Bir direnişin başarıya dönüşen hikayesi bu içinde güçlü kadınların çığlığı olan. Herşeyin başladığı o tarihe gidelim istiyorum. Neler yaşandı?

Muğla'nın Milas ilçesi İkiz Köy doğumlu olan Nejla Işık, çifti bir ailenin iki kızından biri olarak dünyaya gelir. Evli ve iki çocuk annesi olan Işık, tarım ve hayvancılıkla uğraşan, üreten köylü kadınlardan sadece bir tanesidir. O'nun hikayesi, yaşadıkları köyde, santrallerin işletilmeye başlaması ile birlikte ilk ateşin yakılmasıyla başlar. Açık ocak linyit maden işletmeciliği sesleri kısa zamanda da tüm köyü sarar. ''Mülksüzleşiyoruz'' diyerek anlatıyor Muhtar Işık durumu özetlercesine. Doğaya vurulan her balta, köylüyü yerinden, geçim kaynaklarından, geçmişlerinden ve geleceğinden yavaş yavaş uzaklaştırmaya başlar. 2019 yılında yanan ateş bugün büyüyerek yangın olur.

Dev makinalara karşı köy halkı olarak etten duvar ördünüz dersem yanlış olmaz. Akabinde, muhtarlığa adaylığınızı koydunuz değil mi?

Köye birbiri ardına gelen dev makinalar, aralıksız süren çalışmalar ve geri adım atmayan şirket karşısında elini taşın altına koyan köy halkı örneği az görülen bir direnişin adı olur. Köy halkı, 2019 yılından bu yana köyünü, topraklarını, ormanlarını, zeytin ve suyunu korumak için gece gündüz tabiri caizsse gözü açık uyur. Şirket bir adım attıkça köy halkı iki adım öne çıkar tüm gücüyle. Şirketin, çalışmalarına devam ederken köye gönderdiği ihbarnameler karşısında, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, İkizköy Mahalle Muhtarı seçildim diyerek anlatan Nejla Işık, ''Evet, seçimlerde köy halkının da desteği ile muhtar seçildim. 2019 yılı Mart ayı yerel seçimlerin ardından Yeniköy Kemerköy (Limak İçtaş) ortaklığındaki şirket, köyümüzü ve topraklarımızı almak için ihtarnameler gönderdiği andan itibaren madene verecek köyümüz yok diyerek köylülerimizle birlik olup bugünlere dek mücadele verdik. Köyümüzün bir mevkisini, şirket 2017 yılında istimlak etmiş ve buna karşı haklarımızı bilemediğimiz için karşı çıkamayıp orayı kaybettikten sonra yaşadığımız derin üzüntü ve keşkelerle toprağımıza ormanımıza sarıldık. Mücadelemize sarıldık ve bu haklılıkla İkizköy/Akbeleni dünya'ya duyurmayı başardık. Şimdi de hem mücadele hem muhtarlık görevimi yerine getirmeye çalışıyorum'' diyerek anlattı.

Erkek egemen bir dünyada kadın muhtar olmak kolay oldu mu peki? ''Kadından muhtar olmaz'' diyen çıktı mı karşınıza?

Kadın istedi mi dünyayı yerinden oynatacak azme ve mücadeleci ruha sahiptir. Bu bakış açısı ışığında adımlarını cesurca atan Muhtar Işık tüm olmaz demelere ve önüne çekilen setlere rağmen muhtarlığa adını yazdırmayı başarır. Amaç mücadelenin gücüne güç katmak diye anlatan Muhtar Işık, ''Eski muhtar şirkette çalışan, şirketin çıkarlarını ve menfaatini koruyan bir insandı. Madeni istemeyen, buna karşı mücadele eden köylüsünün yanında olmadı. Üstüne üstlük Işıkdere'nin şirket tarafından hile ve dalaverayla alınabilmesi için çalıştı. Köylülerimiz bu mağduriyeti bir daha yaşamamak için kamuoyunu yalanlarıyla etkilemeye çalışan, her fırsatta karşımıza dikilen, direnişimize zarar vermek için elinden geleni yapan bu insanın karşısında benim aday olmamı istediler. Oylarımızı bölmek için birlikte mücadele ettiğimiz arkadaşlarımızdan birini aday olarak çıkardı karşımıza. Kadından muhtar mı olur? Yapamaz, edemez, beceremez diyerek karalama yaptırdılar. Her türlü oyunu döndürdüler köyümüzde ancak tüm bunlara rağmen kazandık; köyümüz ve köylülerimiz kazandı.'' diyor yaşananları anlatırken.

Bu olaylar yaşanırken köyde kadınların birlikteliğinin yankılarını da fazlasıyla duyduk. Mücadele kadın olarak en ön saflarda mücadele etmek sizlere neler hissettirdi?

Bizim gücümüzün çıkış kaynağı kaybettiklerimiz, kaybedeceklerimiz, pişmanlıklarımız, yaşadığımız acılar ve keşkerimizdir. Tüm bunların derin üzüntüsü içinde yılmadık pes etmedik vazgeçmedik. Anılarımız, geçmiş ve geleceğimizi için dimdik ayakta kaldık. Biz, kadınlar olarak canımızı ortaya koyduk bu davada. Kadın istediği zaman dünyayı yerinden oynatacak bir güce sahiptir. Uzun soluklu, zorlu ve çok çetin bir yolda ben tek başıma ne yapabilirim ki dememek lazım. Mücadelemiz, bizlere kendine güvenmeyi, gücüne ve birbirine inanmayı ve en önemlisi de asla vazgeçmemeyi öğretti. Bunun adı öğrenilmiş çaresizliğe boyun eğmemektir aslında. Kadınlar isterlerse yer yerinden oynar yeterki inansın gücüne ve kendine. Bizler biliyoruz ki dünyayı, yaşadığı yeri, şehri koruyup kurtaracak ve güzelleştirecek olanlar yine biz kadınlarız. Bizler güçlüyüz, sabırlıyız, vazgeçmeyiz ve asla pes etmeyiz. Akbelen'de bizlerle olan yan yana omuz omuza çarpışan gönlü, yüreği bizimle çarpan tüm yoldaşlarımıza sonsuz sevgi saygı ve şükranlarımızı yollamak istiyorum. Hep dediğimiz gibi birlikte güçlüyüz ve başaracağız.

Bu direniş ile tam anlamıyla bir kadın devrimi gerçekleştirdiniz diyebilir miyiz?

Evet. Türkiye'nin her yeri yağma ve her yeri yıkım. Köyde, kentte, sokakta her alanda mücadelenin en önünde kadınlar yer alıyor. İkizköy, Akbelen mücadelesinde de 7'den 70'ine değil 90'nına kadar yaşlısı, genci, çoluğu, çocuğu, kadını, erkeğiyle bir mücadele veriliyor. Direnişlerde en önde cesurca ve korkusuzca, yılmadan duranlar yine kadınlardı. Jandarmanın biber gazına, tomanın tazyikli suyuna, gözaltısına soruşturmasına, üzerimize açılan davalara maruz bırakılan hep biz kadınlar olduk. Her yerde ezilen, şiddet gören, ekonomik özgürlüğü elinden alınan başta kadınlar bizleri bu denli mücadenin önüne atanda budur. Kadın anadır, doğadır, topraktır, yurttur, yuvadır. Üretmektir kadın. Akbelen'den öğrendiklerimizle İkiz Köy'de bir kadın devrimi gerçekleştirdik ve bunun için çok büyük bir gurur yaşıyoruz.

Bugün köyde durum nasıl? İleride bir gün Köydeki tarlalar, araziler için kamulaştırma kararı gelirse ona karşı da direnecek misiniz?

Seçim öncesinde Çamköy ve Karacahisar köylerini kapsayan, 190 parsel için Cumhurbaşkanlığı kararı ile acele kamulaştırma kararı çıkartıldı. Bizler bu karara karşı harekete geçtik ve o zamanın adaylarıyla görüştük. Yalnış karardan dönülmesini talep ettik. İki gün sonra yine Cumhurbaşkanlığı kararı ile iptal edildi. Aynı tehdit yine var ve her an yine olabilir. Ve evet böyle bir şey olduğu takdirde kararın iptali için dava açmayı ve her türlü fiili mücadeye devam edeceğimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Çünkü, mücadele yoksa kazanım da yoktur.

Aydın'da balık tezgahları bugün de boş kaldı Aydın'da balık tezgahları bugün de boş kaldı

Teslimiyete boyun eğseydiniz bugün bu görüşmeyi de yapamazdık o zaman değil mi?

Bizler birlik olup direnmeseydik şu anda ne köylerimiz vardı ne zeytinler ne de yaşamlarımız. Bu yüzden tam 5 yıldır köyümüzde yaşıyor, üretiyor zeytinlerimizi işliyoruz. Baştan teslim olsaydık ve vazgeçseydik bu gün üç köy de yok edilmiş ve insanlar yerinden yurdundan edilmiş olacaktı. En büyük başarı budur. Her yerden destekli, zengin iki koca şirketi yavaşlattık ve hızını kestik. Bizler de tıpkı asırlık zeytin ağaçlarımız gibi güçlü, dayanıklı ve aşkla toprağa bağlıyız. Kopmayacağız. Bir kere doğduk bir kere ölücez ama asla vazgeçmeyeceğiz. Şirket, yazdan bu yana Akbelen'de çalışma faliyetleri yapmıyor. Geri dönüp bıraktıkları yerlerde kömür çıkartıyor ve Soma'dan kamyonlarla kömür taşıyorlar. Taşıma suyla ne kadar değirmen dönerse artık.

BBC tarafından açıklanan '2024 yılında Dünyaya ilham veren 100 kadın' arasında sizin adınızı da gördük. Bu ülkemize büyük bir gurur yaşattı. Bu konu hakkındaki duygularınızı da öğrenebilir miyim?

BBC'nin Dünya'ya İlham veren 100 kadın arasında Akbelen'in yer alması bizleri inanılmaz mutlu hissettirdi. Umudumuzu, inancımızın ve haklılığımızın bir kez daha karşılık bulması gücümüze güç ve bizlere nefes oldu. İnsanların sevgi, saygı ve takdirini kazanmış olmak müthiş bir duygu varolsunlar. Akbelen'de ve ülkemizin her köşesinde mücadele eden yüzlerce kadınımıza umut oldu. Yaşasın onurlu mücadelemiz yaşasın kadınlar. Bunun yanı sıra Aydın Ses Gazetesi'ne de mücadelemize destek oldukları için teşekkür etmek istiyorum.

Muhabir: AYLİN ESER