Kuşadası Kadın Platformu'nun, Kaya Şavkay Meydanı'nda (Denizbank önü) düzenlediği 'Rojin'e ne oldu? Gülistan Doku nerede?'adını taşıyan basın açıklamasına Kuşadalı kadınların yanı sıra erkekler de yoğun katılım gösterdi. Platform üyelerinin okuduğu açıklamada, ''Kadın cinayetleri, çocuk istismarları çığ gibi büyümektedir. Değişen tek şey ise katil isimleri, maktul isimleri, kaybettirilen çocuk ve kadınların isimleridir'' mesajına yer verildi. Açıklamada ayrıca şu cümlelere de yer verildi;
''KADIN CİNAYETLERİ VE ÇOCUK İSTİSMARLARI ÇIĞ GİBİ BÜYÜMEKTEDİR''
''Ülkenin bugün geldiği koşullarına bakıldığında, her geçen gün kadınların ve çocukların yaşam hakkının elinden aldığı, her yeni güne vahşetle uyandığı, birey olarak can güvenliğimizden şüphe duyduğumuz bir toplum yaratıldığı görülmektedir. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları çığ gibi büyümektedir. Değişen tek şey ise katil isimleri, maktul isimleri, kaybettirilen çocuk ve kadınların isimleridir. Uzun bir geçmişe sahip olan kadına şiddet, günümüzde kronikleşmiş çok ciddi bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Biz kadınlar siyasal, sosyal ve mesleki alanlarda fiziksel, psikolojik, ekonomik, mobing ve dijital şiddet başta olmak üzere birçok şiddet çeşidiyle mücadele ediyoruz.''
''YENİ BİR ŞİDDET TÜRÜ ORTAYA ÇIKTI; KAYBETTİRMEK''
''Şimdiye kadar bilinen en yüksek kadın cinayeti 2024 yılında işlendi. 1 Ocak - 31 Aralık tarihleri arasında yani 365 günde, en küçüğü 2, en büyüğü ise 88 yaşında olan 394 kadın öldürüldü. 259 kadın ölümü de "şüpheli ölüm" olarak kayıtlara geçti. Şimdi yeni bir şiddet türü ortaya çıktı, kaybettirmek. Gülistan Doku, Rojin Kabaiş bildiklerimiz, kim bilir bilinmeyen daha kaç kadın kaybettirildi. Ölü bedenler ya hiç bulunmuyor, Gülistan Doku gibi, Ya da bir göl kıyısında bulunuyor, Rojin Kabaiş gibi.
''İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇIKILMASI ŞİDDETİ TIRMANDIRDI''
''İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ve 6284’ün gerektiği gibi uygulanmaması şiddeti daha da tırmandırdı. Cezasızlık, sistem tarafından korunup kollanan katilleri daha da pervasızlaştırdı. Nedir bu şiddetiniz? Bir kadının ya da çocuğun yaşam hakkını nasıl elinden alırsınız? Bu kadın cinsinin yok edilmesinin ilanıdır. Cinskırımdır. Eril, ataerkil sistemin kadınlara uyguladığı bu şiddeti reddediyoruz. Yaşam hakkımızı kimse elimizden alamaz, her türlü şiddetin karşısındayız ve asla geri adım atmayacağız. Mücadeleyi asla bırakmayacağız. Ve unutmayın ki; Kazananlar daima haksızlığa, adaletsizliğe karşı mücadele edenlerdir.''