DP 29 EYLÜL 1960'DA KAPATILDI
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü'nde öğretim görevlisi olan Dr. Işıl Tuna'nın Yassıada'da Yargılanan Demokrat Parti Kadın Milletvekilleri ve Türkiye'de İktidar-Muhalefet İlişkileri 1946- 1960 isimli kitapları adeta rehber oldu. Darbenin doğrudan Demokrat Parti'yi (DP) hedef aldığını söyleyen Işıl Tuna, "Ülkenin her tarafından önce cumhurbaşkanı olmak üzere DP milletvekilleri tutuklanmaya başladı. Öyle ki Ankara'da DP'lilerin saklanıp kaçmasını engellemek için otomobiller bagajları açık seyrediyordu" diyor.
Tutukluların Yassıada'ya gönderilmelerinin ardından bambaşka bir hayat başlamıştı. Nakil işlemleri bittikten sonra Ağustos ayı içerisinde DP'lilerin ifadeleri alınmaya başlamıştı. DP 1 Eylül 1960 tarihinde mahkeme kararı ile siyasi faaliyetten men edilmiş ve tüm mal varlığına el konulmuştu. Parti 29 Eylül 1960 tarihinde mahkeme kararıyla kapatılmıştı. Yassıada'da ise durum oldukça farklıydı. O süreci anlatan Dr. Tuna, "Ada çok sıkı güvenlik çemberine alınmıştı. Adanın kumandası elinden hiç eksik etmediği değneği ile Yarbay Tarık Güryay'da idi. Güryay mahkumlar gelmeden önce koğuşlara dinleme cihazları yerleştirmişti" ifadelerini kullanıyor.
“DAİMA METİN OLACAĞIZ”
Emine Piraye Levent, çocukları Naran ve Nejat'a yazdığı bir mektupta şöyle diyor: "Günlerce Mehmetçiğin ağlayan gözleri içimi sızlattı. Hep düşünüyorum, ağlıyor gibi geliyorsunuz içime. Sizler ağlarken, bizler ise mertçe ne olursa olsun hakkımızdan emin olarak daima metin olacağız.”
50 KELİME İLE SINIRLI MEKTUPLAR
Zor şartlar altında yazılan bu mektuplar, 50 kelime ile sınırlı tutuluyordu. Adada tutuklu bulunan milletvekillerinin aile ve yakınlarının evleri aranıyor, geriye dönük tüm malları inceleniyor, mahkumların 10 yıllık varlık, borç ve gelir beyannameleri talep ediliyordu. Süreç içerisinde mahkumların tüm mal varlıklarına tedbir konuluyordu. Böylece sadece tutuklular değil aileleri de maddi açıdan mağdur ediliyordu. Tutuklu ve yakınlarının sadece maddi değil, manevi olarak da mağdur edildiğini söyleyen Dr. Işıl Tuna, "Tutuklu DP'lilere 'düşük' yakınlarına ise 'kuyruk' gibi aşağılayıcı ifadeler kullanılıyordu. Düşükler Yassıada'da isimli film tüm sinemalarda gösterime sokuluyor, bu filmde DP'lileri aşağılayıcı ifadeler kullanılarak Yassıada'daki şartların iyiliğinden bahsediliyordu" sözleriyle yaşananları aktardı.
EŞİNİN YANINA DEFNEDİLDİ
Yassıada mahkemesinde 5 yıl hapis cezasına çarptırılan Piraye Levent, serbest kaldıktan sonra Aydın'a dönerek eczacılık mesleğini sürdürdü. 20 Nisan 1992'de, 77 yaşında vefat etti. Piraye Levent, 1952'de trafik kazasında yaşamını yitiren eşi Mehmet Mitat Levent'in yanına defnedildi.
7 KADIN MİLLETVEKİLİNDEN BİRİYDİ
14 Ekim 1960 tarihinde başlayan dava sürecinde Yassıada'ya gitmek adeta imkansız olmuştu. Çünkü askeri yönetimden izin almak ve kurallara harfiyen uymak gerekiyordu. Duruşmaların devam ettiği salonda sanıklara dikkatle bakmak, işaretleşmek, karşılıklı konuşmak, bakışmak, el kol hareketlerinde bulunmak yasaklanmıştı. Yassıada'da yargılanan milletvekilleri içinde 7'si kadındı. Piraye Levent, diğer milletvekilleri gibi ifade ve savunmalarında Cumhuriyet'e, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olduğunu dile getirmiş, ülkede dikta rejimi kurulacağına ilişkin iddiaların ise doğru olmadığını belirtmişti. Piraye Hanım tarafından annesine ve çocuklarına yazılan mektuplar, Piraye Levent’in ne kadar dik duruşlu ve kendinden emin bir kadın olduğunu gözler önüne seriyor.
'BİR AN EVVEL OLSUN'
Annesi Nezihe Yücer'e yazdığı mektuptan bir bölüm şu şekilde: "Benim canım anneciğim. Bizim davaların bayramdan sonra başlaması yine boş çıktı. Bir türlü başlayamayan bu davayı beklemek artık hepimize usanç verdi. Ne olacaksa bir an evvel olsun diyoruz. Avukatın da uğradığı yok. Dün Süreyya hanımla gelsin diye haber yolladım. Yalçın Aydın'da bir avukatla konuşmuş. Eğer çıkar tarafı varsa şurayı devlete müracaat etsinler..."
ADI PARKTA YAŞATILIYOR
Evlatlarına seslenen Piraye Levent, mektubunda şunları kaydetti: “Canım yavrularım sizi görüp de kaybetmek bana daha mı acı geldi yoksa bir kere olsun gördüğüm için memnun muyum hala tahlilini yapamıyorum. Sevindim çünkü sizleri Allah'a bin kere şükür sıhhatle gördüm; üzüldüm çünkü kısa bir zamana sığan kavuşmamız az geldi. Hep düşünüyorum, ağlıyor gibi geliyorsunuz içime. Halbuki ben sizlerden başka şeyler bekliyorum. Sizler ağlar bizler ise mertçe ne olursa olsun hakkımızdan emin olarak daima metin olacağız."
Aydın'ın ilk kadın vekili olan Piraye Levent'in adı, 2015 yılında Efeler'deki bir parka verildi.