Ormanlarımız gibi Milleti de yakacaklar!...

Aydın Valisi’nin öncülüğünde EGE illerinin valilerinin iş birliğiyle, Menderes Nehrini kurtarmak için Büyük Menderes Kanalı (MENÇEP) oluşturuldu, birkaç toplantı yapıldı.
Basında bol bol haberleri yapıldı. Demeçleri yayınlandı. Hepsi bu kadar.
Aradan 30 yıl geçti. Sonuç ortada. Menderes Nehri, kaderine terk edildi. Hiçbir canlının yaşayamadığı kanserojen deposu haline geldi.
Her işimizde olduğu gibi Menderes Nehri, su gibi değil macun gibi akmaya başladı.
Hatırlatayım. Bu su ile yetişen sebze ve meyvelerimizi yiyoruz. Tüm Aydın ilçe ve mahalle pazarlarında dikkat edin insanlar Menderes Suyu ile yetişen sebze meyveleri pazardan almaz, yemez oldu. Dağ köylülerinden alışveriş yapıyor.
BİZ CENNET ÜLKEMİZİ. İŞTE BÖYLE BİTİRİYOR. BÖYLE ÖLDÜRÜYORUZ.
SURİYELİLER, SUÇTAN MUAF MI?
Hak, Adalet ve Hukuk hepimizin devletimizden beklentisi.
Ne var ki ülkemizde yaşanan olaylar karşısında zaman cezalar hem aciz kalıyor, hem de caydırıcı olmuyor. Nazilli’de Yeşilyurt Mahallesinde oturan öğrencimin başından geçen bir olayı sizlere aktarmak istiyorum.
Yeşilyurt Mahallesinde oturan Ali Derinkuyu, benim Yamalak’tan öğrencimdir. Yeşilyurt Mahallesinde oturur.
Bir gece sabaha karşı saat 07.00 sıralarında OTURDUĞU EVİNİN BAHÇESİNDEN 4 katın pencere korkulukları çalınır.
Ali Derinkuyu’nun evinin kamera sistemi vardır. Derinkuyu’nun ifadesine göre, polisler gelir kamerayı inceler ve hırsızlık zanlısı kişileri tanırlar,
Kamera sahibine, “KARDEŞİM BUNLAR SURİYELİ BUNLARDAN BİRŞEY ÇIKMAZ BÖYLE ÇALIP ÇIRPARAK YAŞIYORLAR” demiş.
Aynı kişiler 2 gün sonra Nazilli’de sokaklardan, 2 rögar ve mazgal kapağını çalmışlar. Bu haber yerel gazetelerde yer almıştı. İfadeleri alınıp yine serbest bırakılmışlar. Yani, bir ifadeyle yola devam edin demişler.
Bu adalet midir? Suç işleyenin din, ırk ayrımı olur mu? Yasalarımız böyle suçlar karşısında bu kadar yetersiz mi?
YETKİLİLER DÜŞÜNSÜN. (KAMERA KAYITLARI ELİMİZDE MEVCUT)