Kuşadası ekosistemi Koruma ve Doğasevenler Derneği (EKODOSD), Adnan Menderes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Türkozan'ı konuk etti. İklim Değişikliği ve Deniz Kaplumbağaları / KKTC Kaplumbağaları konulu sunumuyla davetlilerle bir araya gelen Türkozanı, Kuşadası ve çevresinden çok sayıda doğasever katılımcı dinledi. Yapılan sunumdan sonra, konukların sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Oğuz Türkozan’a, Beyza ve Kerem Türkozan tarafından EKODOSD’un teşekkür belgesi takdim edildi.
'İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DÜNYANIN OLUŞUM SÜRECİNDEN BERİ VARDI'
'İklim değişikliği, dünyanın oluşum sürecinden günümüze tarihsel olarak değişik dönemlerde de gözlenmiş olan bir olaydır' sözleriyle konuşmasına başlayan, Prof. Dr. Oğuz Türkozan, 'Buzul dönemlerin en üst seviyesine ulaşıldığında yani günümüzden 20 bin yıl önce deniz seviyesi 120 metre aşağıdaydı. Benzer şekilde, günümüzden 40 milyon yıl önce Eosen döneminde levha tektoniği ile ilgili olarak artan CO2 nedeniyle yeryüzü hemen hemen buzullardan yoksundu. Bu deniz seviyesinin günümüzden 70 metre yüksek olduğu ve mevcut olan buz kütlelerinin eridiğinde deniz seviyesini nasıl yükseltebileceğini göstermektedir'dedi.
'BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN GÖZÜ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÜZERİNDE'
Birleşmiş Milletler'in, iklim değişikliğini izlediğini ve raporladığını anlatan Türkozan, ' İnsan kaynaklı karbondioksitin okyanuslar tarafından emilmesi deniz suyundaki karbonat kimyasını değiştirmektedir. Bu da kalsifikasyon oranları düşürmekte ve bazı deniz canlılarının fizyolojik süreçlerini etkilemektedir. Kısacası iklim değişikliği sonucunda su döngüsünde değişmesi, kara ve deniz buzullarının erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, sıcak hava dalgalarının şiddet ve sıklığının artması, ekstrem yüksek yağış ve taşkınlar ve bunların sıklığının artması gibi değişiklikler beklenmektedir. Dünyamızdaki bu iklimsel değişimler, Birleşmiş Milletlerin iki örgütü tarafından kurulan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli tarafından izlenir ve raporlanır' dedi.
'GÜNÜMÜZDE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ CANLILARIN UYUM SAĞLAYAMAYACAĞI ORANDA HIZLI'
Tarihsel süreçte meydana gelen iklim değişikliği günümüzde insan etkisiyle ortaya çıkan değişime göre oldukça yavaş ve canlıların uyum sağlayabilmesi için yeterli zamana sahiptir. Ancak günümüzdeki iklim değişikliği canlıların aynı hızda uyum gösteremeyeceği kadar hızlı gelişmektedir. İklim değişikliğini takiben canlılarda ortaya çıkan uyumsal cevapları izlemek için bazı model organizmalar kullanılır. Deniz kaplumbağaları da bunlardan biridir. Zira hem vücut sıcaklıklarını çevre sıcaklığının belirlemesi, yavruların cinsiyetinin kuluçka süresi boyunca yuva içindeki sıcaklığa bağlı olarak değişmesi, yaşam tarihleri boyunca farklı habitatları kullanmaları ve göçmen türler olmaları deniz kaplumbağalarını izlemek için önemli bir model organizma yapar. Ancak bunların yanında deniz kaplumbağalarının fosil kayıtlarının 120 milyon yıl öncesine dayanması ve bu süreçte hayatta kalıp günümüze kadar ulaşması bu canlıların hayatta kalmak üzere uyguladıkları stratejilerin belirlenmesini ve izlenmesini önemli kılmaktadır.
'DENİZ KAPLUMBAĞALARI DEĞİŞİME AYAK UYDURMAYA ÇALIŞIYOR'
İklim değişikliği ve deniz kaplumbağaları konusunda son yıllarda oldukça fazla çalışma yapılmıştır ve yapılmaktadır. Bu çalışmaların bir kısmı doğrudan gözlem sonuçlarını içerirken diğerleri uzun dönem toplanan verilerin geleceği tahmin edecek şekilde modellenmesidir. Doğrudan gözlemle yapılan çalışmalarda iklim değişikliğine bir uyumsal cevap olarak yuvalama alanlarının yavaş yavaş batı Akdeniz’e kaydığı görülmektedir. Nitekim son yıllarda İtalya ve İspanya’da yuvalama yerlerinin ve yuva sayısının arttığını gözlüyoruz. Yine ülkemizde bazı alanlarda sayıları da az da olsa yuvalama faaliyetleri kaydedilmektedir. Kuşadası bunlardan bir tanesidir. İklim değişikliği sonucunda deniz yüzeyi sıcaklığının 1.5 oC artması sonucunda üreme döneminde 27 günlük bir sapma beklenmektedir. Benzer şekilde deniz kaplumbağalarının beslenme ve kışlama alanlarında değişiklikler beklenmektedir. Sonuç olarak, iklim değişikliğinin etkilerini deniz kaplumbağalarında görüyoruz ve değişime uyum sağlamak için kendi çapında tedbirler alıyor. Ancak aynı öngörüyü maalesef insanlarda göremiyoruz'