Kuşadası'nda, '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü' kapsamında, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kuşadası İlçe Kadın Kolları'nın, İbramakai Sanat Galerisi'nde düzenlediği panel Kuşadası'nda büyük yankı uyandırdı.
Türkiye'de, özellikle son yıllarda artan kadına yönelik şiddet olayları karşısında farkındalık yaratma adına düzenlenen panele CHP Kuşadası İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek, CHP Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Ayşegül Dağlı, CHP Kuşadası İlçe Kadın Kolları Başkanı Nilgün Yeşilçimen ve ekibi, meclis üyeleri, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileri, dernek temsilcileri, eğitimciler, Kuşadası'nın yanı sıra çevre il ve ilçelerden de yoğun bir davetli katılımı gerçekleşti. Salonda oturacak yer kalmadığı gözlemlenen etkinlikte davetlilerin biçoğu paneli ayakta izlemek zorunuda kaldı. Konusunun uzmanı isimleri konuşmacı olarak ağırlayan panel etkinliğinde TKDF Kuşadası temsilcisi Mehlike Hepdemir, Sosyal Hizmetler Uzmanı ve Psikoloji Bilimi Uzmanı Şule Güngören, Avukat Cansu Bekmez ve Uzman Klinik Psikolog Candan Atak deneyimlerini paylaşarak, kadının toplumdaki yerini ve kadının yaşadığı şiddeti bir kez daha gözler önüne serdi. İnteraktif bir şekilde devam eden panel sonunda, CHP Kuşadası İlçe Kadın Kolları Başkanı Nilgün Yeşilçimen panelistlere teşekkür belgesi takdim etti.
''HEP BİRLİKTE ŞİDDETİN OLMADIĞI BİR DÜNYA İNŞA EDEBİLİRİZ''
Panelin açılış konuşmasını yapan CHP Kuşadası İlçe Kadın Kolları Başkanı Nilgün Yeşilçimen, ''Kadına yönelik şiddeti dünya genelinde milyonlarca kadının yaşadığı bir trajedidir'' sözleri ile başladığı konuşmasına, ''Kadına yönelik şiddeti sona erdirmek sadece bir kadın sorunu değildir. Bu, toplumun ortak sorumluluğudur. Hep birlikte el birliğiyle, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayarak, şiddetin olmadığı bir dünya inşa edebiliriz'' dedi. Uzun yıllar Kuşadası başta olmak üzere birçok kentte şiddet mağduru kadın ve çocuklarla çalışan ve onlara her anlamda destek olan TKDF Kuşadası Temsilcisi Mehlika Hepdemir'in çalışmalarıyla ilgili anlatımları, salonda bulunan dinleyicilere oldukça duygulu anlar yaşattı.
''ŞİDDET FARKLI ŞEKİLLERDE KARŞIMIZA ÇIKMAKTADIR''
Panelde söz alan Uzman Klinik Psikolog Candan Atak ise, şiddetin tanımı ve kapsamlarından bahsederek başladığı konuşmasında şiddetin, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile birleştiği zaman tanımının tam anlamıyla değiştiğinden bahsederek, ''Kadın evde oturmalı, çocuk doğurmalı, erkeğe hizmet etmeliyken erkeğin görevi dışarda para kazanmaktır. Kadın, erkeğin sanki yardımcısı şeklinde bir algı ortaya çıkmaktadır. Bize, yüzyıllardır tanımlanan bu algıyı biz bugün değiştirmekteyiz' dedi. Şiddetin, hayatın içerisinde çok farklı şekillerde karşımıza çıktığını anlatan Atak, ayrıca, ''Şiddet sadece fiziksel şiddet olarak yaşanmıyor. Bunları birkaç ana başlık altında toplarsak toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, duygusal ve psikolojik şiddet ve de fiziksel şiddet diyebiliriz. Bunların yanı sıra şiddetin farklı bir boyutu da aile içi şiddet olarak kendisini göstermektedir' dedi.
''UMUTLARIMIZI KAYBETMEMELİYİZ''
Panelde söz alan Avukat Cansu Bekmez ise kadın ve erkek kavramlarına toplum içerisinde oluşan bakış açılarından bahsederek başladığı konuşmasına İstanbul Sözleşmesi'nin hayatımızdaki yeri ve önemi ile devam etti. Sözleşmenin önemli maddelerini masaya yatıran Bekmez, ''İstanbul Sözleşmesi'nden her ne kadar çıkmış görünsek te aslında fiilen yürürlükte çünkü sözleşmenin kapsadığı ve korumaya çalıştığı unsurları biz 6284 sayılı kanunla, Türk Ceza Kanunu ile Türk Medeni Kanunu ile hala yürürlükte tutuyoruz. O yüzden umutlarımızı kaybetmemeliyiz' dedi.
''ŞİDDET SADECE BİR KADIN SORUNU DEĞİL TOPLUMSAL BİR SORUNDUR''
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nda uzun yıllar görev alan Sosyal Hizmetler Uzmanı ve Psikoloji Bilimi Uzmanı Şule Güngören'de, panel konuşmasında özellikle şiddet mağduru kadınlarla yaşamış olduğu deneyimlerden bahsederek, ''Şiddet sadece bir kadın sorunu değil, toplumsal bir sorundur. Şiddet hayatımızda neden var ve neden bazı insanlar şiddete başvurma gereği duyuyor. Benim açıklamak istediğim konular bunlar. Şiddetin psikolojik, sosyal ve ekonomik anlamda nedenlerini bilmek, sonuçlarını anlamak ve önleyebilmek noktasında neler yapılabilineceğini sizlerle paylaşmak istedim. Şiddeti sona erdirmek için bataklığı kurutmamız gerekiyor. Önceliğimiz bu olmalıdır. Şiddetin varolduğu bir toplum hiçbir alanda gelişemez. Yoksulluk ve ekonomik sorunlar şiddete neden olabiliyor. Şiddet bireyde ve ailede etkili olduğu sürece o toplumun her alanına yayılır ve şiddetin olduğu bir toplum istediği noktalara gelemez'' dedi.