Gazi Osman Akhan'ın torunlarının aldığı ses kayıtlarını 2006 yılında kitaplaştıran Hüseyin Kuruüzüm, gün geçtikçe değeri daha da anlaşılacak olan bir çalışmaya imza attı. Birinci Dünya Savaşı'nda gazi olsa da Kurtuluş Savaşı'na katılmak için babasını bile dinlemeyen bir askerin anılarını kaleme alan Kuruüzüm kitabın önsözünde, "Bu tür savaş anıları içinde Jandarma Çavuşu Gazi Osman Akhan'ın anıları belki de bir çavuş anısı olması sebebiyle bir ilk de olabilir diye düşünüyoruz. Jandarma Çavuşu Gazi Osman Akhan'ın belleğinin, gözlemlerinin ve tespitlerinin hatırlanabilenleri kadarı burada anlatılmıştır ve anlatanın anlattıkları kendi sesi ile bugün dahi vardır" ifadelerine yer verdi. Kitapta Gazi'nin anlatımları önce yazı diliyle verilirken daha sonra doğal konuşma özellikleriyle de verilerek okuyucunun o günleri birebir yaşaması sağlandı.
İZMİR'E İLK GİREN ASKERLERDEN OLDU
Sözlerini sürdüren Kuruüzüm, "Jandarma Çavuşu Gazi Osman Akhan 1923'te terhis olduğunda yedi yıl savaşarak kasabasına dönmüştü. Romanya Cephesinde, Filistin Cephesinde savaşmış, göğsünden kurşun yiyerek gazi olmuş daha sonra Osmanlı Ordusunun dağıtılması üzerine kendi isteğiyle ve babasını zorlayarak tekrar Kurtuluş Savaşı'na katılmış, İzmir'e giden ilk askerlerden olabilme onuruna kavuşmuştur. Karacasu'daki Kaymakam: "Mustafa Kemal Paşa elli süvari istiyor." deyince Karacasulu gençler 1919'da babalarına at aldırırlar ve askerlik şubesi subayının etrafında Ankara'dan çağrılmak üzere toplanırlar. O günlerde Jandarma Çavuşu Gazi Osman Akhan yalvarır yakarır babasına. Ülkede savaş varsa o savaşa katılmamak ayıp gelir sona. Babası ise gazi oğlunu esirgemek ister, ama ona söz geçiremez. Diğer babalar gibi oğluna bir at alır Kurtuluş Savaşı için... Böylelikle o da katılır bu birliğe ve böylece üç yıl daha sürecek bir askerlik başlar. Bu sefer komutanları Mustafa Kemal'dir. Sandıklı, Eskişehir, Dumlupınar, Salihli, Manisa, İzmir derken İzmir'e ilk giren askerler arasında olma onuruna Jandarma Çavuşu Gazi Osman Akhan da kavuşur" dedi.
GAZİ'NİN ANILARINDAN
Gazi Osman Akhan'ın kitaptaki dikkat çeken bazı anlatımları şu şekilde:
"On kişi kadar toplandık. Bizi askerlik şubesine gönderdi. Şubeye biz süvari olacağız diye vardık. Askerlik şubesindeki yetkili silahınızı da atınızı da kendi paranızla alacaksınız dediler. Babam bir at alıverdi. Karacasu'da elli kişi olduk. Başımıza bir subay verdiler. İki ay kadar Karacasu'da kaldık. Karacasu'da talim ettik. İki ay kadar sonra Mustafa Kemal bizi istedi. Sandıklı Ovasına gittik."
**
..
"Romanya'dan İstanbul'a yaralı geldim. Tedaviden sonra beni tekrar Romanya'ya sevk ettiler. Tuvalete gideyim derken treni kaçırdım. Gitmek için her yer başvurdum. Beni yollayın, yanlışlıkla 26. fıkra yazılmış. Ben de 26. fıkra olduğunu sonradan öğrendim. 26'yı 25 yazıverin dedim, yazmadılar. Burada depo askerleri dizilecekmiş, oraya yolladılar.
**
...
-Yine mi savaşa gidecektin.
-Gidecektim
-Sen askerlikten korkmuyor musun?
-Niye korkayım yaralanırsam gazi, ölürsem şehit olurum. Nasıl olsa gazi kaldım.
-Hadi çık.
Konuştuklarım hoşuna gitti herhalde, gülüştüler. Oradan çıktık. Bölük tayin oldu. Babama çabucak mektup yazdım. Param yoktu
**
...
Tekirdağ'dayım diye yazdım. Oysa çok önceden babam biz hastanede iken İstanbul'a para göndermiş. Ama bize gönderilen para hastaneyle gelmeden biz oradan ayrılmışız. Bu para alıcısı olmadığı için Karacasu'ya geri gönderilmiş. Annem rahmetlik para geri geldi demek ki oğlum öldü diye ağlamış.
**
GAZİ OSMAN AKHAN KİMDİR?
Kitapta Gazi'nin hayatı hakkında, "Karacasu'da 1897'de doğdu. Kadı Hacı Ahmetler Sülalesinden Hafız Kadı Ahmet'in oğludur. Birinci Dünya Savaşı'nda askere alındı. Romanya Cephesinde gazi oldu. Filistin Cephesinde savaştı. Kurtuluş Savaşına katıldı. Ülkemizin kurtuluşu ile birlikte Karacasu'ya döndü. İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. 1986'da Karacasu'da vefat etti. Mezarı şehir mezarlığındadır" bilgisi verildi.
