EMEK YAŞAR:
İncirliova’da tarımsal üretimde ürün çeşitliliği var. Pamuğa geçmeden önce Ziraat Odası Başkanı olarak ürün çeşitliliği konusunda yaptığınız çalışmaları kısaca anlatır mısınız?
ALİ KAYKI:
Pamuktan önce genel olarak İncirliova tarımını konuşalım. Ziraat Odası yönetimini devraldıktan sonra köy ziyaretlerimize başladık. Çiftçilerimiz için neler yapabiliriz konusunda araştırmalar yaptık. O yıllarda kuş gribinden köylünün tavukları ölmüştü. İlk önce kar amacı gütmeden tavuk getirip isteyen üyelerimize dağıtarak öncelikle kendi tüketecekleri, satabilecekleri yumurta üretmelerine yardımcı olduk. Yine yaptığımız tespitlerde cevizden de iyi verim alındığını görünce üreticilerimize 10 bin ceviz fidanı dağıttık. Bunun yanında çiftçimizin ihtiyacı olan zirai ilaçlama makineleri ve ekipmanları alarak onlara yardımcı olmaya çalıştık. Biliyorsunuz İncirliova’da İncir Araştırma'mız var. Kurum çok iyi bir müdüre sahip. Biz Ziraat Odası olarak onların koordinasyonunda üreticimizi yönlendiriyoruz. Ayrıca İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü de bize yardımcı oluyor.
EMEK YAŞAR:
Sebze üretimi ve pazarlamasında İncirliova, özelikle de Acarlar bölgede öne çıkıyor. Ne gibi ürün çeşitliği var?
ALİ KAYKI:
Bizde 'İncirliova–Acarlar' denilince, Türkiye’nin her tarafına sebze gönderen yer olarak biliniyor. Bu ürünlerin hepsi ovamızda yetişiyor. Yetmediğinde soğan, patates gibi başka bölgelerden takviye alınarak pazarlanıyor. İncirliova sebze üretimi için öyle bir cennet ki, toprakların küçük ama verimli olması, uygun ikliminin yanı sıra sebze üretiminde uzmanlaşmış üreticilerin olması özellikleriyle bölgemiz sebze üretiminde öne çıkıyor. Bu günlerde ovamızda Kuşadası’ndan bir üretici tarafından avokado ekimi gerçekleştiriliyor. Olursa, üreticimize yeni bir alternatif ürün ve yeni bir kazanç olur. İncirliova çilekte de iddialı. Şu anda kapalı ve açık alan olmak üzere çilek üretimimiz 3 bin dönümü buldu. Sofralık ve salçalık domates üretiminde de iddialıyız. Mısır ekim alanları azalırken, gelişmekte olan bir hayvancılığımız olduğu içinde silajlık mısıra devam ediyoruz.
EMEK YAŞAR:
Pamuk ekim alanlarında tüm Türkiye’de artış olduğu gibi, sizde de artış var. Pamuk üreticilerinin karşılaştığı sorular, çözüm önerilerinizi kısaca anlatır mısınız?
ALİ KAYKI:
Aydın’da pamuk yıllar önce zirvedeydi. Daha sonra maliyetlerin yükselmesi, pamuk fiyatlarının düşmesi nedeniyle üretim pamuğun alternatifi olan mısıra kaydı. Son altı, yedi yıldır pamuk fiyatlarının tekrar yükselmesi nedeniyle üretici yeniden pamuğa döndü. Şu andaki fiyatlar iyi mi? İyi değil. Önceki yıla baktığımızda iyi görünüyor. Ancak mazot, gübre ve zirai ilaç fiyatlarının bu yıl aşırı yükselmesi, nispeten yükselen pamuk fiyatlarını eritti. Girdilerdeki bu yükseliş çiftçiyi para kazanmaktan ziyade çarkı ancak döndürebilecek duruma getirdi. Niye böyle? Tohum çok pahalı. Bir kilogram pamuk geçen yıl bizim müdahalelerimizle 2.8 altına düşmedi. Bir kilogram pamuğu 2.8 liraya satarken, bu yıl 1 kilogram tohumu 11-12 liraya aldık. Zirai ilaçta da geçen yıl 15 liraya aldığımız zirai ilacı bu yıl 50 liraya alıyoruz. Hükümet kullandığımız mazotun yarı parasını verdi. Şimdi mazot 5.5 6 lira oldu. Yapılan mazot desteklemesi gelen zamlardan sonra işe yaramaz hale geldi. Gübrede de aynı durum yaşandı, geçen yıl gübrenin torbası 20 liraydı, bu yıl 70-80 lira oldu. Girdi fiyatlarındaki aşırı fiyat artışlarının denetlenmesi lazım. Tarım Bakanlığı'nın bu işin üstüne gitmesi lazım. Bu konuda benim her yerde söylediğimi size de söyleyeyim. Tarımı yönetenler tarımın içinden olmalı.
EMEK YAŞAR:
'2017 yılı tarımsal desteklemelerinde örtü altı üretim ve çeltik hariç olmak üzere aynı ürün arka arkaya üç yıl ekildiğinde desteklemeden faydalanamaz' tebliğde yayınlandı. Bu konudaki görüşünüz nedir?
ALİ KAYKI:
Bu kararı yanlış buluyorum. Nasıl yanlış? Bizim ovanın bir kısmında tek bir mahsul ekersin, başka mahsul ekemezsin. Bu arazileri ne yapacağız? Bu arazilerde üç yıl pamuğu ektikten sonra fiy gibi yem bitkileri ekmeyeceğiz. 'Silajlık mısır ekelim' desek bu topraklarda olmuyor. Bazı bölgelerimiz pamuktan başka ürünün ekilmesine imkan vermiyor. Biz Ziraat Odaları olarak konuyu önceki dönem Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanına anlattık. Bu kararla çok çiftçi mağdur olur. Dediğim gibi olursa kısmen ekilebilecek alanlara fiğ ekilir. Bizler bu karara karşıyız. Değişmesi lazım.
“BORSA DOĞRU İŞLERSE ÇİFTÇİ RAHATLAR”
EMEK YAŞAR:
Borsada yapılan pamuk satışların tümünün borsaya yansımadığı, bunun da fiyat oluşmadığı için pamuk fiyatlarını olumsuz etkilediği iddia ediliyor. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?
ALİ KAYKI:
Bizim İzmir Borsası tam işlevini yapamıyor. 'Bu tespitinizi neye dayandırıyorsunuz?' diye sorarsanız, üretilen pamuk miktarı Türkiye’de biliniyor. Ege Bölgesi'nde üretilen pamukta biliniyor. Üretilen pamuk borsaya yansımıyor. Bazı şeylerin işleyişi yanlış. Araştırmalar yaptım. Pamuk üretiminin düşmeye başladığı 2000’li yıllarında Borsada hükümetin bir memuru görev yapıyormuş. Şimdi bu görevli yok. Şimdi, borsada saat 12’de bir satış yapılıyor, tabelaya yazılıyor. Satışlar daha sonra da devam ettiği halde tabelaya yansımıyor. Geçen yıl şöyle bir sorun yaşadık. Pamuk fiyat olarak iyi bir değer 8.3 lirayı yakalarken, o günkü gazetelerde iplikçinin bütün pamuğu satın aldığı, 1 kilogram bile pamuk kalmadığı yazıldı. Daha sonra yeni pamuk hasat edilmeden 5 veya 10 Eylül tarihlerinde borsada pamuk satışı yapıldı. Borsa başkanına yeni pamuk henüz hasat edilmemişken bu satışın nasıl yapıldığını sorduğumda, bu satışın 15 Ekim’de teslim edilecek anlaşmalı satış olduğunu söylediler. 'Borsada tabelaya nasıl yazacaksınız?' diye sorduğumda, ‘Yazabiliriz’ cevabını aldım. Böyle bir sistem olabilir mi? Olmayan bir malı satıp tabelaya yazdırabiliyorsun. Şimdi bir de emanet usulü çıktı. Biz çırçırcıya, çırçırcı iplikçiye satış yapıyor ama bu da borsaya yansımıyor. Bunu önlemek lazım. Her malın parti numarası belli. Eğer bazı partiler borsadan geçmiyorsa ceza vereceksin. Ben iddia ediyorum ki Türkiye’de üretilen yaklaşık 900 bin ton mahlıç pamuğun 400 bin tonu borsada geçmiyor. Bakıyorum borsada çoğu günler 20-30 ton pamuk işlem görüyor. Biz Ziraat Odaları olarak bakanlığa bu konuyu görüşmeye gittiğimizde, o gün borsada 980 ton pamuk işlem gördü. Haber alındı demek ki, borsada işlem yapıldı. Pamuk üretiminin 900 bin ton olduğunu varsayarsak bu pamuğun borsadan geçmesi için günde birkaç bin ton pamuğun işlem görmesi lazım. Bu merdiven altı satışları bir şekilde önlemek gerekiyor. Çiftçinin alın teri olan pamuğun değeri yükseldiğinde dünya ile aynı paralele getirmeyen işleyişini düzeltmediğiniz takdirde, çiftçi, her yıl ‘Destekleme primini yükselt’ diye bağıracaktır. Borsa doğru işlerse çiftçi rahatlar.
EMEK YAŞAR:
Pamuk toplama makinalarına yaş pamuk toplanmasının önlenmesi için hükümetin GPS cihazı takma zorunluluğu getirmesini değerlendirir misiniz?
ALİ KAYKI:
Pamuk toplama makinesine GPS cihazı takılmasıyla ilgili toplantıda, öncelikle benim gibi makinesi olan Ziraat Odası başkanlarının, Tariş başkanlarının makinelerine cihaz takılıp çiftçinin aksayan yanlarının görmesinin sağlanmasını, bu şekilde geçişe karşı olduğumu söyledim. Bu cihazlar bana göre yüzde elli iş gördü. Bu işin rayına oturması için çok iyi takip edilmesi lazım. Biz öncelikle makinalı hasadın yapılabilmesi için bilgimizi geliştirmemiz gerekiyor. Bu konuda Nedim hocayla (Özbek) toplantılar yaptık. Makinalı hasatta yaprak döktürücülerin kullanımının zamanlamasının çok önemli olduğunu çiftçilerimize anlattık. Katılımın azlığı bizi üzse de, aynı ve başka konularda çiftçinin eğitimiyle ilgili toplantılara devam edeceğiz.
EMEK YAŞAR:
Pamuk destekleme priminin yetersizliği, veriliş biçimi tartışılıyor. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?
ALİ KAYKI:
Pamuk destekleme primi yetersiz, bugünkü şartlarda 1 lira olmalı. Primin neye göre verilmesine gelince, pamuk ekim alanlarını yeteri kadar artıramıyorsanız, destekleme priminin yine bu şekilde kilogram verilerek üretim teşvik edilerek Türkiye’nin ihtiyacı pamuk miktarının üretilebileceğine inanıyorum. Dekara dönülürse, çiftçi 'Nasıl olsa dekar başına paramı alıyorum' düşüncesiyle ektiği ürüne, bakımına özen göstermeyecek. Şimdi tarlalarımızdan aldığımız dönümde 500-600 kilogramları asla göremeyeceğiz. Pamuk üretimi, dekara verim uygulanırsa düşecektir.
EMEK YAŞAR:
Eklemek istediğiniz…
ALİ KAYKI:
Türkiye bir tarım ülkesi. Tarım gerektiği gibi desteklenirse kendi ülkemizin insanlarının giyim gıda ihtiyacını karşıladığı gibi ihracat yaparak memleketimizin ekonomisinin ileri gitmesine katkıda bulunur. Ben tarımdan kaçışı, bunun doğal sonucu olarak tarımda çalışacak genç nüfusun giderek kaybolmasını tehlikeli buluyorum.