“ATABAY İLE 3 KEZ GÖRÜŞTÜK; KISACA İCAZET İSTEDİK”
Turizmci işadamı Deniz Aktaş süreçle ilgili olarak; "Didim Belediye Başkanımız sayın Deniz Atabay ile masaya oturduğumuzda kendisinden ne istediğimizi sordu. Biz kendisinden illegal birşey istemediğimizi söyledik. Otelin ilçedeki turizm adına önemli sorunlardan biri olduğunu ve bu sorunun çözülmesi gerektiğini anlattık. Ama kendisi biz bu minvalde yaklaşmadı. Bizim tek amacımız bu binayı turizme nasıl kazandırabiliriz, nasıl resmi olarak yapabilirizdi ve bu sebeple görüştük. Ancak kendisi agresif bir tutum sergiledi ve konu restleşmeye döndü. Biz de artık bu işin yolunda giymeyeceğini gördük ve prosedürlere uygun şekilde yürütmeyi sürdürdük. Ocak sonu tekrar kendisinden randevu istedik ve tekrar gittim. İmzayı attığımızı ve yasal sürecin hızlı ve kanun şartları çerçevesinde hareket edeceğimizi söyledik. Kendisi bana hukukçuları ile görüşeceğini ve döneceğini söyledi. Kendisi dönüş yapmayınca aradım sulh yolu yada resmi yasal yollarla yürütmemizin kendilerine bağlı olduğunu ifade ettim. Kendisi artık karışmıyorum, herkes kendi yoluna gibisinden bir yaklaşım sergiledi" dedi.
“YAPI KAYIT AKTİF HALE GELDİ, İŞLEMLER İÇİN RUHSAT İSTEDİK”
City Point Otel’i 5 Nisan'da açtıklarını ifade eden Aktaş; "5 Nisan'dan 19 Nisan'a kadar binanın yapı kayıt belgesini aldık. Yedi kere aktif pasif olan bir belgeyi biz bir daha pasif olmayacak şekilde aldık. 19 Nisan'da biz bu yapı kayıt belgesini aktif hale getirdiğimiz dakikadan itibaren artık bizimle uğraşılmaya başlandı. Yapı kayıt belgesi şu demek, yapı kayıt belgesi olan bir binaya belediye başkanlığı veya büyükşehir belediye başkanı, ilçe veya belde belediye başkanlıkları ruhsat vermek zorundadır. Çünkü iskan yerine geçer. Tam kayıt belgesidir. Onunla bütün işlemlerinizi başlatabilirsiniz. Su, elektriktir yani aklınıza ne geliyorsa onunla yapabiliyorsunuz. Biz ondan sonra binanın diğer işlemleriyle ilgili olayları çözmek için mücadeleye başladık. Belediye 4 milyon liraya yakın bir borç vardı. Mühür fakelerinden kaçak kattan, işte şuradan buradan yapılan bir yazılan cezaları ödeyip bu sefer tapuyu tamamen temize çıkarma olayına giriştik. Bakın tapuyu tamamen temizleme olayına geçtik. 12 katlı betonarma, havuz ve arsası diye geçiyor. Biz bu evrakı yazılı olarak istediğimizde 23 günde verdiler. 23 günde kendi terk ettikleri, kendi projeleri, kendilerinin projelendirdiği yol olarak yaptıkları belgeyi bize 23 günde verdiler. Şimdi biz onu 23 günde aldıktan sonra iyice anladık ki artık bu işin zorlaştırılacağı önümüze her türlü engelin çıkarılacağı, biz bu kanıya vardığımızda Temmuz ayının içerisindeydik. Biz bu arada Mayıs ayında arkadaşlara ruhsat başvurusunda da bulunduk. Yapı kayıt belgemizde, geçici ruhsat, tam ruhsat verin diye. Biz o başvuruyu yaptıktan sonra birinci mühürleme atağına geçtiler. Aydın 2. İdare Mahkemesine başvurduk. O gün karar bir saat, bir buçuk saatte çıkmıştı" diye konuştu.
“AMACIMIZ KAVGA DEĞİL; ADALET İSTEDİK”
Başkan Ahmet Deniz Atabay'a mühürleme olayına gelmeden önce binayı satın alma opsiyonuyla kiraladıklarını söylediklerini belirten Aktaş; "Bizim amacımız sizinle kavga değil, dövüş değil, sulh yoluyla, hukuk yoluyla, adalet yoluyla bu işi çözmek. Mühürlemeye gelecekseniz de bir iki kişiyle gelin. Mührünüzü yapın dedik. Birinci başvurumuzu yani ruhsat başvurumuzu kabul etmediler. Birinci mühürlemeyi de sonra istinafa gönderdi kendileri. İstinaf bizim bu sefer aleyhimize verdi. O aleyhimize verdiği kararla 2 Ekim'de bizi mühürlemeye geldiler. Şimdi kamuoyuna duyuru diye bir duyuru yaptılar. Duyurunun en alt kısmında şu yazıyor Biz gerekli tebligatları, gerekli beyanları otel verdik, otelin boşaltılması için. Peki arkadaşım senin 31 Ocak'ta istinafa giden bir kararla 2 Ekim'de geliyorsun, arasında kaç ay var. O 4 ay içerisinde bu otel doluydu. 2 Ekim'de müdahale ettiğinizde de bu otel doluydu. Bu otel şu anda dolu. Yarın da dolu. Yıl boyunca da dolu olacak. Yani özrü kabahatlerinden beter. Çünkü iş kişiselleştirilmiş artık. Şu olmuş, bu olmuş. Biz belediyeye 3,5 milyon lira para ödedik. Tapunun cins değişikliğinin yapıp 12 katlı betonarme olaya dönebilmesi için. Son güne kadar bizi oyladılar. Sistem çalışmıyor felan. O üç buçuk milyon lirayla geciken maaşlarını ödediler arkadaşlar, çalıştırdığı o işçi emekli sosyal demokrat belediye emekçilerin maaşını ödedi. Ondan sonra biz Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne girin. O ekranda da 12 katlı betonarme otel havuz binası yazar. Biz o parayı ödedik. Gittik kadastroya. kadastro ölçümlerini yaptı. 19 Eylül'de biz tapuyu aldık. Aynı gün, belediye başkanlığı, kaymakamımıza yazı yazıyor. 2 Ekim'de biz mühürlemeye gideceğiz. Belediyenin artık manevra yapacak tutunacağı herhangi bir dal yok. Mağduriyet yaşayacağı, mağduriyet yaşatacağı yok. 12 kat kaçaktı, yok şuydu buydu, hiçbir şey yok."
“BU İŞ FİNALE GİDİYOR; OK YAYDAN ÇIKTI”
Herşeyin temiz olduğunu vurgulayan Deniz Aktaş; "Bu iş finale doğru giriyor. Ki biz zaten belediye bize ruhsat vermeyeceğini, veremeyeceğini, vermek istemeyeceğini, şahsileştirdiğini hepiniz biliyorsunuz. Ben de biliyorum bütün kamuoyu da biliyor. Biz 8 Ağustos'ta Şehircilik İklim Bakanlığı Aydın İl Müdürlüğüne dosyamızı sunduk. Bize tapu vermiyorlar, sizin tapu verme yetkiniz var, bize tapuyu verin. Çünkü bu bina tapusuz, ruhsatsız ömür boyu durmaz, duramaz da. Böyle bir şey de yok. 8 Ağustos'ta şehircilik müdürlüğü belediyemize yazı yazdı. Yani siz neden, niçin, niye ruhsatı vermiyorsunuz? Gerekçeli kararınızı bize bildirin. Hani neden dayandırdığınız mevzuat nedir? O dakikadan sonra arkadaşlar bu işin, bu okun yaydan çıktığını ve artık geri dönüş olmayacağını, bu geri dönüşte herhangi bir mağduriyet, herhangi bir edebiyata yer kalınmayacağını o kadar iyi anladılar ki. O gün 2 Ekim Pazartesi günü yapılan tek şey şuydu. Biz tekrar oraya gidelim. Moral motivasyonu bozalım, sıkıştıralım, arbede yaşattıralım. Onlar bize bir tane vursun. Biz onlara bir tane vuralım. Bir kavga dövüş olsun. Biz bu argümanı alalım. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi Sayın Kılıçdaroğlu'nun önüne koyalım. Mağdur edebiyatını tekrar oynayalım. Üçüncü dönem için kendimi bir daha aday nasıl gösteririm çabasıydı. Ama biz o çabayı, o hevesi onların kursağında bıraktık. O bırakmamızın sebebi şu, korktuğumuzdan veya çekindiğimizden değil. Sadece ve sadece Didim bir daha bu tür olaylarla medyaya yansımasın uğraşımız oydu."
“AKTAŞ, ATABAY’A SİYASİ MESAJ VERDİ”
Basın toplantısının sonunda siyasi bir mesajda veren Aktaş; "Şehircilik Bakanlığı yazımızı yazmış durumda, bilginiz olsun. Evrak Ankara'ya doğru yürüyüşte şunu açık ve net söyleyeyim. 5 Kasım Genel Kurulu'nda CHP Genel Kurultayında biz orada gereken işlemleri yapacağız. Ve o haberler de size gelecek. Nasıl olacağını, nasıl yapılacağını o bizde saklı. Ama Ahmet Deniz Atabay'ın gelmemesi için. O, bizi nasıl rezil ettiyse biz de onu rezil etmek için bütün atraksiyonlarımızı yapıyoruz şuan. Biz sadece bu binayı kazandırdık. Gururluyuz, haklıyız. Yasadışı hiçbir iş yapmadık, kimseye rüşvet vermedik. Kimseyi tehdit etmedi. Bize hak, hukuk, ne gerektirdiyse, ne önümüze ne konduysa biz o minvalde bugüne bu hale getirdik.” dedi.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Aydın Ses Gazetesi sitemize
abone olun.