İYİ Parti Aydın İl Kadın Politikaları Başkanı Gönül Kırşehirli, parti binasında kadın cinayetlerine ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklama sırasında, Germencik İlçe Başkanı Sabahat Baltacı Toker ve bir grup partilinin eşlik ettiği Kırşehirli, iktidarın kadınların yaşam haklarını ellerinden alan şiddeti önleyemediğini ve caydırıcı tedbirler hayata geçiremediğini iddia etti.
Türkiye’de son 10 günde 15 kadının, 2024 yılı boyunca ise 311 kadının katledildiğini dile getiren Kırşehirli, “Daha iki gün önce Gaziantep'te akli dengesi yerinde olmadığı iddia edilen bir erkek, hamile eşini ve dört çocuğunu vahşice katletti. Bu, kabul edilemez bir tablodur. Psikolojik sorunlar, kadına yönelik şiddetin tek sorumlusu gibi gösterilerek hükümetin etkin politikalar üretmemesi asla kabul edilemez. Son yıllarda yargı sistemimiz, kadın cinayetlerinde adaletin sağlanmasında büyük bir zafiyet göstermektedir. Haksız tahrik ve iyi hal indirimleri, cinayetleri adeta teşvik eden bir hal almıştır. Erkek katiller, mahkeme salonlarında mağdurları bir kez daha öldürmektedir. Son dönemde alınan kararlar, bu yargı pratiğinin ülkemizdeki şiddet kültürünü beslediğini açıkça ortaya koymaktadır” dedi.
Haksız tahrik indiriminin uygulandığı davalara ilişkin örnekler veren Kırşehirli, şunları kaydetti:
“2019 yılında İbrahim Köksal, kendisini aldattığı bahanesiyle Sibel Köksal’ı kabloyla boğarak ve ardından bıçaklayarak öldürdü. Davada İbrahim Köksal’a tahrik indirimi uygulandı ve yalnızca 22 yıl hapis cezası verildi. 2020 yılında Sadife Yüzer, 'çocuğun kendisinden olmadığı' iddiasıyla kocası tarafından tüfekle vurularak öldürüldü. Haksız tahrik indirimi uygulandı ceza düşürüldü. Yapılan DNA testinde çocuğun kendisinden olduğu belirlendi. 2021 yılında Emine Akgül, boşanma sürecinde ve hakkında uzaklaştırma kararı olan eşi tarafından öldürüldü. Mahkeme katilin evde erkek sesi duyduğunu söylemesini 'ağır tahrik' olarak kabul etti ve cezayı indirdi. Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen belirli suçlara ilişkin cezalara uygulanan ‘haksız tahrik’ indiriminin kadına karşı şiddet suçlarının cezalarında uygulanması kaldırılmalıdır. Toplumun bu acı gerçeklere karşı sesini yükseltmesi gerekmektedir. Şiddeti meşrulaştıran, normalleştiren ve caydırıcılığını kaybeden hukuk sistemimizin acilen gözden geçirilmesi ve kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı köklü bir zihniyet değişikliğine gidilmelidir.”
Kadına yönelik şiddetle mücadelede samimi ve kararlı olduklarının altını çizen Kırşehirli, “Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve kadınların güvenliğinin sağlanması için faillerin ve süreç içerisinde yer alan kurumların hesap vermesini sağlamalı, kanunlardaki eksiklikler giderilmeli, şiddeti önleyici politikalar derhal hayata geçirilmelidir. Kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan, caydırıcı ve etkin politikalar vakit kaybetmeksizin belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Kadına yönelik ayrımcılığa neden olan, kadına yönelik şiddeti onaylayan, yeniden üreten tüm olumsuz yargıların ve geleneksel tutumların değiştirilmesi amacıyla tüm topluma etki edecek bilinçlendirme, farkındalık ve zihniyet dönüşümü seferberliği başlatılmalıdır. ‘6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ etkin bir şekilde uygulanmalı, caydırıcılık ve adil cezalar açısından infaz yasasında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır” diye konuştu.
Kadınların yaşam hakkını korumak için mücadele etmeye devam edeceklerini vurgulayan Kırşehirli, “Artık her bir kadının yaşam hakkı güvence altına alınmalı, adalet gerçek anlamda sağlanmalıdır. Kadınların eşit haklara sahip olduğu, özgür ve güvenli bir Türkiye için mücadele etmeye devam edeceğiz. Artık bu ülkenin kadınları yalnız değil. Adaletin sağlanması için tüm kararlılığımızla çalışacağız” diyerek konuşmasını noktaladı.