Aydın İli Karacasu İlçesi, Karacaören, Ataköy ve Denizli'ye bağlı Yeşilyurt, Hisar ve Kıranyer Mahalleleri sınırları içerisinde Enerjisa Enerji Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Hacıhıdırlar Rüzgar Enerji Santrali (RES) (15 Türbin 82,5 MWm/45MWe) Projesi" gündemde düşmüyor. Projenin yapılacağı alanda arazisi bulunan vatandaşların açtığı dava sonucu ÇED sürecinde verilen yürütmenin durdurulması kararı Danıştay tarafından bozulmuştu. Cumhurbaşkanlığı proje kapsamında toplam 63 parsel için acele kamulaştırma kararı verirken vatandaşlar konuyu Anayasa Mahkemesine götürme kararı aldı.
Hukuki süreç bu şekilde devam ederken EPDK da bürokratik işlemleri sürdürüyor. Bu kapsamda kamulaştırılacak yerlerle alakalı uzlaştırma toplantısı düzenlendi. Toplantı davetinde, "Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 10/02/2022 tarihli ve 10774-12 sayılı kararı ile Enerjisa Enerji Üretim Anonim Şirketi adına Aydın ve Denizli'de kurulacak olan Hacıhıdırlar RES üretim tesisi için 10/02/2022 tarihinden itibaren 39 ay süreyle önlisans verilmiştir. Söz konusu üretim tesisinin kurulabilmesi için gerekli olan taşınmazlar hakkında Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından kamulaştırma kararı verilmiştir. Bu kapsamdaki kamulaştırma işlemlerine konu taşımazların 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 8. Maddesine göre anlaşarak satın alınması amacıyla bir toplantı düzenlenecektir.
Satın almaya yönelik uzlaşma görüşmeleri belirtilen yer ve saatte yapılacaktır.
Toplantıda uzlaşma sağlanamadığı takdirde 2942 sayılı kamulaştırma kanunun 10. maddesi gereğince taşınmazın bedelinin tespiti ve maliye hazinesi adına tescili için kurumumuz tarafından asliye hukuk mahkemesine başvurulacaktır" ifadeleri yer aldı.
Arazi sahipleri ve EPDK yetkililerinin katılımıyla Atatürk Parkında düzenlenen toplantıda Enerjisa yetkilileri de yer aldı.
TOPLANTININ GEREKÇESİNİ ANLATTI
Toplantının açılış konuşmasını yapan EPDK yetkilisi, "Bu yapılan yatırım bir kamu yatırımı. Sizin arazilerinize bir ihtiyacımız oldu. Bu sebeple kamulaştırma kararı alındı. Acele kamulaştırma bedelleri maliklerin hesaplarına yatırılmış zaten. El koyma kararı da çıktı. Şu an şirketin araziye girme yetkisi bulunuyor. Ama biz usulü tamamlamak için buraya geldik. Kamulaştırma kanununun 10. maddesi gereğince el koyma bedellerini sizlere teklif edeceğiz. Teklifleri uygun görürseniz tutanak imzalayacağız. İmzalanan tutanakla sizin araziniz kesinlikle şirkete geçmeyecek. Maliye hazinesi adına tescil olacak. Sizin arazileriniz devletin olacak bundan sonra. Şirkete sadece lisans süresince kullanma hakkı verilecek. Biz Enerji Piyasası Düzenlenme Kurulu olarak yarın bir gün başka bir şirketi uygun görürsek onları da yetkilendirebiliriz. Devlet olarak kendimizde üretim yapabiliriz. Bunu özel sektöre peşkeş çekiliyor olarak düşünmeyin. Öyle bir durum yok. Bu proje stratejik bir proje. Türkiye çapında da önemli bir proje. Biz sizinle bir usulü tamamlamaya geldik. Uzlaşmak istiyorsanız bir tutanak imzalayacağız. Eğer uzlaşmazsanız kurumumuzun avukatı bir bedel tescil ve tespit davası açıyor. O dava neticesinde taşınmasınız maliye adına tescil ediliyor. Herhangi bir iptal davası ya da kamulaştırmanın yürütmenin durdurulması davası açmazsanız böyle bir durumumuz var. Mahkeme burada el koyma bedelinin üzerinde de bir bedel tespit edebilir. Altında da bir bedel tespit edebilir. Burası bir kamu yatırımıdır. Burası Enerjisa'nın değil devletin yatırımıdır. EPDK olarak bunun arkasındayız" ifadelerini kullandı.
"BİZ NEREYE GİDECEĞİZ"
Köylülerden Mehmet Ali Dedeoluk, "Bizim yerlerimiz birinci sınıf tarım arazisi. Biz bunu mahkemede kazandık ama bu yukarıda ayak oyunlarıyla kaybettirildi ama biz bu davaya devam edeceğiz. Enerji gerekiyorsa mevcut 22 direğin olduğu yere 22 tane daha 52 tane daha direk dikilsin. Ama sizin yapmak istediğiniz yerler birinci sınıf tarım toprağı. Biz nerede tarım yapalım. Onu söyleyin, bize yer gösterin. Devlete bedelsiz verelim. Bir yer gösterin, biz de oraya taşınalım. Tarımla geçiniyoruz biz. Yerleri gidelim görelim. Siz bizi oradan söküp çıkarmak istiyorsunuz. Biz anayasa mahkemesine gideceğiz. Direk dikilen arazilerin etrafı da zarar görüyor. Mesela kekik yetişmez oldu" şeklinde konuştu.
KURUM YETKİLİSİ: "BENİM DE ARAZİM KAMULAŞTIRILDI"
EPDK yetkilisi vatandaşın sözlerine karşılık, "2018'de burası yenilebilir kaynak alanı ilan edilmiş. Ben Ankaralıyım. Benim arazimin ortasından Karayolları Genel Müdürlüğü çapraz yol geçirdi. Benim arazim 4'e bölündü. Devlet bunu yapmak istediği zaman bir şekilde yapıyor. Tabiki haklarınız saklı. Her yere başvurabilirsiniz. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti. Ben devlet memuruyum. Kamulaştırma işlemleri için ülkenin dört bir yanına gidiyorum ama devlet benim arazimden de yol geçiriyor" şeklinde yanıt verdi.
Bir vatandaş, "Bu ev benim burada hayvan ağılı var. Bu pervane bu eve 100 metre. Buraya direk kurulursa ben burada hayvancılık yapamam. Bu direğe yıldırım düşse ben zarar göreceğim. Bu arazi 30 dekar. Bu 30 dekar arazi yok oluyor. Kullanılmaz hale geliyor. Tam göbeğinde" sözleriyle tepkisini dile getirdi.
MUHTAR DA TEPKİ KOYDU
Köy muhtarı Hüseyin Dibek, "300 parseli adam onayladı şerhledi. Projede olmayan bin 700 parsel hala neden şerhli. Bunları bari şerhden çıkarın. Her yerde engel çıkarıyor vatandaşa. Ben köyün muhtarıyım. Tapu müdürü bana bile bilgi vermedi. Vatandaş arazisi üzerinden kredi bile çekemiyor. Kaynak suyunun olduğu yer bile kamulaştırılmış. Geçenlerde TEİAŞ bir karar çıkardı. Şu gördüğün ovada dekarı 400 bin lira. 190 bin lira yazmışlar. Tam yarısını yazıyorlar. Adam 350 bin lira yer aldı. 30 bin lira yazılmış dekarına. Yok böyle birşey" dedi.
Bir başka vatandaş, "Benim cevizlik ve elmalığım var. Dönümüne 30 lira değer biçmişler. Şimdi 30 liraya ne var. 30 liraya ben bir kilo domates alamıyorum. Keşfe çıkacaksınız öyle değer biçeceksiniz benim yerime. Elma var, erik var, armut, ceviz herşey var. Nasıl metrekaresine 30 lira veriyorsunuz" diyerek düşüncelerini paylaştı
"BU TOPLANTI NEDEN ATAKÖY'DE OLMUYOR"
Ali Dedeoluk isimli vatandaş, "Arazimde tütün yetiştiriyorum. 5 tane elma ağacım gidiyor. 3 tane ceviz ağacım gidiyor, bir tane kiraz ağacım gidiyor. Günlük 150 kilo kiraz veriyor. 26 dekar küsur yerim, 2,5 dekarını alıyor. Burada suyum var dedim. Öyle deyince, yukarıdan kazdırıver dedi. Nasıl kazdırırım oradan. Allah'ın buradan verdiği su, oradan çıkar mı? Herşeyin hakkını vereceksiniz biz de ona göre düşüneceğiz. Daha önce Işıklar da toplandık, bugün Karacasu merkezde toplandık. Ataköy'de neden olmuyor bu toplantı" dedi.
"BÜYÜK BALIK KÜÇÜK BALIĞI YUTUYOR"
Başka bir vatandaş, "Büyük balık Küçük balığı yutuyor ne yazık ki. Demorkasinin az olduğu ülkelerde maalesef böyle. Benim param var ben yaparım diyor. Yere insan dikseniz insan bitecek bir yer bu araziler. En azından burada vatandaşların malının değerinin karşılığı verilmeli. Direklerin dikildiği yerlerde statik elektrik toprağa veriliyor. Siz tarım yapılır diyorsunuz ama o toprağın otunu hayvan yemiyor. Devlet böyle arazilere el koyacaksa bu tapuların ne anlamı var.
Siz buraya bizi bilgilendirme için geldiniz. Aynı Işıklar köyünde ÇED raporunda tüm halkımız bilgilendirildi dediğiniz gibi. Herkesin onayı alındı dediği gibi. Kimse bir ağzını açıp konuşmadı. Aydın İl Jandarma Komutanlığından belki 500 tane jandarma geldi. Ama ÇED raporu nasıl düzenleniyorsa, bu halkımızı çok iyi bilgilendirildi diye yazıyor. Arkadaş vatandaş konuşturulmadı bile. Halk galeyana geldi. Ortalık karışacaktı. Devlet zaten görevini yapmış olsa oraya ÇED raporu çıkmaz. Yere ÇED raporu çıkması imkansız" şeklinde konuştu.
"DEDEMİZDEN KALDI BU TOPRAKLAR"
Kurum avukatının bu sözlere karşı kullandığı, "Tarım stratejik bir şey tabi ama enerji de öyle. Enerjide geri kaldığımız zaman Allah korusun vatansız kalacağız" ifadeler dikkat çekti. Bir başka vatandaş, "Ben bir gazi torunuyum. Dedem bu memleket için sağ kolunu Çanakkale'de bırakmış. Devlet dedemin maaşını ödeyememiş. O tarlanın iki tanesini devlet vermiş dedeme. Topraklar bize dedemizden kaldı. Ne oluyor şimdi. Sabancı gelsin burada Türkiye'yi savunan adamların yerine çöksün" dedi.
"NASIL HAYVANCILIK YAPACAĞIM"
EPDK yetkilisi, "Çökme diye bir şey yok. Devlet var, EPDK var. Sabancı bunu sadece işletiyor öyle düşünün. Devlet kendisi üretmiyor orada elektriği. Sabancı üretiyor" şeklinde yanıt verdi.
Diğer arazi sahipleri de, "Ben orada hayvancılık yapıyorum. Gidecek başka hiçbir yerim yok. Oraya direk kurulunca benim yaşantım zorlaşıyor. Direk eve çok yakın. En azından direği evimizden uzaklaştırın. Uzaklaşmazsa ben direk kurdurmam. Biz elektriğe karşı değiliz. Biz tarlalarımızın gitmesine karşıyız. Biz torunlarımıza ne bırakacağız. Biz nereye gideceğiz" ifadelerini kullandı.
VATANDAŞLAR HUKUKİ MÜCADELE VERİYOR
Ataköy Mahallesinde bin 200 rakımda kiraz, armut, elma, kestane, fındık, tütün, arpa, buğday, fasulye, domates, biber, börülce, karpuz gibi sayısız ürünün susuz bir şekilde üretildiği, küçük baş, büyükbaş hayvancılık ve arıcılığın yapıldığı bölgede rüzgar enerji santralinin kurulmasının planlanması karşısında vatandaşlar bu projenin iptal edilmesi için seferber oldu.
Projenin toplamda binlerce parseli etkileyeceği öğrenilirken vatandaşlar kendilerinden habersiz arazilerine şerh konulmasına ve bu şerhlerin 3 yıldır kaldırılmamasına üstüne bir de kamulaştırma kararı verilmesine tepki gösterdi. ÇED sürecine itiraz eden köylüler Aydın Bölge İdare Mahkemesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararı ile sevinirken Danıştay'ın bu kararı bozmasıyla neye uğradıklarını şaşırdı.