Aydın’da gerçekleştirilen 49’uncu Turizm Haftası’nda, Aydın Kültür ve Turizm Derneği tarafından düzenlenen “Sümerbank’ın Işığında Desenlerin Dansı” adlı yarışmada dikilen kıyafetler, defilede sahnelendi. Büyük ilgi gören defileye, Nazilli’ye 13 yıl önce gelin gelen Ukraynalı Nadya Özel de katıldı. Kayınvalidesinin sandığından çıkardığı Sümerbank’a ait kumaştan tasarladığı kıyafetle podyuma çıkan 45 yaşındaki Nadya Özel, hem kıyafetiyle hem sahne performansıyla hem de Türk geleneklerine sahip çıkmasıyla takdir topladı.
“SÜMERBANK’IN DESENLERİNİ ÇOK GÜZEL BULUYOR”
Nadya Özel’i tebrik eden Aydın Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Fatma Yazıcı, “Dernek olarak Nazilli’deki tarihi Sümerbank Basma Fabrikası’nda üretilen kumaşları yeniden yaşatabilmek amacıyla yarışma düzenledik. Yarışmaya katılan vatandaşlarımızın diktiği bu kıyafetleri, Turizm Haftası’nda defile ile vatandaşlarla buluşturduk. Bu isimlerden biri de 13 yıl önce Nazilli’ye gelin olarak gelen Ukraynalı Nadya Özel oldu. Nadya Özel, kayınvalidesinin sandığından Sümerbank’a ait kumaşı alıp kıyafet tasarlamış. Ukraynalı gelin Nadya, kayınvalidesinin kıyamadığı, o dönemden son hatırası olan kumaştan tasarladığı kıyafetle defileye katıldı. Kayınvalidesi de bu kıyafeti çok beğenmiş. Nadya Özel, Türk gelenek ve göreneklerini çok seviyor. Sümerbank’ın desenlerini de çok güzel buluyor. Kendisine katılımdan dolayı teşekkür ediyoruz.” dedi.
“HER ELBİSENİN BİR HİKAYESİ VARDIR”
Kıyafetin hikayesini anlatan Nadya Özel ise, “Her elbisenin bir hikayesi olduğuna inanırım. Vintaj Sümer kumaşından yapılacak bir elbise projesini duyduğumda açıkçası bu beni çok heyecanlandırmıştı. Sümer kumaşların geçmişte, Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nda üretilmiş olması, bu fabrikanın Genç Cumhuriyet’in Kalkınma Planı’nın ilk önemli eseri ve Atatürk’ün eliyle açılan ilk basma fabrikası olması da projenin önemini daha da arttırıyordu.
Günümüzde istediğimiz her şeyi rahatça ve çok çeşitli giyebiliyoruz, peki ya o zamanlar?
Kavurucu Nazilli sıcaklarında pamuktan, yumuşacık bir elbise giyebilmenin nasıl bir his olduğunu düşünmüştüm. Bu düşünce beni yeni hayaller kurmaya ve fikirler üretmeye yöneltmişti. Sümer basmadan gösterişli bir Abiye elbise nasıl yapabilirdim ki? Yavaş yavaş hayal ettiklerimi sanata dönüştürmeye başladım. Sümer kumaştan abiye elbise, ilk bakışta basit bir görüntü sergileyebilir. Ancak, bu sadeliğin ardında saklı bir özgünlük yatar. Her atılan dikiş, o dönemin zorluklarını ve emeğin değerini anlatır. Ruhun ve emeğin birleştiği bu noktada bir eser ortaya çıkar. Geçmişin sadeliği ve özgünlüğü Sümer Pamuk kumaşı ile günümüzün gösterişli, paritili ve özgür kumaşlarını, bir ressamın renklerini tuvalde harmanlaması gibi birleştirdim. Artık eski ve yeni dönem tüm ihtişamı ile bir arada. Özgünlüğün ve sadeliğin derinliğinden gelen Sümer kumaştan abiyemiz ile masallardan çıkmış gibi kırmızı halıda yürüyoruz ve herkes bu güzelliğe hayranlıkla bakıyor. “Vintaj’a bir aşk” ile bu ruhu bu sadeliği temsil ediyoruz.” ifadelerini kullandı.