EKODOSD’da düzenlenen sunum ve söyleşi etkinliğine Kadıkalesi-Anaia Kazısı Başkanı Doç. Dr. Suna Çağaptay ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Osteoarkeoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Kadıkalesi-Anaia Kazısı-Zooarkeolog Prof. Dr. Vedat Onar konu konuk olarak katıldı. ‘Anaia’da Rota Yeniden Oluşturuluyor: Mimari ve Zooarkeolojik veriler’ konulu ikili sunumun gerçekleştiği etkinliğe,
Kuşadası ve çevresinden kalabalık bir davetli topluluğunun katılım gösterdi.
Etkinlikte konuşan, Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğasevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, Kadıkalesi/Anaia’nın sadece günümüzdeki kazılan yerle sınırlı olmadığını ve aradaki siteleri geçip deniz kıyısına gelindiğinde, suların çekilmesiyle ortaya çıkan kalıntılardan ne kadar geniş bir çevreye yayıldığının somut olarak görüldüğünü söyleyerek, ‘Anaia’nın, geçmişte Kuşadası’nın ve çevresinin planlaması yapılırken, buradaki kültür varlıklarıyla ilgili gerekli incelemeler yapılmadan yapılaşmalara izin verildi. Ne yazık ki Kadıkalesi/Anaia’nın önemli oranda yerleşimleri günümüzde sitelerin altında kalmıştır’dedi.
KADIKALESİ/ANAİA ÖNEMLİ ORANDA SİTELERİN ALTINDA KALMIŞTIR
Etkinliğe konuk olarak katılan Prof. Dr. Vedat Onar ise,’ Kazı çalışmalarında ilk zooarkeolojik sonuçları 2009 yılında almaya başladıklarını belirterek, ‘ O günkü kale yaşantısı daha iyi anlaşılmaya başlandı. Kadıkalesi içinde barındırdığı kompleks ile hem mimari yapısı hem de içindeki yaşamıyla günlük yaşamı yansıtmaktaydı.Geçmiş toplumu anlamanın en iyi yollarından biri de insan-hayvan ilişkisini anlamaktan geçmekteydi. Çünkü o günkü kale yaşantısında beslenme alışkanlıkları ve geçinme kültürünün bir parçası olarak hayvanlar insan yaşamında önemli bir yer tutmaktaydı. 2009 yılında elde edilen ilk zooarkeolojik bulgular içerisinde Alageyik boynuzlarının çıkması ve bunların bir kısmının da işlenmiş olması dikkatleri üzerine çeken bir kale durumuna getirdi. Bu durumu ile EKODOSD’un devreye girmesi neticesi bugünkü milli parkın hayvan popülasyonu içinde Alageyiklerin de yer almasını katkı sağladı. Kadıkalesi’nde beslenme, ağırlıklı olarak karasal yöndeydi. Denize çok yakın konumda bulunsa da onun yapısal özelliği beslenmede tercihi karasal yöne kaymasına neden olmakla birlikte, belki de kalenin Kilise-Manastır kompleksi dışındaki alanlarında gün yüzüne çıkarılması bu görüşün değişmesine neden olabilecekti. Bugünkü belirlenen yeni rota ile Kadıkalesi’nin bilinmeyen birçok sorularına cevap aranmaya çalışılacak, aynı zamanda yeni bulgular ile Kuşadası kültür envanterinin genişlemesi sağlanacaktır’dedi.
İnteraktif şekilde gerçekleşen etkinlik, Doç. Dr. Suna Çağaptay’ın önümüzdeki beş yıl için planlanan turizme hazırlık ve kamusal arkeoloji planlamalarını anlatımıyla sona erdi. Yapılan sunumların ardından Doç. Dr. Suna Çağaptay ve Prof. Dr. Vedat Onar’a, kazı başkan yardımcıları Doç. Dr. Filiz İnanan, Dr. Berna Sayar Sayılan ve Kuşadası Yerel Tarihten Sedat Onar tarafından EKODOSD’un teşekkür belgeleri takdim edildi.