerekir. Bu eğitimler, işyeri sahiplerine dumansız işyerlerinin faydalarını anlatacak şekilde uyarlanmalı, sigara yasağının iş yerine bir zararı olmayacağını hatta iş ortamındaki zıtlaşmaları azaltabileceği gösterilmelidir.