Uzun yıllardır yerel, sürdürülebilir bir tarım modelini yaşatmaya çalışan ve çiftliğinde zeytinyağı üreticiliği, seracılık, büyük ve küçükbaş hayvancılığın yanında, Oleatrium Zeytin ve Zeytinyağı tarihi müzesiyle Kuşadası turizmine büyük katkıları olan Gürsel Tonbul, Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğasevenler Derneği'nde (EKODOSD) davetlilerle buluştu.
'Küresel Isınma, Su Kıtlığı ve Kuraklığın Tarımsal Üretime ve Gıdaya Ulaşmaya Etkileri' konularında bilgi paylaşımında bulunan Tonbul'u dinlemeye Kuşadası ve çevresinden çok sayıda davetli geldi. Etkinlik sonunda, Gürsel Tonbul’a, Prof. Dr. Zeynep Mercangöz tarafından EKODOSD’un teşekkür belgesi takdim edildi.
'TOPRAĞIN EKİLMESİ YOKSUNLUKTAN VE BAĞIMLILIKTAN KORUR'
'Toprağın ekilmesinin çiftçinin, komşularının ve toplumun ihtiyaçlarını karşıladığını ve insanları yaşamak için ihtiyaçları olan gıdaya ulaşmaları konusunda yoksunluktan ve bağımlılıktan koruduğunu anlatan Gürsel Tonbul, 'Hakiki bir yemek kültürü; bir yerde yaşayan insanlarla, onları besleyen coğrafyanın toprağı, suyu, tohumu ve havası arasındaki bağdır. Bu kültürün bir parçası olmak için bir çiftlikte yaşamanız şart değildir. Bu çiftliklerin var olduklarını bilmeniz, çiftçilerin yaptıkları işlerin bir kısmını anlamanız ve kendinizi onların yerine koymanız yeter' diyerek Agroculture, üretme-saklama-gıda-beslenme, agro-ındustrry çağıyla ilgili bilgilendirmede bulundu.
'DOĞANIN DENGESİNİ BOZAN TÜM UYGULAMALAR ACİLEN DEĞİŞMELİ'
İklim değişikliğinin, aşırı sıcakların ve yağışların nelere yol açtığını, tarımı nasıl etkilediğini, yaban hayatındaki değişimleri, su kaynakları üzerindeki olumsuzluklarını ve küresel orman yangınları konularına da değinen Tonbul, Gıdada Agroculture’dan Agroındustry‘e dönüşmenin iklim krizine etkisinin faturasının ağır olacağını belirtti. Gıdanın geleceğiyle ve gıda güvenliğimiz için Ulusal su ve tarım politikaları konusunda öngörülere de deyinen Tonbul, doğanın dengesini bozan tüm uygulamaların acilen değişmesi gerektiğini söyledi. Tonbul, ekoloji ile ekonominin, barışık ve denge içerisinde var olabilmesiyle mümkün olacağı, tarım ve gıdanın bu zarar eşiğinde büyük pay sahibi olduğunu, gıda üretiminde yıkıcı endüstriyel tarımsal uygulamaların değişmesinin yaşamın devamı için şart olduğunu da ekledi.
'SORUN DA ÇÖZÜMÜ DE SADECE İNSANDA'
Toprak ananın bize verdiklerinin adil paylaşımla mümkün olduğunu anlatan Tonbul, 'Bu günden itibaren izlenecek tarım politikalarının (su ve toprak yönetimi) çiftçiye, üreticiye ve tabi ki tüketiciye verilecek eğitim ile destek ve imkanların; küresel iklim biliminin verilerini ciddiye almak ve kar-para değil, kar-yarar hesabı yapmak olmalıdır. Temiz su + Temiz hava+ Temiz toprak = Temiz gıda = Temiz yaşam, (Beden ve Ruh sağlığı) İnsan-Hayvan-Bitki dostluğu ile toprak ananın bize verdikleri adil paylaşımla mümkündür. Sorun da çözüm de insandadır' dedi.