EKODOSD'un Ege'den Akdeniz'e uzanan doğa ve tarihi de içine alan etkinliği yine unutulma anları da beraberinde getirdi. Gezi etkinliği kapsamında açıklama yapan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, ilk duraklarının Kaş olduğunu belirterek, 'Kaş rotasının ilk durağı yatçıların cenneti Göcek oldu. Göcek içinde hem gezdik hem de incelemelerde bulunduk. Güneşin yakıcı sıcaklığında koyu gölgesiyle Göcek kıyılarını serinleten ve harika peyzaj oluşturan Ficus ağaçlarına hayran kaldık'dedi.
'SAVAŞARAK ÖLEN YİĞİTLERİN TAPINAĞI'NI GÖRME ŞANSI YAKALADIK'
Gezilip görülen noktaların özellikle tarihe tanıklık etmiş yerler olduğunu anlatan Sürücü, 'Göcek’te en çok dikkatimizi çeken şey çay fiyatlarıydı. Marina’nın karşısında 35 lira olan çayı, herkes önce şaka sandı ama belediyenin halk evinde 1 liradan içtik. Fethiye üzerinden Anadolu’nun önemli dillerinden Luvi dilinde “şarabı bol olan” anlamına gelen şaraplar ülkesi Xanthos’u ziyarat ettik.“savaşarak ölen yiğitlerin yatağı” olarak nam salan UNESCO’un Dünya Miras Listesi’ndeki Xanthos'un mimari yapılarını inceledik. Xanthos'un bulunduğu Kınık’ta tarlaların adeta bir sera denizi gibi durduğunu, tarımla turizmin yan yana yapıldığı gördük. Kaş’ta gün batımının en güzel görüldüğü yer olan deniz manzaralı antik Antiphellos tiyatrosundan birçok yabancıyla birlikte güneşin batışını izledik. Akdeniz akşamlarının doyumsuz güzelliklerini, Kaş’ın cumbalı evlerini izledik. Her sokağında farklı mekanların ve dekorların bulunduğu, dünyanın her ülkesinden gelen insanların dolaştığı taş döşeli yollarında turladık.
'KIZILDENİZ'DEN GELEN BİRÇOK İSTİLACI TÜRÜ İNCELEDİK'
Kaş’ın küçük dar sokaklı otantik çarşıları aynı özelliğini korusa da, çevresinde 17 bin kaçak yapılaşmanın olduğunu öğrendik. Kaş bölgesinin en güzel yerlerinden biri olan Üçağız köyünden Kekova’nın doğa ve tarihle iç içe olan koylarını tekneyle dolaştık. Sıcak yaz günlerindeki gibi bir havada tertemiz koylarda yüzdük. Kaleköy (Simena)’ün zirvesinden muhteşem manzaraları fotoğrafladık. Akvaryum gibi berrak olan sualtında Kızıldeniz'den gelen birçok istilacı türü gördük. Tekneyle, Batıkşehrin günümüzde kalan yapılarını izledik.
'TURKUAZ RENKLİ KAPUTAJ PLAJI'NDA DENİZİN MAVİSİYLE BULUŞTUK
Dünyanın en güzel plajları arasında gösterilen turkuaz renkli Kaputaş plajının berrak sularında yüzdük. Bir Likya kenti olan, kıyı kumullarında Kum zambaklarının açtığı, deniz kaplumbağalarının yuva yaptığı Patara’yı ziyaret ettik. Rodos depreminde sarsıntının etkisi ve oluşan tsunamiyle yıkıldığı söylenen, Roma’nın en tanınan imparatorlarından Neron tarafından 64 yılında inşa ettirilen Patara Deniz Feneri’ni devam eden restorasyon çalışmaları nedeniyle ancak karşıdan görebildik.
'ANTİK ÇAĞIN KUTSAL MEKANLARINDAN BİRİ OLAN LETO HURMALIĞI'NA MİSAFİR OLDUK'
Antik Çağın kutsal mekanlarından biri olan ve mitolojik efsaneleriyle ünlü Leto Hurmalığını gezdik. Yapıları birbirine bağlayan yürüyüş yolunun ve tiyatronun ve merdivenlerin tabanını kaplayan ahşap alanların birçok yerinde tahribat olduğunu, ışık sistemlerinin kırıldığını, ziyaretçilerin sakatlanmasına yol açacak derecede risk yarattığını yaşayarak gördük. Umarız yetkililer bir an önce çözüm bulurlar. Son durağımız Gökova’nın doğu ucunda yer alan dünya güzeli evleriyle ünlü Akyaka oldu. Kadın Azmak’ta tekne turu yaparak suyun ve çevresindeki doğal güzellikleri izledikten sonra Kuşadası’na geri döndük.